YÜCE HAKİKAT
Tüm mevcudatın madeni, ol kün emrinde saklıdır
Her şeyde aşikâr olan; Batın Sensin, Zahir Sensin
Hayır ve şer takdirindir, “Allah bir” diyen haklıdır
Nezirin yok, vezirin yok; Evvel Sensin, Ahir Sensin!
Garip şaşkın âşık ruhum, ilahi vuslatın arar
Tevfikin olmazsa ey Yar, tedbirlerim neye yarar
Vahdet iklimi saadet, ikilik şirk küfür zarar
Hidayet ve inayet kıl, kadirü hem Kahir Sensin!
Âlem nuruna pervane, rasat Cemale doğrudur
Kâinat fabrikasında, nizam Kemale doğrudur
Her şey planlı maksatlı, sanma zevale doğrudur
Sen, eya Rabbül-âlemin; her sanatta mahir Sensin!
Her şey başka bir harika, hepsi hikmet eseridir
Kudretinin meyvesidir, rahmetinin kevseridir
En mükemmel tecelliyse, Gül Muhammed cevheridir
Noksanlıktan münezzehsin, her kusurdan tahir Sensin!
Hepsi gerçeğin gölgesi, âlem hayal hakikat Sen
Binler Birin tecellisi, kurda kuşa kol kanat Sen
Hak arayan Müminlere; şeriat Sen, tarikat Sen
Övülen sevilen Rabbim, âlemlerde Fahir Sensin!
Her kürre ayrı bir devran, her hücre başka bir âlem
Her insan farklı bir dünya, ayrı lezzet ayrı elem
Hak-Batıl ayrı kutuplar, hep aynı kudretten kalem
İlm-ü hikmetin sonsuzdur, hiç tükenmez bahir Sensin!
Gönlüm dünyaya bağlanmaz, bu handa misafir diye
Sahte boncuk satsa idim, alırlardı safir diye
Aşikâr etsem aşkımı, damgalarlar kâfir diye
Dostlar bile hücum eder; “Numaracı sahir Sensin”!
Hâşâ yanlışın olur mu, her hükmün hak, hepsi güzel
Hem Adilsin hem Kerimsin, her takdirin en mükemmel
Ey Can, Hâkimi mutlaksın; tek Sultansın, Ebed Ezel
Pür nihan içre ayansın, hep dillerde şahir Sensin!
Cismim karıncadan zelil, ruhum kâinattan aziz
Hayalim cennetten yüce, halim kelebekten aciz
Ahmak insan dünya için, hak davadan verir taviz
Zi şuur neye yalvarsa; içyüzünde zamir Sensin!
Hikmet ile hoş görsem de, şeriatle boş veremem
Zalimlere buğz etmesem, Hak rızasına eremem
Mihnetle tohum ekmeden, nimet güllerin deremem
Ey Sahibü Kevnü zaman; Kuvvet Senin, Kadir Sensin!
Zerrelerde kürrelerde; hem hücrede hem Herkül’de
Atomlarda kuantumda; elementte molekülde
Göz kulak, dil ve beyinde; gonca gülde yanan külde
Celal Cemal sıfatınla, ayan olan Ğafir Sensin!
“Kelime-i tevhit” demek; “hakikatte birlik” demek
Rab: Batın, Muhammed: Zahir; bunu bilmek bütün emek
Cümle felek, insü melek; havada kuş, suda semek
Muhammed’in hizmetinde; Kur’an hükmün, Amir Sensin!
Dikkat kesil Ahmet Hoca, her zuhurda ayrı mana
Binbir yüzle tecellide, herkesi salmış gümana
Bir yüz ile görünseydin, kâfir de gelir imana
Âlem teşhir sahnesinde, Malikü Musavvir Sensin!
• Sahir: Sihir yapan, göz boyayan.
• Fahir: İzzet ve şeref sahibi, övülüp yüceltilen.
• Şahir: Şan ve şöhret bulan, meşhur olan.
• Bahir: Büyük Okyanus, Derya, Deniz.
• Safir: Çok kıymetli bir mücevher taş.
• Tahir: Tertemiz, saf ve yüce.
• Zamir: Her şeyin iç yüzü, özü, sırrı gizli benliği.
• Tevhit: Birleştirme, farklı görünenleri bir etme, her şeyi bir görme.
• Vahdet: Teklik, birlik, benlikten geçip Allah’a erişmelik.
• Musavvir: Tasvir eden, suret ve biçim veren, kâinattaki tüm varlıkların dengeli ve sistemli projelerini üreten.
• Teşhir: Sergi, gösterim merkezi, yüksek sanat eserlerinin galerisi.
• Semek: Balık çeşitleri, deniz ürünleri.
• Kevn: Yaratılan bütün varlıklar, kâinat.
• Güman: Kesin ve yakin kazanmamış tahmini umutlar ve bakış açıları
https://www.millicozum.com/mc/2016/eylul-2016/yuce-hakikat/