YENİ ANAYASA “ANA TASA-HUZURSUZLUK KAYNAĞI” OLMASIN!
AB talimatıyla ve AKP çıkarına değişiklik paketi neyi amaçlamıştı?
AKP’de Anayasa değişiklik paketi nihayet Referandumla kabul edilmişti. Bazı maddeleri AB reformları çerçevesinde “Ulusal Program”dan alınan değişiklik paketindeki insan hakları ve Kürt sorunları” ilgili düzenlemelerin, kime ve neye hizmet ettiği konusu endişe vericiydi.
Sadece:
- Anayasamızın temel ve değişmez maddelerinin, AB ve AKP’nin işlerini kolaylaştıracak şekilde yorumlanmasının önünü açmak
- Her türlü bağımsızlığımızın AB’ye devrine yasal zemin hazırlamak
- Demokratikleşme demagojisiyle, ülkemizin federasyonlara ayırmanın alt yapısını oluşturmak
- TSK’yı zayıflatmak, yetkilerini budayıp etkisiz ve devre dışı bırakmak
- Artık modası geçmiş katı sosyalist ve masonik Kemalist sistem yerine, ılımlı İslam projesini, yani “İslam Liberalizmi” denen “Müslüman halkımızı Siyonist ve emperyalist güçlere gönüllü hizmetçiliğe hazırlama stratejisini daha rahat ve rantabl uygulamak gibi sinsi ve şahsi hesaplar güdülmekteydi. Oysa böylesi pansuman ve palyatif tedbirlerin mevcut yarayı azdırmaktan başka işe yaramadığını herkesin bilmesi gerekirdi.
Tarhan Erdem dilinin altında neyi saklamaktaydı?
Eski CHP Genel Sekreteri, şimdi koyu AKP destekçisi, Konda Araştırma Şirketi sahibi Tarhan Erdem, seçim sonuçlarını isabetli tahminle meşhur bilinirdi. Oysa “bu sonuçları çıkarmak üzere, toplumu manipüle etmekle” görevliydi. 12 Eylül 2010 referandumunun hemen ardından “YENİ ANAYASA” girişimlerini teşvik ve tavsiye etmekteydi. İnönü, Menderes ve Demirel dönemlerindeki gibi “sağcı ve solcu partinin toplam oylarının %75-80’e ulaştığı bir sürecin, AKP-CHP sayesinde yakalanabileceğini ve bunun istikrar getireceğini” belirtmekteydi. Oysa bu durum, dış güçlerin ve malum masonik merkezlerin, işbirlikçileri eliyle ülkeyi daha kolay yönetmenin ve kontrol etmenin bir gereği idi.
Tarhan Erdem, daha önce Zaman Gazetesinden Nuriye Akman’a şunları söylemişti:
“Bakanlar Kurulu’nun teşkilinden, yerel yönetimlere kadar bütün devlet şemasının müzakere edilmesi ve yazılması lazımdır. Çünkü devleti bugünkü organizasyonuyla mesela 2013 yılına taşımak imkânsızdır. Devlet yapısının değiştirilmesi, bugünkü Türkiye’nin ihtiyacıdır. Merkezi ve yerel yönetimlerin yeniden bir tanımı ve tanzimi şarttır.
Devlet meselesinin Milli Güvenlik Siyaset Belgesi dahil, devlet organizasyonunun bütünüyle gözden geçirilmesi ve bütün devlet şemasının yeniden yazılması üzerinde durulmalıdır. Bakanlar Kurulu’nun teşkilinden, yerel yönetimlere kadar bütün devlet şemasının müzakere edilmesi ve yeniden yazılması kaçınılmazdır. Devlet yapısının değiştirilmesi, bugünkü Türkiye’nin ihtiyacıdır. Merkezi ve yerel yönetimler yeniden bir tanıma kavuşturulmalıdır.”
Oldukça gerekli ve gerçekçi gibi görünen bu tespit ve tekliflerin altında;
a) Türkiye’nin önce Kürdistan, sonra Ermenistan ve Pontus özerk eyaletlerine ayrışmasına
b) Böylece Avrupa Birliği’nin bir eyaleti ve İsrail’in vilayeti yapılmasına zemin hazırlama niyeti yatmaktaydı.
Rahmetli Erbakan Hoca’nın konuyla ilgili tespit ve tavsiyeleri anlamlıydı:
PAMER (Politik Araştırmalar Merkezi)nin İstanbul Hilton’da düzenlediği: Anayasamızın değişmez maddeleri ve T.C.’nin Üniter Milli Yapısı” konulu panele onur konuğu olarak katılan 54. Hükümetin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Anayasa’nın değişmez maddeleri içinde 10 tane nitelik sayıldığına dikkat çekmiş: “Nedir bunlar? 1-Toplumun huzuru 2- Refahı 3- Milli dayanışma 4- Adalet anlayışı, her şey adil olacak. 5- İnsan haklarına saygılı olunacak. 6- Atatürk milliyetçiliğine bağlı kalınacak. Başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan 7- Demokratik, 8- Laik, 9- Sosyal, 10- Hukuk devleti. 10 tane özellikle sayılmıştır. Bunların hepsinin ayrı ayrı önemi vardır. Sadece 4 tanesi sayılmıyor” diyerek kasıtlı saptırma ve çarpıtmaları eleştirmişti.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…