YAHUDİNİN TÜRK DÜŞMANLIĞI VE BUNU ANAYASALLAŞTIRMA HAZIRLIĞI
“Türk” deyince Batılıların aklına, sadece Orta Asya kökenli cesur ve gururlu bir kavminin geldiğini sanmak yanlıştır veya yanıltıcıdır. Çünkü “Türk” onlara; yaratılışındaki yüksek fıtrat yeteneklerini[1] İslam mayasıyla terbiye edip olgunlaştırmış, kendisini ülkesinde ve yeryüzünde hak ve adalet nizamını kurmaya ve korumaya adamış Rahmani düşüncenin temsilcisi[2] konumundaki bir milleti hatırlatmaktadır. Barbar Batılılar (yani Siyonist Yahudi kafalılar ve Haçlı Hıristiyanlar), “Türk kavmine” değil, “Türk Milletine” ve yukarıda izah ettiğimiz “düşünce ve düzene” düşmandır.
Mustafa Kemal’in en büyük iyiliklerinden birisi de:
Malum tabii gerekçeler ve mecburiyetler ve tarihi göçler sonucu; Afganistan, İran ve Irak üzerinden Anadolu’ya gelmiş Orta Asya kökenli Selçuklular ve Osmanlılarla, bu coğrafyadaki yerli halkların, Balkan topluluklarıyla Kafkas soylarının tamamını, ortak ve mutlak kimlikleri ve kopmaz kardeşlik iksirleri olan “Müslümanlık potasında” kaynaştırıp onlara, bütün dünyanın zaten öyle tanımladığı “TÜRK” sıfatını yakıştırmasıdır. Bu sıfat; Türk’ünden Tatar’ına, Kürt’ünden Laz’ına, Çerkez’inden Pomak’ına, Arap’ından Arnavut’una, Aziz Milletimizi oluşturan herkesin ortak tanımıdır. Atatürk bu sıfatı resmileştirmek ve bütün dünyaya tescil ettirmekle en hayırlı işlerinden birini başarmıştır.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin:
“(Bu ülkede İslam’ı dışlayan menfi bir Tük ırkçılığı yapılırsa) o vakit hakiki Türkleri (zayıflatıp), ecnebilerin (siyasi, ekonomik ve kültürel) boyunduruğu altına girmeye mecbur bırakacaktır. Veya Türkleşmiş olan (Kürtler, Araplar, Arnavutlar gibi) sair unsurlar ırkçılık damarıyla, ecnebilere istinat edip ayaklanarak Türk milletini tahakküm altına alacak (böylece milli birlik ve dirliği bozulmuş olacaktır)”[3]
“Türklerin ve Türkleşmiş sair milletlerin, kalbinde yerleşen iman ve itikat sebebiyle(dir ki, bu Millet), yeryüzünde (kendisinden sayıca) yüz mislinden fazla kavimlere galebe çalmış, imanından gelen bir kahramanlıkla İslam’ın bayrağını Asya, Avrupa ve Afrika’ya taşımıştır”[4]
İfadelerinde geçen “Türkleşmiş kavimler” tespiti, başka kökenlere mensup insanların; Milli birlik ve dirlik adına “Türk” sıfatıyla anılmalarının tabii, tarihi ve gerekli olduğuna bir delil sayılmalıdır.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…