Vatansız Para’nın Üç (Komünist) Ajanı:
(Yahudi Asıllı) Marx, Engels, Lenin!..
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE
MÜLKSÜZLEŞTİRME-KÖLELEŞTİRME OYUNLARI (1) [1]
Bu oldukça önemli ve gerekli bilgiler ve değerlendirmeler içeren yazısının bize ulaştırılmasını sağlayan Değerli E. Hv. Plt. Kurmay Alb. Osman Başıbüyük Beyefendi’ye, ülkemiz ve geleceğimizle ilgili daha yararlı ve başarılı araştırmalarının devamını umarak ve kendilerine sağlık ve mutluluk dualarımı sunarak, kıymetli okurlarımızın istifadesine arz ediyoruz.
Uzun süredir taslak halinde bekleyen bu yazıyı yayınlama zamanı geldi. Okuduklarınız sizi biraz şaşırtacak. COVID-19 salgını ile dünya yeni bir sürece girdi. Rusya, Ukrayna’ya saldırdı. Enerji fiyatları fırladı. Enflasyon canavarı hortladı. Gıda krizi kapıda. Market rafları boşalacak. İnsanlar açlıkla güdülecek. Kitlesel göçlerden bahsediliyor. Olanların hiçbiri tesadüf değil. Bu yaşadıklarımız, Mayıs 2020’de İngiltere Prensi Charles Philip Arthur George ve Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Klaus Schwab tarafından dünyaya duyurulan “Büyük Sıfırlama (The Great Reset)’nın birer parçasıdır. Yeni bir dünya düzeni zorla kuruluyor. Nereye sürüklendiğimizi ve neyle karşılaşacağımızı tahmin etmek için geçmişi iyi bilmemiz gerekiyor. Çünkü insanı köle gibi gören bu küreselciler hep aynı şablonu kullanıyorlar. Devletleri mülksüzleştirdiler, şimdi sıra sizde. Komünizmi çözmeden ve bugünkü Ukrayna-Rusya savaşının köklerini bilmeden burnumuzun dibini göremeyiz. Ukrayna ile başlayalım.
(Yahudi) Hazar Devleti’nin yıkılışı
650-965 yılları arasında Karadeniz’in kuzeyinde bugünkü Ukrayna topraklarından Hazar Denizi’nin doğusunda Kazakistan’a kadar uzanan bölgede, doğu ile batı arasındaki ticareti kontrol eden “Hazar” isimli büyük bir devlet yaşamıştı. Arthur Koestler’e göre Hazar Devleti, 740 yılında Yahudi inancını resmi din olarak kabul etmiştir.[2] Zannedildiği gibi Hazar Devleti tam bir Türk devleti değildi. Çünkü Hazarların hepsi Türk kökenli değildi. Halkın tamamı da Museviliği inanç olarak benimsememişti. Halk Müslüman, Hristiyan ve Putperestlerden oluşuyordu. Hazarların Kralı ve yönetici sınıfı Yahudi’ydi. Askerler ise büyük çoğunlukla Müslüman Türklerden oluşuyordu.[3] Hazar Devleti’nde yönetenle yönetilenin farklı inançta olduğu ikili bir yapı vardı. Yönetenler Yahudi, yönetilenler ise çoğunlukla başka etnik ve dini kimliğe sahip olan insanların oluşturduğu halk idi. Kudüs merkezli “Yahudi Krallığı Yehuda” MÖ 586’da Babil İmparatorluğu tarafından yıkılmıştı. Ondan sonra kurulan bağımsız bir Yahudi devleti olan “Hazar’ı” da 965 yılında Ruslar yıktı. Devlet yıkılınca birdenbire insanlar ortadan kaybolmadı. Yahudiler o dönemde de ticaretle ve parayla uğraştığı için bir kısmı ticaret yollarını takip ederek göç etti. Çoğunluk batıya gitti. Almanya içlerine kadar ulaştılar. Polonya ve Macaristan’ı Hazar Yahudilerinin kurduğu söylenir. Bir kısmı ise İpek Yolu’nu takip ederek Buhara ve hatta Afganistan’a yerleşti. Geride kalanlar Orta Asya’dan gelen Türk akınlarıyla kurulan “Altın Ordu” Devleti ve sonrasında Kırım Hanlığı’nda yaşamaya devam etti.
Rusların Hazar Devleti’nden kalan toprakları kontrol altına alması zaman aldı. Rus Çarlığı topraklarını genişlettikçe bölgede kalan Yahudiler üzerindeki baskı artıyordu. Ruslar Yahudilerle beraber yaşamak istemiyor, onları yeni fethettikleri topraklardan sürüyordu. Rus İmparatorluğu, batıda Litvanya ve Polonya’nın bir kısmını ve güneyde Kırım’ı ele geçirdikten sonra dünyanın en büyük Yahudi nüfusunu kontrol eder olmuştu. Bu bölgede 5,2 milyon Yahudi yaşıyordu ve bölgenin ekonomisi, ticaretten üretime Yahudilerin tekelinde bulunuyordu.[4] II. Katerina, 1790 tarihinde İmparatorluğun batı kesiminde Baltık’tan Karadeniz’e uzanan “Pale” isimli bir yerleşim bölgesi ilan etti ve Yahudilerin bu bölgenin dışında yaşamalarını yasakladı. Pale bölgesi bugünkü Letonya, Litvanya, Polonya, Ukrayna, Moldova ve Rusya’nın bir kısmından oluşuyordu.[5] Çar I. Aleksandr (1821-1825) döneminde Yahudiler üzerindeki baskı daha da arttı, Yahudiler köylerden ve kırsal alandan uzaklaştırıldı ve tarımla uğraşmaları yasaklandı. (Belki de kasıtlı bir plan uygulanıyordu…) Böylece Yahudiler şehirlere doldu, işçi olmak ya da ticaretle ve el sanatlarıyla uğraşmaktan başka çareleri yoktu. I. Nikola (1825-1855) Yahudiler üzerine en kapsamlı hukuki düzenlemeleri getiren Çar’dır. 1835 yılında çeşitli antisemitik düzenlemeler yürürlüğe koyuldu. Bunun üzerine Yahudilere karşı yönelen pogromlarda artış oldu.[6] Pogrom kelimesi, Rusçada; “dinsel, etnik veya siyasi nedenlerle bir gruba karşı yapılan şiddet hareketleri” anlamına gelmektedir.