Anasayfa O Hep Haklı Çıktı Çoğu Gitti Azı Kaldı VARLIK FONU MU, İFLAS OYUNU MU?

VARLIK FONU MU, İFLAS OYUNU MU?

Yazar: yonetici
0 Yorum 200 Görüntüleyen

Devletin kıymetli varlıkları, yeni borçlanmalara teminat mı olacaktı?

Geçtiğimiz gün Ziraat Bankası, Halkbank, BOTAŞ, Türkiye Petrolleri AO, PTT, Türk Hava yolları, Borsa İstanbul ve Türksat’ın sermayelerinde bulunan Hazine’ye ait hisselerin tamamı, Türk Telekom’un da yüzde 6.68 oranındaki Hazine’ye ait hissesi ile Eti Maden ve Çaykur’un Türkiye Varlık Fonu’na  aktarıldı. Ardından THY’nin yüzde 49.12, Halkbank’ın da yüzde 51.11 hissesinin Varlık Fonu’na devri kararlaştırıldı. Uzmanlara göre ise Varlık Fonu, halihazırda güçleşen dış borçlanmada “teminat” olarak kullanılacaktı. Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında da Ziraat Bankası, BOTAŞ, Türkiye Petrolleri AO, PTT, Borsa İstanbul ve Türksat’ın sermayelerinde bulunan Hazine’ye ait hisselerin tamamı, Türk Telekom’un yüzde 6.68 oranındaki Hazine’ye ait hissesi ile Eti Maden ve Çaykur’un TVF’ye aktarılmasına karar verildiği belirtilmişti. Öte yandan Bakanlar Kurulunca Savunma Sanayii Destekleme Fonuna ait veya bu fonun tasarrufunda bulunan 3 milyar Lira tutarındaki kaynağın en geç aktarım tarihini izleyen 3 ay içinde geri ödenmek kaydıyla Varlık Fonuna aktarılması kararlaştırılmıştı. Türkiye Varlık Fonu 26 Ağustos 2016’da yapılandırıldı. Özelleştirme İdaresi Başkanı Mehmet Bostan, Türkiye Varlık Fonu Yönetimi AŞ Genel Müdürlüğüne ve Yönetim Kurulu Başkanlığına atanırken, yönetim kurulu üyeliklerine Yiğit Bulut, Kerem Alkin, Himmet Karadağ ve Oral Erdoğan atanmıştı.

Asıl Amacı “Borç” Teminine İpotek Oluşturmaktı.

Başbakanlık’a bağlı olan Türkiye Varlık Fonu Anonim Şirketi’nin ana faaliyet konusu; sözde fonların kurulması ve yönetimi olan sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara katılmaktı. Oysa gerçekte Kamu kurum ve kuruluşlarının kaynaklarının toplandığı, borçlanmasında devlete ait varlıkların teminat gösterildiği Varlık Fonu, özelleştirmeler ile kamuya ait varlıklardan, işçilerden alınacak zorunlu emeklilik kesintilerinden, işsizler için toplanan işsizlik fonundan finanse edileceği konuşulmaktaydı. Hükümet, çok sayıda projeye alım garantisi, geçiş taahhüdü gibi büyük güvenceler sağlamıştı. Sadece 3. köprüden taahhüt edilenler Hazine’ye büyük zarara yol açmıştı. Örneğin, Osmangazi Köprüsü. Devletin günlük 40 bin geçiş garantisi verdiği köprüyü kullananların sayısı bu rakamın ancak dörtte birinde kalmıştı. Günde 40 bin aracın altındaki her geçiş Türkiye’nin zararına; devlet aradaki bu farkı 15 Temmuz 2035’e kadar yüklenici firmaya ödemek zorundaydı. Öyle ki köprünün iki haftalık zararı Türkiye’ye 20 milyon Dolara patlamıştı. İşte Varlık Fonu, bu büyük tazminatları karşılayacak bir büyük kaynak olacak, daha doğrusu dış borçlara ipotek sayılacaktı.

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi