TÜRKİYE’NİN SON ŞANSI VE ERBAKAN’IN MEMLEKET SEVDASI!
O süreçte Erbakan’sız yeni oluşum heveslilerine, şimdi ise partiyi Erbakan çizgisinden uzaklaştırma girişimlerine ve “Erbakan tükenip tıkandı, artık parti bize kaldı” diye sevinen hamiyetsizlere bunları hatırlatmamız, sadık ve samimi insanlarımızı uyarma amacı taşıyordu. Sadece masonik çevreleri ve dış güçleri sevindirecek olan parçalanmaların ve Mescid-i Dırar cinsinden yapılanmaların, mutlaka pişmanlık ve perişanlıkla sonuçlanacağı hatırlatılıyordu. Ve işte bugün Aziz ve Asil Hocamızın, Hakka hicret buyurduğu… Ve hastanede iken kendisini en son ziyaret edenlerden Namık Kemal Zeybek üzerinden: “Millet ve Memleket büyük bir tehdit ve tehlike ile karşı karşıyadır. Bu badireyi atlatmak ve ülkeyi selamete çıkarmak üzere, vicdan sahibi her vatan evladı sorumluluk altındadır” anlamındaki vasiyet nitelikli mesajlarını bizlere duyurduğu böyle bir ortamda, Hocamıza ve davamıza sadakat daha bir önem kazanıyordu…
Şimdi açıkça soralım ve yanıtları üzerinde kafa yoralım:
1- Erbakan Hocamızın planladığı, temel kurum ve kurallarını hazırladığı: İslam Birleşmiş Milletler Teşkilatı, İslam Ortak Pazarı, İslam Dinarı, İslam Savunma Paktı, Müslüman Ülkeler Ortak Eğitim ve Bilim Araştırma Kuruluşları gibi, mutlaka gerekli ve yeterli oluşumları; düşünebilen, gündeme getiren başka bir siyaset erbabı ve bilim adamı çıktı mı?
2– Rahmetli Erbakan’dan başka: Ekonomik, Siyasi, Ahlaki ve İlmi ADİL DÜZEN projeleri dışında, Müslümanların ve tüm insanların huzur, hürriyet, adalet ve bereket içinde yaşayacakları; Kur’an, Sünnet ve İcma’ya dayalı ama çağdaş ihtiyaç ve standartları da karşılayıcı bilimsel ve bütünsel programları ortaya koyabilen birileri var mıydı?
3– İslam Hukuku Uzmanı olarak tanıtılan Prof. Dr. Hayrettin Karaman’ın: “bugün bir İslam Dünyası olduğuna inanmadığını” itiraf buyurdukları, ama irtibatlı, intizamlı, canlı ve caydırıcı bir İslam dünyası oluşturma planlarını bir türlü ortaya koyamadıkları Anadolu Platformu’nun 8. Anadolu Buluşmaları kapsamında düzenlediği “Değişen Dünya ve İslam” sempozyumundaki tavrı acizlik ve çaresizliğini ve ilmi yetersizliğini, laf ebeliği ile örtme çabasıydı.
Prof. Dr. Hayrettin Karaman “Bizim bir şekilde o Ümmeti yeniden tesis etmemiz lazım. Şimdi böyle bir organizasyon yapmalıyız” sözleri de toplumu avutma ve uyutma amaçlı değilse tam bir nankörlük alametiydi ve Erbakan’ın bu yöndeki ilmi ve İslami hazırlıklarını yok sayma ve unutturma zavallılığıydı.
“İslam Dünyasının karşısında öteki tabirini kullandım. Bizim yaramıza merhem olacak ‘Uluslararası Topluluk’ bulunmamaktadır.” “Bizim sorunumuz Ümmetsizliktir. Ümmeti yeniden tesis etmekten başka çare yoktur. Nerede olursa olsun, Müslümanların dayanışmasını sağlayacak, benim hakkımı hukukumu koruyacak bir organizasyona ihtiyaç vardır!” derken, Erbakan Hoca’nın tarihi ve talihli atılımlarını ya hiç duymamıştı veya bunları sahiplenip gündeme taşıyacak, daha da olgunlaştırıp insanlığın dikkatine sunacak ilmi yeterlilikten ve imani ciddiyet ve cesaretten mahrum bulunmaktaydı.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…