Anasayfa O Hep Haklı Çıktı Çoğu Gitti Azı Kaldı TÜRKİYE’NİN KUŞATILMIŞLIĞI VE MİLLİ KURTULUŞ PROGRAMI (1)

TÜRKİYE’NİN KUŞATILMIŞLIĞI VE MİLLİ KURTULUŞ PROGRAMI (1)

Yazar: yonetici
0 Yorum 480 Görüntüleyen

TÜRKİYE’NİN KUŞATILMIŞLIĞI

VE

MİLLİ KURTULUŞ PROGRAMI (1)

      

Hakkın Kerameti, Erbakan’ın Bereketi Yaşanmıştı!

“Biz Amerika’ya ve Avrupa’ya rağmen hiçbir şey başaramayız!” kanaati yaygın bir yanlıştır. Çünkü 1996-1997 yıllarında bir yıllık süreçte “Milli Görüş İktidarı”nı yaşadık ve gördük. 28 Haziran 1996’dan 2 Temmuz 1997’ye kadar, takriben bir yıl iktidarda kalan Erbakan Hükümetinin Milli Görüş zihniyeti ile son otuz yılın en başarılı hükümeti olarak yaptığı hizmetleri üç ana grupta özetlemek mümkündür.

1- Ekonomik atılım yaşandı. 2- Zulüm dünyası yerine “Yeni Bir Saadet Dünyası”nın kurulmasına başlandı. 3- “Manevi Kalkınma Hamlesi” yapıldı.

1- Ekonomik Atılım:

Erbakan Hükümeti işe başlarken, aynen bugünkü gibi işsizlik, açlık ve borca esir olmuş bir ekonomik yapı vardı. Erbakan Hükümeti bu şartlar altında çalışmaya başlar başlamaz bilindiği gibi, önce; “Ekonomik Yıkımı Durdurdu”,

Ardından: “Herkese Refah”, “Milli Ekonomi”, “Rant Ekonomisinden Reel Ekonomiye Geçiş”, “Milli, Güçlü, Süratli, Yaygın Kalkınma”, “Üretim, İstihdam ve İhracat Seferberliği” programlarını uygulamaya koydu.

Milli Görüş’ün bu programları çerçevesinde, önce yıllık toplam tutarı 50 milyar Dolar olan bütçeye, altı ayda 35 milyar Dolar ilave gelir katmak başarıldı. Türkiye IMF’nin boyunduruğundan kurtarılarak Milli Görüş’le yapılan bu kalkınma hamlesinde bütçeye yapılan bu büyük ilave; bir kuruşluk yeni bir borç alınmadan, bir kuruşluk yeni bir vergi konulmadan, bir kuruşluk zam yapılmadan, tamamen Allah’ın milletimize verdiği milli imkânların harekete geçirilmesi suretiyle milli kaynaklardan sağlandı.

Bu 35 milyar dolarlık ilave gelire; 10 milyar doları yeni borç yapılmadığı için faizden kurtarılarak milli imkânlarla ulaşılmıştı. Yani, milletin parasının rantiyeye ve dışarıya değil, millete yönlendirilmesi suretiyle sağlandı. 13 milyar doları, hazırlanmış olan dört adet kaynak paketi programlarının uygulamaya konması vasıtası ile mevcut milli imkânların halkın hizmetine yönlendirilmesi sureti ile sağlandı. 7 milyar doları; Milli Görüş gelinceye kadar, yılda 5 milyar dolar zarar eden KİT’lerin, 2 milyar dolar kâra geçirilmesi ile sağlandı.

Erbakan Hükümeti, böylece bütçeye ilave edilen 30 milyar doları; köylü, işçi, memur, emekli, yoksul ve fakirlerin gelirlerine yaptığı büyük zamlarla halka dağıtınca; halkın alım gücü arttı, esnafın yüzü güldü, esnaf üreticiden daha çok mal istedi, üretici daha çok insan çalıştırdı. Böylece ekonomi tabandan desteklenerek bir büyük “Bereket Dönemi” yaşandı. Refaha kavuşan halk, o yılın programında öngörülen vergi gelirleri -yeni vergi konmadığı halde- daha çok kazançtan dolayı daha çok vergi ödendiği için, Devletin vergi gelirleri programa nazaran “5 milyar dolar” arttı. Devletin borçlanmaması, KİT’lerin mali ihtiyaçlarının kolaylıkla karşılanması için ve halkın imkânlarının faize gitmesi yerine, halka yönlendirilmesi için, Milli Görüş’ün uyguladığı “Havuz Sistemi” ekonomik kalkınma bakımından efsanevi bir rol oynamıştır.

Havuz Sistemi; bütün kamu kurumlarının mali imkânlarının özel bankalarda değil, devlet bankasında tutulmasını ve Türkiye çapında tamamının bir bilgisayar sistemi vasıtasıyla bir merkezden kontrol ve takip edilmesine imkân hazırlanması sistemidir.

Devlet bütçesi 3’er aylık dilimlerle kamu kurullarına gönderilmekte, ayrıca birçok devlet kurumları da halktan hizmet ve vergi karşılığı gelir temin etmektedir. Bu imkânlar, ERBAKAN Hükümetinden önce düşük faizle rantiye bankalarına konulmakta, bilahare onlar tarafından devletin parası o dönemde %150’ye varan faizlerle Devlete borç olarak verilip, devletin imkânlarının büyük bir bölümünün rantiyeye faiz olarak aktarılmasına sebebiyet vermekteydi.

Mesela; İzmir’de TEDAŞ’ın topladığı devlete ait elektrik parası var, Elâzığ’da Karayollarının yol yapımı için paraya ihtiyacı var. TEDAŞ’ın bu parası havuz vasıtasıyla Elâzığ Karayollarına faizsiz olarak aktarılacağına; düşük faizle rantiye bankasına veriliyor, sonra çok yüksek faizle rantiye bankasından alınıp, Elâzığ’a intikal ettiriliyordu. Böylece halkın parası halka hizmet ve refah için değil, halktan alınıp, rantiyeye faiz olarak ödenmek suretiyle milyonların hakkı bir avuç rantiyeye aktarılıyordu. Havuz Sistemi ile bu oyun bozuluyor, halkın parası faize gideceğine, halkın hizmet ve refahına yöneliyordu.

 

 

MAKALENİN DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi