TÜRKİYE KUŞATILMIŞTIR VE TARİHİ HESAPLAŞMA KAÇINILMAZDIR
Türkiye’nin, “PKK ile barışma” perdesi altında bir “ayrışma” sürecine doğru hızla kaydırılmasından endişe ediyoruz. Çözüm kılıflı bir çözülme planından kuşkulanıyoruz. Şimdi, bir zamanlar Rahmetli Erbakan’ın demokratik seçimler sonucu kurulan Refah-Yol iktidarını yıkmak için beşli çete oluşturan, İmam Hatiplerin kökünü kurutacak raporlar hazırlayan, bugün AKP’nin uyguladığı Kürt açılımının temel projelerini ortaya koyan: TÜSİAD ve TESEV yetkilisi, George Soros desteklisi, Sabataist kökenli Şişli Terakki ailesi, meşhur Robert Kolejli, Mehmet Barlas’ın eşi Mecbure Canan Barlas’ın ağabeyi şu CAN PAKER’in Doğu Bölgesi Akil Heyeti Başkanı olduğu bir projeden şüphe ve endişe duyduğumuz için niye haksız bulunuyoruz? Bu kaygı ve kuşkularımız yersiz ise, sadece biz “aşırı kuşkucu ve hayal kurgucu” oluruz.. Yok, eğer bu endişelerimizin yüzde biri bile haklıysa, o zaman ülkemizin Irak’ın durumuna düşmesinden elbette korkuyoruz!
“Eğer o bir yalancı ve komplo takıntılı birisi ise yalanı kendi aleyhinedir ve sonunda onu rezil edecektir. Yok eğer iddialarında doğru ise o ve vaat ettiği musibet ve felaketlerin bir kısmı bile size dokunsa, bu sizin mahvolmanız demektir” (Mü’min: 28)
- JGK Bekir Kalyoncu’nun 2012 strateji raporunda Milli birlik ve dirliğimizin ciddi tehdit altında olduğunu vurgulaması boşuna değildir.
- 28 Nisan 2013 Radikal’de Cengiz Çandar: Kandil sohbetinde, Murat Karayılan’ın, BM’e bağlı etkin bir kuruluşun, özel bir uçakla PKK yetkililerini Oslo’ya götürdüğünü ve Barzani yönetiminden destek görüldüğünü” açıkladığını belirtmiştir. Yani bu barış sürecinde Sn. Erdoğan ve Öcalan sadece postacılık rolü üstlenmiştir.
- Tarihte Nemrutlara, Firavunlara ve Neronlara tapınanlar gibi, bugün de “asla baş edilmez” diyerek Amerika’yı tanrılaştıranlara karşı, yegâne kuvvet ve kudret sahibi Allah’a sığınıp milli hürriyet ve haysiyet mücadelesi vermek bir iman ve insanlık görevimizdir.
- İmanın temel esası ve insanlığın hassası; Hakka ve hayra tarafgirlik, Batıla ve barbarlığa karşı gelmektir.
“Kim Tağutu red ve inkâr eder de Allah’a iman getirirse, o sapasağlam bir kulpa yapışmıştır” (Bakara: 256)
Yani İslam’ın ve insanlığın gereği, antiemperyalist ve antisiyonist bir tavır sergilemektir.
- Mustafa Kemal o günkü şartlarda oldukça zahmetli ve tehlikeli bir yolculukla, Libya’yı emperyalist Batı işgalinden kurtarmak üzere bu ülkeye gitmiş ve Ömer Muhtar’ların şanlı mücadele fitilini ateşlemiştir. Ve yine 1937’de Siyonist merkezlerin ve ABD İngiltere’nin Filistin’de bir Yahudi devleti kuracağını sezip “Hz. Peygamber Efendimizin Miraca çıktığı kutsal mekânları koruma hatırına, gerekirse bölgeye kahraman ordumuzu göndereceğini ama İsrail’in kuruluşuna müsaade etmeyeceğini” bildirmiştir. Şimdi O’nu kötüleyenlere İsrail işbirlikçilerini ise övenlere bunları sormak gerekir:
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…