TENBEL VE DUYARSIZ, HAYRA VARAMAZ!..
Davaya gönülden, hadim olmayan
Hikmet diyarına, asla çağrılmaz…
Laçkalaşmış nefse, hâkim olmayan
Gaflet girdabından, çıkıp ayrılmaz…
Kim ki hizmet için, kalkıp koşarsa
Manevi zevkini, tadıp coşarsa
Dünya tutkuların, çözüp boşarsa
Onda nefis Şeytan, asla karılmaz1…
İstiyorsan olsun, Hakk senden razı
Tam Kıtmir misali, olmalı tazı
Bir kilo altına, bin günlük kazı
Yapmazsan bil hazi-neye barılmaz2…
Halis gayretliye, ilham yetişir
Kötü niyetliye, evham erişir
Dosta üstadına, itham söyleşir
Şer kafadan Şeytan, asla ayrılmaz…
Takvayı kendine, edinsen azık
Kur’an’ı hak ölçü, fetvayı hazık3
Tenbel teneşirlik, vah sana yazık
Kadere inanan, Dosta darılmaz…
Anlattım uyardım, yazdım yokladım
Nice kusurları, silip akladım
Özel konuları, örtüp sakladım
Gizli sırlar mikro-fona bağrılmaz…
Yeter kendine gel, silkin be kardeş
Ciddi bir besmele, ilkin be kardeş
İmtihan verirsin, bil ki be kardeş
Büyük mahkemede, kimse kayrılmaz…
“Ben kurtuldum…” sanmak, Şeytani ruhsat
Haydi doğrul diril, kaçmadan fırsat
Madem Hak rızaya, ulaşmak maksat
Mü’min boş bahane, bulup sarılmaz…
Her mü’min herkesi, insafla tartsın
Dost kıymetin bil ki, şerefin artsın
Sadık kişi suçu, niye abartsın
Bir kem söz yüzünden, kafa yarılmaz…
Yormaz yorum yazmaz, ilgisiz adam
Bilgelik taslıyor, bilgisiz adam
Boşverir saygısız, sevgisiz adam
Ey can bu kafayla, hayra varılmaz…
Dürterek gevşekler, yük taşırlarmış
Tenbeller ensesin, hep kaşırlarmış
Söz tutmaz; çiğ kalır, pek hışırlarmış4
Zafer yolcuları, bıkmaz arılmaz5…
1- Karılmak: Karışmak, iş birliği yapmak.
2- Barılmak: Eski Türkçede; gidilmek, yetişmek.
3- Hazık: Maharetli, işin ehli, mütehassıs.
4- Hışır: Olgunlaşmamış meyve, çiğ kalmış yemek.
5- Arılmak: Yorulmak, usanmak.