Tehlikeli Rakka Harekâtı ve TÜRKİYE’YE TUZAK HAZIRLIĞI BOŞA ÇIKARILDI
Sn. Erdoğan’ın ABD gezisinin ardından Beyaz Saray’ın DEAŞ ile Mücadelede Özel Temsilcisi Brett McGurk, DEAŞ ile mücadelede YPG pürüzüne rağmen Türkiye ile yakın müttefik olunduğunu söylemesi, Rakka batağıyla ilgili kuşkularımızı hatırlatmıştı. DEAŞ ile mücadelede Türkiye’nin bölgedeki gücünü vurgulayan özel temsilci, Türkiye olmadan koalisyon güçlerinin başarılı olamayacağını aktarmıştı. McGurk, Beyaz Saray’daki Erdoğan-Trump zirvesi sonrası bunları açıklamıştı. Rakka operasyonu sonrası Türkiye ile yakın işbirliği içerisinde olacaklarını ileri süren McGurk’un, bölgedeki istikrar için Türkiye’nin önemli bir güç olduğunu ve Türkiye olmadan bu istikrarın sağlanamayacağını ve birlikte çalışıldığını söyleyerek, “Her koalisyon ortağıyla olduğu gibi, onlarla da bazı farklılıklarımız var. Ama çok yakın müttefikiz ve sorunları her zaman çözebiliriz” demesi Türkiye’nin Rakka tuzağına çekilmeye çalışıldığı endişelerimizi haklı çıkarmıştı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun, kendisiyle ilgili: “Teröre destek veriyor, kesinlikle değiştirilmesinde fayda var” yorumunun hatırlatılması üzerine McGurk, “Bakan Tillerson’ın yakın ilişkiler içinde olduğu bir mevkidaşı” olarak tanımladığı Çavuşoğlu için, “Taktiksel farklılıklarımız olabilir, Dışişleri Bakanı’na büyük saygım var” sözleri de kafaları karıştırmıştı. Amerikan Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford da, Türkiye’yle görüş ayrılığı yaşanıp yaşanmadığıyla ilgili soruya, “Bunu askeri bir bakış açısıyla cevaplayacağım. Türkiye’nin kaygılarını ortadan kaldırmak için önlemler almaktayız!” ifadeleri de Türk askerinin PYD ile birlikte Rakka batağına sürüklenmek üzere çeşitli kılıflar hazırlandığını ortaya koymaktaydı. Ancak Hükümetin bu teslimiyetçi tavrına karşı “devletin” ağırdan alması ve Silahlı Kuvvetlerin kararlılığı, çok şükür bu tuzakları boşa çıkaracaktı ve ABD PKK ile DAEŞ’i uzlaştırmak zorunda kalacaktı.
Artık kesinlik kazanan ve Türkiye’nin de parçalanmasına yol açacak olan, ABD’nin “bağımsız Kürdistan” planına karşı çok ciddi ve gerçekçi tedbirlerin mutlaka alınması lazımdır. 1991’de Körfez savaşı sonrası ABD bölgeden çekilirken Irak’ın kuzeyinden sayıları hiç de az olmayan bir grup Kürt gencini aileleriyle birlikte önce birkaç aylığına Guam Adası‘na oradan da ABD’ye taşımış ve bunları çok özel eğitimlere almıştı. Bugün Kuzey Irak’ta Barzani iktidarında yönetici konumunda bulunan kadronun bir bölümü o gençlerden oluşmaktaydı. Şimdi Suriye’deki PKK olan PYD elebaşlarının birçoğu aynı eğitimlerden geçmiş militanlardı. İlk Körfez Savaşı günlerinde, ABD’nin Suudi Arabistan’daki üssünde görüştüğü, biri mükemmel Türkçe konuşan bir yarbayın, bölgemizin sonunda alacağı biçimi yansıtan haritayı kendisine gösterdiği Güneri Civaoğlu‘na göre: “Müdahale bittiğinde ellerindeki ağır silâhları Kürtler’e bırakacaklarını ve onların da bunlarla Türkiye’ye karşı savaşacaklarını da anlatmıştı o yarbay…” Bütün bunlardan sonra şimdi kalkıp: ABD’den PYD/YPG’ye gönderilen ağır silâhların Türkiye’ye karşı kullanılmayacağı garantisini istemek ahmaklıktan öte bir aymazlıktı.
Erdoğan’ın ziyaretinin hemen ardından ABD’liler PYD ve PKK ile buluşmuşlardı!
ABD Başkanı Trump, DEAŞ özel temsilcisi Brett McGurk başkanlığındaki bir heyeti Erdoğan ile görüşmesinin üzerinden 24 saat geçmeden Kobani’de YPG ile görüşmeye yollamıştı. ABD’li heyetin görüşmesi sırasında McGurk’ın yanında, Türkiye’nin başına 4 milyon lira ödül koyduğu ve kırmızı liste ile aradığı PKK’lı ‘Şahin Cilo’ kod adlı Abdi Ferhad Şahin de salondaki yerini almıştı! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump görüşmesi öncesinde ABD’nin PYD’ye silah yardımı yaptığını ve verilen ağır silahların geri alınmasının söz konusu olmadığını açıklaması da Türkiye’ye karşı küstahça bir mesajdı. Bu görüşme esnasında ve sonrasında yaşananlar, büyük şeytandan “beklenen” dostluğun yerini hayal kırıklığı almıştı. ABD’li heyetin YPG ile görüşmesi sırasında McGurk’ın yanında, Türkiye’nin başına 4 milyon lira ödül koyduğu ve kırmızı liste ile aradığı PKK’lı ‘Şahin Cilo’ kod adlı Abdi Ferhad Şahin oturmaktaydı. Görüşmeye YPG’den Polat Can, Kobani Kantonu Başkanı Enver Müslim, YPG’den Aldar Halil gibi isimler katılmıştı. ABD Başkanı Donald Trump’un DEAŞ özel temsilcisi Brett McGurk başkanlığındaki ABD’li bir heyetin, Suriye’nin Kobani Kenti’nde YPG, DSG ve Kobani kantonu yetkilileri ile görüşmesi, Sn. Erdoğan’ı ve Türkiye’yi hesaba katmamalarının kanıtıydı. Artık bu küstahlıklara karşı, Milli ve dirayetli tavır alacak bir yönetime ihtiyaç vardı.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…