SUSANLAR KUSANDAN ALÇAK!

Yazar: yonetici
0 Yorum 309 Görüntüleyen

SUSANLAR KUSANDAN ALÇAK!

 

 

Bir mü’mine, iftiraya

Susanlar, kusandan alçak!

Her hileye, entrikaya

Susanlar, kusandan alçak!

          

Tek Allah’a biat eden

Malla canla, cihat eden

Kutlu Zat’a, isnat eden

Susanlar, kusandan alçak!

        

“Hırsız” diyen, Hocasına

Lanet karı, kocasına

Kül atılmış, goncasına

Susanlar, kusandan alçak!

        

“Dilsiz Şeytan”, çok iğreti

Vicdan sönmüş, yok gayreti

Ne tepkisi, ne hayreti

Susanlar, kusandan alçak!

        

Hoca gibi şahsiyeti

Tan edenin, pis niyeti

Yok bunların, haysiyeti

Susanlar, kusandan alçak!

        

Unutma, fani cihandır

Hakkı tutan, şeref Han’dır

Elbet hayat, imtihandır

Susanlar, kusandan alçak!

      

İslam, Allah yapısıdır

Saadet, Hak kapısıdır

Münafıklar, kir pasıdır

Susanlar, kusandan alçak!

        

Ey vefakâr, ehli cihat

Milli Görüş, Hak’ka ricat

Dik durmayan, bulmaz necat

Susanlar, kusandan alçak!

      

Kalbi kara, AK sanıyor

Adı HAS ya, pak sanıyor

Cahil onu, HAK sanıyor

Susanlar, kusandan alçak!

      

Haydi diril, doğrul artık

Dost uğrunda, yoğrul artık

Hainlerden, kurtul artık

Susanlar, kusandan alçak!

 

 

 

KURAN’A GÖRE İFTİRANIN VE ONA KARŞI SUSANLARIN CEZASI

Nur Suresi:

11 – Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla ve iftirayla gelenler, içinizden sizinle birlikte davranan bir ekiptir; siz onu (iftira olayını) kendiniz için (kötü) bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. (çünkü bu tavırları, münafıkların tanınmasına ve ayrışmasına vesile olacaktır.) Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise daha büyük bir azab vardır.

12 –Onu işittiğiniz zaman, erkek mü’minler ile kadın mü’minlerin kendi nefisleri adına hayırlı bir zanda bulunup: “Bu, açıkça uydurulmuş iftira ve yalandır” demeleri gerekmez miydi?

13 – (Bu asılsız ve kasıtlı iddiaları ortaya atanlar, bunları ispatlamak üzere) Ona karşı dört şahitle gelmeleri gerekmez miydi? Şahitleri getirmediklerine göre, artık onlar Allah katında alçak yalancıların ta kendileridir.

14 – Eğer Allah’ın dünyada ve ahirette sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız dedikodudan (ve bu iftiralara sessiz ve tepkisiz kalmaktan) dolayı size büyük bir azab dokunuverirdi.

15 – O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söyleyip tekrarladınız ve bunu kolay (ve basit bir şey) sandınız; oysa o Allah katında çok büyük bir (vebal) dir.

16 – Onu işittiğiniz zaman: “Bu konuda söz söylemek (ve münafık iftiracıları haklı görmek) bize yakışmaz. (Allah’ım) Sen yücesin; bu, büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi?

17 – Eğer iman edenlerden iseniz, bunun gibisine (Peygamberin namusuna ve hak dava elçilerinin onuruna yönelik iddialar karşısında tepkisizliğe) bir daha dönmemeniz için Allah size öğüt vermektedir.

18 – Allah size ayetleri açıklıyor; (ve uyarıyor) Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

21 – Ey iman edenler, şeytanın adımlarına tabi olup (münafıkları takip etmeyin) Kim şeytanın adımlarına uyarsa, (bilsin ki) gerçekten o (şeytan) çirkin utanmazlıkları ve münkeratı (haksız ve ahlaksız iddiaları) emretmektedir. Eğer Allah’ın üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, sizden hiç birinizin (ve özellikle iftiralara gereken tepkiyi göstermeyenlerin) ebedi olarak temize çıkması mümkün değildi. Ancak Allah, dilediğini (iyi niyetini ve meşru mazeretini bilip merhamet ettiklerini) temize çıkarır. Allah, işitendir, bilendir.

 

 

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi