Suriye’de, Türkiye’ye Karşı
ABD-RUSYA İTTİFAKI VE YENİ HAÇLI HESAPLARI
Suriye sınırımız boyunca ABD ve İsrail’in, iş makineleri, demir ve çimento yardımı dâhil, her türlü desteği ile PKK-YPG militanlarına yaptırılan, toplam uzunlukları yüzlerce kilometreyi bulan sığınak ve kanalların, sadece bölgedeki teröristlerin korunmasını sağlayan siperler ve tüneller olduğunu sanmak yanlıştır. Bunca masraflı yığınaklar, kanal ve sığınaklar, Türkiye’ye yönelik yeni Haçlı saldırısı hazırlığının bir parçasıydı. Bölgedeki PKK/YPG ve DEAŞ militanlarının çekilmesi de bir kaçırma değil, planlı ve hesaplı bir “kaydırma” operasyonlarıydı. Yani teröristler daha tehlikeli oluşum ve saldırılar için kuzeye kaydırılmışlardı. Bu nedenle TSK’nın Barış Harekâtı hayati bir önem taşımaktaydı, ama yarım bırakılması kafalarımızı karıştırmıştı. Bazılarına göre “tarihi başarı…” bize göre ise, maalesef “Bir geri adım atılması” olan bu anlaşmanın hangi mecburiyet ve mahkûmiyetler karşısında yapıldığı ortaya çıktığında herhalde yer yerinden oynayacaktı. Lütfen hatırlayalım; bu anlaşma güya Amerika’yla yapılmıştı. Hâlbuki metinde “ateş kesmek” ve “ara vermek” ifadeleri yer almıştı. Oysa bu Harekât sırasında karşımızda ABD askerleri değil PKK/PYD teröristleri vardı. Ama masada karşımızda ise ABD temsilcileri oturmuşlardı. Bu durumda, resmen ve alenen, ABD teröristlerin temsilcisi olmamış mıydı? Erdoğan iktidarı da, dolaylı biçimde terör şebekesiyle anlaşma imzalamış mı olmaktaydı? 2019 yılı 17 Ekim’inde imzalanan anlaşma gereği ara verilen Barış Pınarı Harekâtı gerçekten amacına ulaşmış mıydı?
ABD’nin Türkiye’ye uygulayacağı yaptırımların bazılarını açıklamasının hemen ardından Sn. Erdoğan’la barış anlaşması imzalayan Trump’ın Başkan Yardımcısı Mike Pence, Beyaz Saray’da gazetecilere konuyla ilgili bilgiler aktarmıştı. Bu açıklama sırasında çok ilginç bir detay ortaya çıkmıştı. Bu, ABD’nin yıllardır her türlü desteği verdiği terör örgütü ile ABD Başkanı’nın görüştürüldüğü itirafıydı.
Barış Pınarı Harekâtı ile köşeye sıkışan terör örgütü PKK/YPG’nin elebaşlarından ‘Şahin Cilo’ kod adlı terörist Ferhat Abdi Şahin’in ABD Başkanı Donald Trump ile bizzat görüştüğü anlaşılmıştı. Açıklama, Beyaz Saray’ın bahçesinde ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence tarafından yapılmıştı. Kırmızı Bültenle aranan terörist, daha önce de BM’de gizli görüşme yaparak hukuk dışı bir anlaşmada “taraf” olarak kabul edilmesi ile gündeme taşınmıştı. Bu terörist, 28 yıldır PKK’nın eylemlerine katılmıştı ve 63 askerin şehit edildiği saldırıların 1 nolu faili olarak aranmaktaydı. Sivilleri katleden, yerlerinden süren, DEAŞ’lı teröristlerle sözde mücadele ederken yakaladıkları teröristleri daha sonra serbest bırakan ve hatta kaçmalarına olanak sağlayan PKK/YPG’li teröristler, ABD tarafından bir devlet temsilcisi gibi muhatap alınmaktaydı. CNN International’ın savunma muhabiri Ryan Browne’nin paylaşıma göre ABD Başkan Yardımcısı Pence, Beyaz Saray’ın bahçesinde yaptığı bu açıklamalar sırasında, Trump’ın YPG/SDG’nin başındaki Mazlum Kobani ile konuştuğunu doğrulamıştı. Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın “manevi evladım” dediği terörist Mazlum Kobani, Türkiye’nin üst düzey arama listesi olan kırmızı listede yer alan bir eşkıyaydı. ABD’nin her fırsatta desteklediği ve sık sık görüştüğü ‘Şahin Cilo’ kod adlı bu terörist, eski ABD Başkanı Barack Obama’nın DEAŞ’la Mücadele Özel Temsilcisi olarak atadığı ve Trump döneminde de bir süre görevine devam edip 31 Aralık 2018’de istifa eden Brett Mc Gurk ile de buluşmuşlardı.
..
makalenin tamamı için tıklayınız…