Sözcü Gazetesi Yazarı SAYGI ÖZTÜRK’ÜN SAYGISIZLIĞI
Herhangi bir kişi veya ekiple ilgili iddiaların “sanki ispat edilmiş ve hüküm verilmiş bir karar” gibi kamuoyuna takdim edilmesi, kasıtlı bir karalama kampanyasına aracılık yapmaktır. Ve hele resmen ve hukuken haksızlığı ve dayanaksızlığı sabit görülüp, Adana Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığınca geçersiz bulunan Milli Çözüm Ekibine yönelik bir iddiayı, hala “Polise göre: Ergenekon’un “İslamcı kanadı” diye 13 Kasım 2012 tarihli Sözcü Gazetesindeki yazısına başlık yapan Saygı Öztürk, maalesef adına yakışmayan bir sahtekârlık ve saygısızlık yapmıştır.
Söz konusu yazısında, Milli Çözüm Ekibine yönelik “silahlı terör örgütü” gibi asılsız ve alakasız bir iddianın yine Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığınca reddedildiğini, bir kişi tarafından evinde hatıra ve silah merakıyla bulundurulan ve hiçbir olayda kullanılmayan tabanca ve mermiler yakalanmasının, Milli Çözüm Ekibinin “silahlı terör örgütü” olarak yaftalanmasına hukuken (ve ahlaken) gerekçe gösterilemeyeceğini, kendisi de bilip ifade ettikten sonra kalkıp:
“Soner Yalçın, bu durumda şunları sorardı: “İslamcı Milli Çözüm Dergisiyle, ODA TV soruşturmasının farkı nedir? Üstelik Milli Çözüm Dergisinde silah, yaralama var. İkisi de Ergenekon iddiasıyla operasyona uğradı. Birinde kovuşturmaya yer yoktur kararı varken, Soner Yalçın iki yıldır neden tutuklu yargılanıyor?” sözlerindeki sakatlık sırıtmaktaydı. Önce Saygı Öztürk, Soner Yalçın’ın ağzıyla “Milli Çözüm Dergisinde silah var, yaralama var” diye iftira atmaktaydı. Çünkü bu silah ve yaralama olayının, Milli Çözüm ekibiyle uzaktan-yakından hiçbir ilgisi olmadığı, sadece şahsi olaylar sayıldığı bizzat Cumhuriyet savcısının beyanıdır.
Bilemiyoruz, böylesine adil, hukuki ve vicdani bir karar verdiği için mi, yoksa başka bahanelerle mi, “özel yetkilerinin” alınıp sade bir savcı olarak Adana’da görevine devam eden, hiç tanımadığımız ve adını bile yeni öğrendiğimiz Sn. Hüseyin Düzgün’ün ismen deşifre edilip bir nevi hedef gösterilmesi de bize göre yanlış bir yaklaşımdır.
Ve yine Saygı Öztürk yazısında; “Devlet güvenliğiyle ilgili belgeler” kısmında;
“Şüphelilerden N.K, E.P, O.Ç ve M.D’de Milli Güvenlik Kurulu’nun 28 Şubat kararlarının fotokopisi ele geçirildi. Fezlekede şüphelilere “Devletin güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurmak” suçlaması yapıldı. Buna karşın Cumhuriyet Savcısı kararında “Bahsi geçen belgelerin değişik internet sitelerinde de mevcut olduğu, herkesin internetten kolayca temin edebileceklerini” belirtti ve bunun için takibata gerek olmadığına karar verdi” şeklindeki beyanlarına rağmen hala bizi “suçlu iken salındı” göstermesi gerçeği çarpıtmaktır.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…