Sorumsuz, Onursuz ve Huysuz Kişinin Hz. ALİ ve EHL-İ BEYT KÜSTAHLIĞI
…
Bu alçak ruhlu sapık:
1- Hz. Ali’ye iftira atıp kin kusuyordu. Öyle ki Hz. Ali’ye “47 Sahabenin katili” damgasını vuracak kadar küstahlaşıyordu. Bu bayağılık tavrıyla, Kur’an’ın işarî ayetleriyle ve bizzat Hz. Peygamber Efendimizin sahih hadisleriyle övülen ve Aşere-i Mübeşşere’den sayılıp cennetlik müjdesi verilen Hz. Ali gibi bir zata, tam bir fesatlık ve münafıklık damarıyla saldırıyordu!
2- Hz. Hasan ve Hüseyin’e (Ehl-i Beyt’e) düşmanlık ediyordu!
● Hz. Hasan’a (Hâşâ:) “Uçkur sevdalısı, kadın ve şehvet bağımlısı” diye sataşıyordu.
● Hz. Hüseyin’e: “Siyaset ihtiraslısı, riyaset (baş olma) meraklısı” diye hakaretler yağdırıyordu.
Oysa Hz. Peygamberimiz, bakınız bu mübarek zatlar için şunları buyurmuşlardı:
“Allah’ım Ben onu seviyorum, Sen de onu sev.” (Buhari: 3749) “Allah’ım Ben onu seviyorum, Sen de onu sev… Onu sevenleri de sev…)” (Müslim: 2421)
“Onlar (Hasan ve Hüseyin) Benim dünyada iki reyhanımdır!” (Buhari: 3753)
“Onları (Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i) seven Beni sevmiştir. Onlara buğz ve hakaret eden Bana buğz etmiştir!” (Sünen-i Ebu Davud: 2-29)
En başa girilen ve çağdaş münafık zalimlere dikkat çeken ayet-i kerime ile bağlayalım.
“Hayır, (asıl) zalimler; hiçbir bilgiye dayanmaksızın kendi hevâ (istek ve tutku)larına uymuş (ve Allah’ın sözlerini kendi heveslerine uydurmuş olan)lardır. (Bunlar Kur’an’ı ve Resulüllah’ı değil, kendi kuruntularını esas almışlardır. Oysa bir bilgi ve belgeye dayanarak ilmi tartışma yapanların hataları bağışlanır.) Allah’ın saptırdığını artık kim hidayete ulaştıracaktır? Onların hiçbir yardımcıları bulunmayacaktır.” (Rum: 29)
“(Ey Resulüm!) Şimdi Sen, (kalpleri) ölülere kesinlikle (söz) işittirip (uyandıramazsın) ve arkalarını dönüp giden (insan görünümlü) sağırlara da (Hakk) çağrıyı dinletip duyuramazsın.” (Rum: 52)
“Ve Sen kendi sapkınlıkları içinde (gönül gözleri) kör olanları (ama kendilerini en haklı ve hayırlı konumda sananları) da doğru yola (hidayete) ulaştıramazsın. Sen sadece, Bizim ayetlerimize iman edenlere (çağrını) duyurabilirsin ki onlar (Kur’an’ın tüm hüküm ve haberlerine, Resulüllah’ın öğütlerine inanıp gönülden teslim olan ve Hakk hâkim olsun diye çırpınan) Müslümanlardır.” (Rum: 53)
“İşte Allah, (gerçeği) bilmeyenlerin (yani; İslam’a, aklına ve vicdanına göre hareket etmeyen cahillerin) kalbini böyle mühürleyip (hidayetlerini karartmaktadır).” (Rum: 59)
Fatih Altaylı, youtube programında Adnan Oktar Suç Örgütü’ne ilişkin çarpıcı açıklamalar yapmıştı.[2]
Elazizcilerin kutsadığı sapık Adnan Oktarcılarla, Oğuzhan Asiltürk de aynı yolun yolcularıydı!
Adnan Oktar örgütüyle bu zamana kadar çok mücadele ettiğini belirten Altaylı, “Bu örgütle en uzun süre uğraşan gazeteci benim. Bu yüzden başıma gelmedik kalmadı” diye yakınmıştı. Adnan Oktar örgütüyle ilgili haber yaptığından aleyhine karalama kampanyası başlatıldığını aktaran Altaylı, “Akılları sadece belden aşağıya, abuk sapık şeylere çalışan bir tarikattı” ifadesini kullanmıştı.
“Evden çıkan İçişleri Bakanlığı yapmış Refah Partili zat kim olmaktaydı?”
O dönem çok sayıda çocuğun ve ailenin Oktar örgütünden mağdur olduklarını söyleyen Altaylı, “Bir gün mağdur ailelerden biri bizi aradı, kızlarının Adnan Oktarcılar tarafından kaçırıldığını aktardı. Biz emniyeti devreye soktuk. Gece geç saatlerde o eve polis tarafından baskın yapıldı. O evden kim çıktı biliyor musunuz? Bir dönemin İçişleri Bakanı… Hatta başka Bakanlıklar da yapmış Refah Partili bir zat (Oğuzhan Asiltürk) çıktı. Bunlar çok insanı mağdur ettiler, çok can yaktılar. Hatta Türkiye’den kan toplayıp yurtdışına bile kaçırdılar” itirafında bulunmuşlardı.
Bu aslı ve ayarı malum Oğuzhan Asiltürk, acaba o lanetli eve baskın yapılacağını öğrenip, “İşte bakın, Erbakan’ın adamları nerelere takılmaktaydı?” dedirtmek için mi koşmuşlardı? Yoksa, zaten oraların müdavimlerinden olduklarından mı, suçüstü yakalanmışlardı?!.. Yok eğer bunlar yalan ve iftira ise, hesabını Fatih Altaylı’dan sorsunlardı…
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..