Sn. Erdoğan’ın Son ABD Gezisiyle İlgili: SORULAR, SORUNLAR VE SORUMLULARI!
Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’ye niye gidiyordu?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump, bazı devlet ve hükümet başkanlarıyla da görüşmesinin asıl sebebi ne oluyordu? Sn. Erdoğan, 17-22 Eylül 2017 tarihleri arasında Birleşmiş Milletler 72. Genel Kurulu’na katılmak üzere New York’a uçuyordu. “İnsana Odaklanma: Sürdürülebilir Bir Dünyada Herkes İçin Barış ve İnsanca Bir Yaşam İçin Mücadele” temasının işlendiği 72. Genel Kurul’un ilk günü olan 19 Eylül Salı günü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurul’a hitap ediyordu. Erdoğan aynı tarihte BM Genel Sekreteri tarafından düzenlenen öğle yemeğine, akşam saatlerinde ise ABD Başkanı Donald Trump ve eşi tarafından verilen davete de iştirak ediyordu. Gerçi MHP Adana Milletvekili Mevlüt Karakaya olmasa ve hararetle alkışlamasaydı, Sn. Erdoğan neredeyse boş salona konuşuyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu vesilesiyle gittiği New York’ta İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Rohingya Temas Grubu toplantısına, ayrıca Birleşmiş Milletler’in tam karşısında yer alan yeni Türkevi binasının temel atma törenine katılıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York’ta bulunduğu süre zarfında ABD Başkanı Donald Trump dahil bazı devlet ve hükümet başkanlarıyla ikili görüşmeler de yapıyordu. Küstah Trump, Cumhurbaşkanı korumalarının kullanması için alınacak silah anlaşmasını son anda iptal ediyordu.
Erdoğan ziyaretleri vesilesiyle ABD’li yatırım ve iş çevreleriyle, kanaat önderleriyle, ABD’deki Türk ve Müslüman toplumu ile ve özellikle Yahudi kuruluş temsilcileriyle buluşuyor, ayrıca farklı medya kuruluşlarının temsilcilerine mülakatlar veriyordu. Yahudi Lobileri temsilcileriyle yapılan görüşmeler bu sefer basına kapalı gerçekleşiyordu.
Sn. Erdoğan’ın; BM Genel Kurulunda “Dünya beşten büyüktür!” gibi, artık kabak tadı vermeye başlayan ve zaten hiçbir alternatif sunulmadığından ciddiye alınmayan kof palavralar ve “Trump’la baş başa önemli görüşmeler yaptı…” cinsinden boş propagandalar dışında, asıl Yahudi Kuruluş temsilcileriyle, ne konuşmuş, hangi taahhütlerde bulunmuşlardı? Rıza Sarraf ve Zafer Çağlayan dosyalarıyla ilgili hangi pazarlıklar yapılmıştı? BM Merkez binasının karşısına yaptırılan ve Yahudi inşaat firmasına milyarlar kazandıracak olan “TÜRKEVİ” hangi ihtiyaç ve amaçların neticesinde kararlaştırılmıştı? Bu tavır, kıyamete kadar ABD’nin zulüm ve sömürü sistemine ve süper güç kalacağı düşüncesine teslimiyet ve tabiiyet anlamı mı taşımaktaydı? Hatta Sn. Erdoğan’ın “BM’nin bir bölgesel merkez binasının da İstanbul’da yapılması” teklifi bugünkü zalim Dünya Düzeninin (Siyonizm’in) devamına razı oldukları ve meşruiyet kazandırma çabaları olarak mı okunmalıydı? Çünkü BM’nin; a- İsrail’i kurmak, b- Bu terör ve işgal şebekesine resmiyet kazandırıp tanınmasını sağlamak, c- Büyük İsrail’e zemin hazırlayıcı savaş ve çabalarına dolaylı katkı sunmak, d- İsrail’e tehdit sayılan ülkelere ve girişimlere engel olmak gibi şeytani gayeler ve gayretlerle kurulduğunu Sn. Erdoğan ve danışmanları-yandaş takımı unutmuş olamazdı!
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…