SİYONİZM’İN 2023 PLANLARI
VE
İKTİDARIN İFLAS PALAVRALARI
Emekli General Özgür Tör çok önemli uyarılar yapmıştı:
“Fransa ve Yunanistan arasındaki savunma anlaşması ve ABD’nin bizim sınırımıza yakın bölgelerde üsler kurması, Türkiye’ye karşı bir saldırı hazırlığı olarak okunmalıdır. Ve aynı güçler, İsrail’in güvenliği için Irak ve Suriye’de Türkiye’nin işini zorlaştırma çabasındadır. Yani hem Trakya’dan, hem Kıbrıs’tan hem de Suriye ve Irak’tan Türkiye kuşatılmaya başlanmıştır. Karadeniz’in karıştırılması da bu amaçladır!”
Siyonizm’in “Dijital Para” Planları!
Siyonist sermayenin güdümündeki Dünya Ekonomik Forumu Davos, Haziran 2023 sonu Çin’de toplanmıştı. Merkez Bankalarının dijital para üretmesi ve son kullanma tarihi getirerek vatandaşın birikim yapmasının engellenmesine yönelik küreselci plan tartışılmıştı. Daha önce “iklim krizine” karşı insanlara “et yerine böcek yeme” programını öneren Davos, bu defa hükümetlere; kontrolü tamamen Siyonistlerin elinde olan dijital para birimini dayatmıştı. Çin’in ticaret, finans ve liman şehri Tianjing’te toplanan Dünya Ekonomik Forumu (WEF), Merkez Bankalarının üreteceği ve her adımını izleyip kontrol edeceği bir dijital para birimi planını gündeme taşımıştı.
ABD New York’ta yer alan Cornell Üniversitesi profesörü Eswar Prasad, “Fiziksel para birimi ortadan kaybolacak” diye başladığı konuşmasında şunları aktarmıştı: “Hükümetler bu para birimine son kullanma tarihi ekleyebilir. Kimileri için bu iyi, kimileri için karanlık bir dünya anlamına gelecek bu uygulamada hükümetler neyin satın alınıp alınmayacağına da karar verebilir. Örneğin bu para birimiyle mermi, uyuşturucu ve porno alınması engellenebilir.”
Ancak bu öneriye göre; “şahıslara ait dijital para birimlerinin, her türlü satın alma yetkisinin engellenebileceği” de vurgulanmıştı. Örneğin Kanada’da, geçen yıl Başbakan Justin Trudeau’yu protesto eden kamyoncuların ve işçilerin banka hesaplarını dondurmuşlardı. Hükümet kontrolündeki dijital para birimi uygulaması ile bu kişilerin hiçbir şekilde harcama yapamaması gibi uygulamalar da tamamen hükümetlerin takdirinde olacaktı.
Amaç; Vatandaşın Birikim Yapmasına Engel Olmaktı!
Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Klaus Schwab’ın tezine göre “İnsanlar hiçbir şeye sahip olmamalı ve bu şekilde ‘mutlu’ olmaya alışmalıydı!?” Schwab’ın küreselci planı uyarınca insanlar hiçbir şey satın alacak ekonomik güçte olmamalıydı. Bunun yerine her şeyde abonelik ve kiralama sistemi uygulanmalıydı. Bu ekonomik düzende vatandaş yani toplumun yüzde 99’u hiçbir şeye sahip olamazken, yüzde 1’i ise her şeyin sahibi olacaktı! Özetle; tüm insanlık, Siyonist Yahudi patronların kölesi yapılacaktı. Evler, arabalar ve hatta elektronik aletler dahi abonelik sistemi ile kullanılacaktı. Bunların sahibi olan dev Siyonist şirketler, kendi kuralları uyarınca diledikleri kişiyi barınma hakkından dahi mahrum bırakacaklardı.
Klaus Schwab’ın bu küreselci planına hizmet edecek dijital para birimi uygulamasında özellikle “son kullanma tarihi olan para” önerisi enteresandı. Vatandaşın son kullanma tarihi bitmeden parayı harcaması gerekecek ve bu sayede hiçbir şekilde birikim yapamayan insanlar, Klaus Schwab’ın deyimiyle “hiçbir şeye sahip” olamayacaklardı. Böylece çağdaş ve demokratik kölelik devri başlayacaktı. Ev, araba, cep telefonu ve hatta kıyafet sahibi bile olamayacak insanlar, tamamen dev şirketlerin insafına kalacaktı.
2022 Yılında IMF de Aynı Şeyi Açıklamıştı!
Uluslararası Para Fonu (IMF) Yürütme İşleri Müdür Yardımcısı Bo Li, 2022 yılında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı: “Dijital para birimleri için Merkez Bankalarına ve özel bankalara programlama yetkisi tanıyacaktı. Böylece, akıllı sözleşmeler üreterek paranın ne şekilde ve nasıl kullanılabileceği ve hatta kimlerin bu paraya sahip olabileceği kolayca ayarlanacaktı.”
Bugün İsveç’te birçok işletmede “nakit para kabul etmiyoruz” uygulaması başlamıştı. Hollanda’da ise bankalara 100 euro ve üstü para yatırmaların tamamının banka tarafından incelemeye alınmasına ve kolluk güçlerine bilgi aktarılmasına dair bir yasa tasarısı hazırlanmıştı. Güya, “Suç ve kara para aklama ile mücadele” edildiği iddia edilen uygulamaya göre; 100 euro ve üstü para yatırılması durumunda bu nakit paranın kaynağını sorgulama hakkı hükümete veriliyordu. Bankaların da hükümetin talimatına uyarak gerekli bilgileri yetkili mercilerle paylaşması gerekiyordu.
Kredi kartı, QR kod ve dijital para ile harcamalar yapılınca, Siyonist merkezlerin güdümündeki hükümetlerin adım adım her şeyleri takibe alınacak, özel küresel firmaların her türlü harcamadan haberi olacaktı. Böylece Siyonist Yahudilerin Tek Dünya Hâkimiyeti başlamış olacaktı.
Siyonizm’in Şeytanlıkları!
Günümüzde dünya kaynaklarını kontrol altında tutan küresel odaklar, ekolojik dengeyi bile isteye kendileri bozuyor ve bütün canlıların hak sahibi olduğu yerküreyi yaşanmaz hale getiriyordu. Savaşların, işgal olaylarının ve katliamların açtığı yaraları sarmaya çalışırken, yaşadığımız krize her gün bir yenisi daha ekleniyor ve insanlık kendisini bir girdabın içinde buluyordu. Şu günlerde gündemi işgal eden iklim krizi yeni bir tehlikenin sinyalini veriyor ve ne yazık ki bu sorunları üretenler bir de çözüm vaat etmeye kalkıyordu…
Toprak çatlıyor, yağmuru bereket olarak tanımlayan halklar başlarını göklere çevirmiş yeryüzüne düşecek rahmeti bekliyordu. Su kaynakları kuruyor ve bilim insanları yakın tarihte kuraklığın, susuzluğun, orman yangınlarının, kasırgaların ortaya çıkacağını ve birçok insanın kuraklık nedeniyle yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalacağını söylüyordu. Sanayi Devrimi ile başlayan iklimsel değişim, yavaş yavaş ilerleyerek hayatımızı tehdit eder noktaya dayanmış bulunuyordu. Ve bugünlerde hemen herkes bu tehlike ile nasıl başa çıkılabileceğini tartışıyordu.
Bütün canlıların hak sahibi olduğu kaynaklar hızla ve hoyratça tükenmeye yüz tutarken, küresel çeteler bunu bir araç olarak kullanıp, yeni dünya hayallerini hayata geçirmeye çalışıyordu. Paris İklim Zirvesi, mazlum halkların kaynakları ile servet edinmiş olan ülkelerin, iklim değişikliğinden etkilenen yoksul ülkelere transfer ve kapasite geliştirme imkânı sağlamayı öngörüyordu. Kurtarıcı bir el gibi lanse edilen iklim anlaşmaları, ne yazık ki doğayı korumak ve canlandırmak gibi hedefler taşımıyor, aksine tasarlanan yeni dünya kavramlarının güncellenmesini ve yapay et projesinin hayata geçirilmesini hedefliyordu. Hâkim Siyonist sistem benzinli araçlardan elektrikle çalışan araçlara geçilmesini gündeme taşıyor ve iklimden etkilenmeyecek bir dünya hayalinden bahsediliyordu.
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..