Anasayfa O Hep Haklı Çıktı Çoğu Gitti Azı Kaldı SİYASET SORUNLARI VE NÜBÜVVET NURLARI

SİYASET SORUNLARI VE NÜBÜVVET NURLARI

Yazar: yonetici
0 Yorum 340 Görüntüleyen

SİYASET SORUNLARI VE NÜBÜVVET NURLARI

      

İlmi, imani ve ahlâki (ameli) hakikatlere, genellikle mektep ve medreselerde ve bir öğreticinin gözetiminde ders alınarak, zekâ ve akıl yoluyla ulaşılır. Bu genel ve temel gayretler yanında, bazen gönül aynasına ve vicdan ekranına çok özel ilhamların yansıdığı da bir vâkıadır. Nebevi tebliğ metotlarından olan ve Sahabe-i Kiram’ın olgunlaşmasını sağlayan sohbetlerin de, eğitim ve öğretimde, çok önemli bir yeri vardır. Hem zahiri ve umumi (genel) yöntemlerle, hem bâtıni ve hususi (özel) hizmetlerle kalplere doğan ve beyinleri aydınlatan birtakım ilhamları doğrudan aktarmak yerine, dolaylı biçimde ve şiir şeklinde anlatmak daha münasip sayılmıştır. Böylece herkes kendi kabına ve kapasitesine uygun miktarını kavrayacak, hem de bu hikmetli şiirlerin sahipleri, kaba saba insanların ve kötü niyet taşıyanların birtakım saldırı ve sataşmalarından korunmuş olacaklardır. Hatta bir kısım hikmet ve hakikatlerin rüya vasıtasıyla, Rahmani işaret ve beşaretler şeklinde ve birtakım misaller tasviriyle ruh ekranlarına aksettirildiği de, yine inkâr edilmez bir yaratılış harikasıdır; çünkü rüyaları halk eden de bizzat Cenab-ı Hak’tır. İşte hem zahir hem bâtın ilimlerden yüksek derecede hissesi ve hazzı bulunan Ahmet Akgül Üstadımızın şiirlerini okurken de, bu Rabbani gerçekler dikkate alınırsa, verilmek istenen mana ve mesaj daha kolay anlaşılacaktır. İnşaallah.

Hz. Muhammed’in (SAV) Hakikati

Hakaik-i Muhammediyye, bilcümle hakaikın aslı ve hakikatidir. Zahirde Hazret-i Muhammed (SAV), Adem’in evladı, hakikatte Adem ve Âlem, Hazret-i Muhammed’in (SAV) evladıdır. (O’nun nurundandır.)

Ey hakikat yolcusu! Şunu çok iyi bilmek lazımdır ki: Yaratılışın en büyük amacı ve İslam’ın en büyük esası: Beşeriyetin Fahr-i Ebedisi, beşeriyetin hakiki kurtarıcısı, nefs-i natıka-i kâinatın kalbi, hılkatin masdarı, mevcudatın en meşhuru, düşmanlarının tasdikiyle dahi en mükemmeli ve en büyük kumandanı, en namdar hâkimi, belagatça en yükseği, akılca en parlağı, on dört asırdan beri rahmetiyle, faaliyetiyle ve elinde şahidi ve burhanı bulunan… Kur’an’ı ile kâinatı nurlandıran Hazreti Muhammed’i (aleyhisselatü vesselam) anlamak ve O’na iman ile hakikatini görüp tanımak için irfan tedarik etmektir… Ve tabi bu bir kısmet mes’elesidir. Ve bu öyle bir irfandır ki, bütün ilimlerin fevkindedir.

Hadisat ve tasavvurattan münezzeh olan, her şe’nde kayyumiyet-i zatiyyesi meşhud bulunan; bir şeyi her şey, her şey’i bir şey yapan, bu âlemlere geniş merhametiyle imdad buyuran; bütün ihtiyaçları giderip duran; vücudu ile mevcut, sıfatı ile muhit, esması ile ma’lum, ef’ali ile zahir, asarı ile meşhud olan Cenab-ı Hak, bilinmesini diledi… Aşikâr olmayı murad eyledi…

Bütün mevcudat; Besmelede bulunan ALLAH, Rahman, Rahim, isimleriyle (Esma-i İlahi) vücuda gelip mevcuttur, ve de bütün mevcudat Allah’ın Cemal ve Celal denilen iki parmağının arasındadır.

İsm-i Celal olan “ALLAH” Lafzı; ism-i Zat’tır.

İsm-i Kemal olan “ERRAHMAN” Lafzı; ism-i Sıfat’tır.

İsm-i Cemal olan “ERRAHIYM” Lafzı; ism-i Ef’aldir.

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi