Sedat Peker İfşaatlarının Anlamı:
TOPRAK (VATAN) AYAKLARIMIZIN ALTINDAN KAYMAKTAYDI
VE
YANDAŞ TAKIMI HÂLÂ ŞAKŞAKÇILIK YAPMAKTAYDI!
09 Haziran 2021 tarihinde BizimTV’de Lale Özan Arslan’a konuşan ve Sedat Peker’in açıklamalarını yorumlayan eski Bakanlarımızdan Ufuk Söylemez çok önemli noktalara parmak basmıştı.
Sedat Peker’in, özellikle bu Demirören Grubu’yla ilgili yaptığı açıklamalar oldukça enteresandı. Ufuk Söylemez, Sedat Peker’in açıklamalarından yola çıkarak OYAK’la ilgili dosyayı da açmıştı. Sayın Söylemez kendisi aynı zamanda 1978-1985 arasında Ziraat Bankası müfettişi olarak görev yapmıştı. Dolayısıyla birçok bilgi ve belge de paylaşacak konumdaydı. Bu konulardan birisi de Ziraat Bankası’ndan Demirörenlerin çektiği kredi olmaktaydı. Tam da Hürriyet, Doğan Grubu satışı sırasında orayı almak için çektiği krediyi ödeyemiyorlar; bu krediyi Ziraat Bankası’na Kemer Country arazilerini ipotek ediyorlar, bir maddi varlık olarak ‘Demirören Grubu’nun Kemer Country arazileri’ kredi karşılığında Ziraat Bankası’na ipotek bırakılmıştı. Borç ödenmeyince parseller Ziraat Bankası’na geçmiş durumdaydı. Bakanlığın, arazileri yapılaşmaya açan yeni imar planını mahkeme iptal kararı almıştı. Ziraat, İBB’den konut imarı istedi ancak olumsuz yanıt alınmıştı. 366 milyon dolar değer biçilen gayrimenkullerde bugün sadece spor yapılmaktaydı.
Ufuk Söylemez: Şimdi Sedat Peker videoları, bana göre Erdoğan iktidarına yönelik AKP iktidarı boyunca yaşanan ve AKP’yi son derece olumsuz yönde sarsan en ciddi hadiselerden birisi konumundadır. Daha önce Reza Zarrab ve 17/25 Aralık olaylarında ortalığa saçılan, sonra yalanlanıp yalanlanmadığı belli olmayan birtakım tapeler vardı. Ama burada (Sedat Peker videolarında) bizzat AKP’nin içinden, onlarla iş tutmuş, içli dışlı olmuş, her türlü alengirli işlerde beraber olmuş bir insanın; hem itiraf niteliğinde -kendini de töhmet altına alan- hem de her dediği ve yaptığı ilişkiyi ispatlayacak telefon görüşmeleri, belgeler, yer ve tarih söyleyerek büyük bir sansasyonel ifşaatlar yapılmaktadır. Buna; “işte bir suç örgütünün liderinin iftiralarıdır, dikkate almayız” falan demek bana göre bu işi görmezden gelip kafayı kuma gömmek sayılır. Tabi ki bu beyanlar tek başına doğru kabul edilemez ama elimizin tersi ile itilmeyecek kadar ağır ve vahim iddialardır. Ve bunun hakemi olması lazım, hakem de yargıdır. Bağımsız yargı varsa eğer mutlaka mahkeme açılmalıdır. Bir de Yüce Meclis’te soruşturma komisyonu kurulmalıdır.
Biliyorsunuz Susurluk Kazası olayından sonra Meclis’te araştırma komisyonu kuruldu. Buna bütün partiler de destek çıkmıştı. İlgili Bakan; Susurluk olayından 5 gün sonra, istifa etmek zorunda kalmıştı. Bir ay boyunca, bir dakika karanlık eylemi yapıldı, tencere tava ile toplumsal tepki ortaya konuldu… Medyanın şimdi; “Efendim bu iddialar ciddiye alınmaz ve AKP’yi bununla mı yıpratacaksınız?” yaklaşımı yanlıştır, hatta suçluluk telaşıdır. İşte Sayın Tayyip Erdoğan ve diğer AKP yetkililerinin çelişkili ifadeleri ve çetrefilli ilişkileri kafa karıştırıcıdır. Şimdi bakın bütün iktidarları sarsan hadiseler, geçmişte (İtalya gibi ülkelerde ve) de, Türkiye’de de dışarıda da hep böyle mafyatik, kirli ya da karanlık ilişkilerin ortaya faş edilmesinden, dökülmesinden çıkmıştır.
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ