Anasayfa » SAADETİN YENİDEN ŞAHLANIŞI VE SÜPRÜNTÜLERİN TELAŞI!

SAADETİN YENİDEN ŞAHLANIŞI VE SÜPRÜNTÜLERİN TELAŞI!

Yazar: yonetici
0 Yorum 209 Görüntüleyen

SAADETİN YENİDEN ŞAHLANIŞI VE SÜPRÜNTÜLERİN TELAŞI!

 

“Sefine-i Saadet”, yani huzur gemisi; “Sahil-i Selamete” yani kurtuluş menziline erişmişti ve “Kaptan-ı Dünya”, yani Erbakan; yeniden dümene geçmişti!.

Bütün fizik kurallarını ve sosyolojik kavramları alt üst eden bir mucizeyle;

Budandıkça bereketlenen, bölündükçe büyüyen… Dövüldükçe bilenen, hıyanet gördükçe bilinçlenen…

Hücum edildikçe çelikleşen, bitti denildikçe yeniden başa yürüyen, böylesine kutlu ve huzurlu bir dava ve böylesine mutlu ve onurlu bir camia!…

İşte bu Milli Görüş Kerametiydi… İşte bu Erbakan bereketiydi!.. İşte bu iman gerçeği idi!.. Evet, bu, “iman varsa, her şey var” demekti!..

Solcu kırıntısından sağcı takıntılısına; Dava kaçkınından İslamcı ve İstismarcı takımına, Siyonist sermaye ahırındaki tüm Bremen mızıkacıları, aynı yemlikten beslendikleri belli bir ağızla:

“Numan’dan sonra SP kongre dahi yapamaz, yapsa da bir kahvehaneyi bile dolduramaz!..” demişlerdi?! Oysa sadece Milli Görüş’ün değil, Cumhuriyet tarihinin en muhteşem kongresi gerçekleşmiş ve panikleyen Siyonist şer şebekesi, yine finolarını hücuma geçirmişti.. Aynı günün (17 Ekim 2010 Pazar) Akşam 19:00 haberlerinde, gördükleri manzara karşısında ağızları uçuklayan ve kendi yamuk kafasıyla kongreyi yorumlayan Star Tv. “Kadayıf tepsisi ortaya çıktı” alt yazısını sürekli ekranda tutarak, Erbakan Hoca’ya hakaret etmeye yeltenmişlerdi. Aslında bu zavallı spikerler ve haberciler, normalde sadece olayın magazin cephesini gündeme getirebilme yeteneğine sahipti. Yani şahlanan Milli Görüş’ün ve Erbakan’ın muhteşem dönüşünün mahiyetini ve hedefini fark ve idrak edemezlerdi… Solcusundan sağcısına, imansızından İslamcısına tüm kiralık medya mostralarını böylesine cıyak cıyak bağırtan, o kadayıf tepsisindeki kazıkları fena yemiş olan sabataist rantiyeciler ve işbirlikçi şantiyecilerdi.

Efendim, kimse Erbakan’dan korkmazmış.. Hem Erbakan’ın neyinden gocunulacakmış!..

Öyle mi dersiniz… Peki o halde niye bazıları Erbakan deyince tir tir titremekte ve soğuk soğuk terlemekteydi?

Niye birileri “Eyvah, tam kurtulduk derken bu Erbakan yine geldi” diyerek tırsıp, terslenip tepinmekteydi?

Ya hu, korkmuyorsanız, bu titremek te neyin nesiydi? (Not: bu sorular Siyonist ve sabataist masonlar içindi. Yoksa öyle yazar yorumcu geçinen ayak takımı, bu korkunun kaynağını anlamaktan acizdi)

Hani süper güçler ve Siyonist merkezler, uzaydan bakıp insanların kol saatini, hatta özel teknolojilerle ve her tarafa sızmış casusları vasıtasıyla insanın kafasından ve kalbinden geçeni bile okuyabilmekteydi?

Hani, -haşa- akli dengeleri, doğru düşünme ve değerlendirme yeteneği zayıflayan Hoca, malum takımın güdümüne girmişti?..

Oysa binleri bulan sadık delegelerimiz ve Milli Görüşçü Kuruluş temsilcilerimizle ve her türlü baskı ve bağımlılıktan uzak demokratik bir serbestlikle yapılan istişarelerdeki bütün teklifler, günler boyu liderimiz tarafından tek tek ve titizlikle değerlendirilmiş; kahır ekseriyetin samimi tercih ve temennileri doğrultusunda hareket edilmiş, en yakınları ve kurmayları dahil, Hocamızın nasıl bir karar verdiğini, son dakikaya kadar hiç kimse bilememiş, sezememişti; böylece muhtemel kışkırtma ve karıştırma girişimleri de önlenmişti. Erbakan Hoca bu süreçte:

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi