SAADET MİRASHOR’LARININ SAVRULMASI VE AKP’YE PAYANDA OLMA ÇABALARI
SP’nin AKP amblemi (söylemi-sistemi) altında bir seçim ittifakına yanaşması aslında açıkça bir “geçim iltihakıdır”. Evet, böylesine talihsiz bir girişim ittifak değil iltihak olacaktır. Bu durum SP’nin başında bulunanların fikri ve fiili mücadele azminin iflasıdır. Parmak kalınlığındaki tertemiz bir suyun koca kanalizasyon dolusu kirli lağım suyunu arındırıp süzmesi imkânsızdır. “Seçim ittifakı” kılıflı böyle bir iltihak kendi kendimizi, yani Milli Görüş düşüncemizi inkârdır, AKP zihniyetine yamanmaktır.
Hangi bahane ile olursa olsun AKP listesinden ve O’nun amblemi altında seçime girmek Saadet Partisi için intihardır, Milli Görüş’ün temeline dinamit koymaktır. Çünkü AKP’ye evet mührü basanlar “tuzlaya düşen tuzlaşır” gerçeğince çoğu orada kalacaktır. Bunun vebali çok ağırdır. Kaldı ki SP’yi işgal edenlerin bu suretle, AKP’yi tek başına iktidara taşıma planına taşeronluk yaptıkları, diğer gerekçeleri buna mazeret olarak uydurdukları açıktır. Bu girişim AKP’nin geçmiş günahlarına ve bundan sonraki talan tahribatlarına ortak olmaktır ki, varsayalım bunların bahaneleri doğru bile olsa, bu büyük vebalin kefareti olmayacaktır.
Bu girişim aynı zamanda Oğuzhan ve Şevket ekibinin, yıllardır söyleyegeldiğimiz gizli niyetlerini ve kirli mahiyetlerini de artık açığa vurmaktadır ki, böylece Milli Görüş’ün kökü kurutulmaktadır. Ayrıca yıllardır Oğuzhan Asiltürk ve Şevket Kazan ekibine atıp tutan Elazizciler ve Fatihçiler gibilerin, AKP kadrolarıyla aynı ayar ve akılda oldukları da kesinlik kazanmaktadır.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eski danışmanı Ahmet Takan da, Yeniçağ gazetesindeki “Fatih Erbakan ‘evet’ dedi” başlıklı yazısında AKP’nin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan ile anlaştığını açıklamış, Fatih’in “Tayyip amcasını kırmadığı” vurgulanmıştı.
Evet, Erbakan Hocamız da MHP ve İDP ile seçim ittifakı yapmıştır. Ama bu Milli Görüş çatısı ve sancağı altında ve Milli Görüş sloganları ve programlarıyla yapılmıştır. Bir başka partinin ve hele AKP gibi bir “dış projenin” ismi ve zihniyeti altında seçime girmek en başta Erbakan’ın hatırasına ve Hak davasına hıyanetin daniskasıdır.
Elbette Milli Görüşçüler buna şiddetle karşı durmalıdır, duracaklardır. Her şeye rağmen böyle bir gaflet ve hıyanet gerçekleşirse bize düşen sandığa gidip oy pusulalarına “Saadet Partisi” yazıp altına mühür basmaktır. Böylece bu pusulalar, inşallah hesap gününde hem “sadakat ispatımız” hem de “felah-selamet beratımız” olacak ve kaç tane sağlam ve şuurlu Milli Görüşçü kaldığı da ortaya çıkacaktır. Şunu da hatırlatmak lazımdır, Haktan cayıp Batıla kayanların en bedbahtı, bekleyip de en son gidenler olacaktır. Çünkü sabırla tırmana tırmana tam zirveye yaklaşmış, kayıp-kaytarıp aşağı yuvarlananlar, yarı yolda iken cayanlardan daha çok pişman ve perişan olacaktır.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…