Anasayfa » Rüyaların Hikmet ve Hakikati ve MİLLİ ÇÖZÜM’ÜN MÜJDELERİ

Rüyaların Hikmet ve Hakikati ve MİLLİ ÇÖZÜM’ÜN MÜJDELERİ

Yazar: yonetici
0 Yorum 614 Görüntüleyen

Rüyaların Hikmet ve Hakikati ve MİLLİ ÇÖZÜM’ÜN MÜJDELERİ

 

Kur’an-ı Kerim’de Yusuf, Saffat ve Fetih surelerinde ve 15 kadar ayette rü’yadan ve rü’yaların yorumlarından bahsedilip, rüyaların önemli işaretlerine dikkat çekilmiş, hatta Hz. Peygamber Efendimiz bizzat istihareyi emretmiştir. Sözlükte “görmek” anlamındaki rü’yet kökünden türeyen rü’yâ kelimesi; uyku sırasında zihinde beliren ve ruh ekranında izletilen görüntülerin bütününü (düş) ifade edilmektedir. Sözlük anlamı aynı olan hulm (çoğulu ahlâm) ise daha çok korkunç düşler için kullanılır. Hz. Peygamber, “Rüya Allah’tan, hulm ise şeytandandır” demiştir.[1] Rüyaların rahmânî olanına “rü’yâ-yı sâdıka, sâliha, hasene”; şeytânî olanına “hulm” denilir. Ehâdis, menâm ve mübeşşirât kelimelerinin de “rüya” anlamında kullanımları vardır. Adgās (ot demetleri) kelimesinin bir ayette ahlâma izâfe edilmesiyle ortaya çıkan “adgāsü ahlâm” tabiri (Yûsuf 44) “yaşı kurusuna karışmış ot demetleri gibi yenisi eskisine karışmış uyku halleri, hiçbir anlamı olmayan karmakarışık hayaller” anlamına gelmektedir. Taşköprüzâde rüyanın düşünme yetisinin (nefs-i nâtıka) bir işlevi olduğunu belirtir.[2]

Eski Mısırlılar, Asurlular ve Yunanlılarda kâhin ve büyücülerin en önemli görevlerinden biri rüyaları yorumlamak idi. Rüya tabiri konusunda ilk metinlerin milâttan önce 5000’li yıllarda Asurlular tarafından yazıldığı bilinir. Bu konuda günümüze ulaşan en eski eser, British Museum’da saklanan ve milâttan önce 2000 yıllarına ait olduğu tahmin edilen bir Mısır papirüsüdür ve 200 çeşit rüya tabirine yer verilmektedir. Milâttan önce 669-626 yılları arasında Ninevâ’da yaşamış olan Asur İmparatoru Banipal’in kütüphanesinde rüyaya dair taş basması eserler ele geçmiştir. Milâttan önce 1500-1000 yıllarında Hindistan’da yazılan Vedalar’da rüyalara ait listeler görülmektedir. Rüya konusunda Hipokrat, Eflâtun ve Aristo’ya bazı eserler nispet edilir.[3] Démocritos’tan Hıristiyanlığın ortaya çıkışına kadar geçen sürede Grekçe olarak yirmi altı rüya tabiri kitabının yazıldığı tespit edilmiş olup bunlardan sadece Efesli Artemidoros’un (Artîmîdur) Huneyn b. İshak tarafından Kitâbü Ta’bîri’r-rü’yâ adıyla Arapça’ya tercüme edilen eseri[4] günümüze kadar gelmiştir.

Tevrat’ın Tekvîn bölümünde Hz. Yusuf’un rüyalarından bahsedilir. İncil’de rüya anlamına gelen on iki ayrı kelime geçmekte, bu arada birçok Yahudi ve Hıristiyan rüya tabircisinin varlığı bilinmektedir. İslâm öncesi Türkler’de rüyanın haber taşıyıcılık yapanlar ve önemli olaylar açısından öğretici bir yeri olduğu bilinir. Uygur Türeyiş efsanesinde -Böğü Han örneğinde görüldüğü gibi- hanlar gördükleri rüyalar doğrultusunda hareket etmişlerdir. Cahiliye devrinde rüya tabiri yaygın ve saygın bir haldeydi.

Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. İbrahim, Yusuf ve Mısır hükümdarının gördüğü rüyalardan söz edilmekte (Yusuf 4-5, 43, 100; es-Sâffât 105), Resûl-i Ekrem’in gördüğü bir rüyanın doğru çıktığı Allah tarafından bildirilmektedir (el-Feth 27). Kur’an’da rüyaların yorumu için “ta‘bîrü’r-rü’yâ” (Yûsuf 43), “te’vîlü’r-rü’yâ” (Yûsuf 100), “te’vîlü’l-ahlâm” (Yûsuf 44), “te’vîlü’l-ehâdîs” (Yûsuf 6, 21) tamlamaları ve “iftâ” (hüküm açıklama) kelimesinin çeşitli türevleri (Yûsuf 43, 46) kullanılmıştır. Hz. Yûsuf’a rüyaların yorumunun öğretildiği (Yûsuf 6, 21), Hz. İbrahim, Ya‘kub ve Yusuf’un gördükleri rüyaları tabir ederek bu yorum ışığında hareket ettikleri (Yûsuf 4-6; es-Sâffât 102) belirtilmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. İbrahim’den rüyasında oğlunu kurban etmesinin istendiği (es-Sâffât 100-113), Hz. Yusuf’un rüyasında on bir yıldızın, ay ve güneşin kendisine secde ettiğini gördüğü ve bu rüya ile onun ileride peygamber olarak seçileceğine işaret edildiği (Yûsuf 4-5), yine Yusuf’un Mısır’da hapse atılması sırasında hapisteki iki gencin ve Mısır Kralının (Yusuf 36, 41-49) gördüğü rüyaları yorumladığı (Yûsuf 99-100) haber verilmektedir. Cenâb-ı Hak, Bedir Gazvesi öncesinde Resûlullah’a düşmanlarının sayısını rüyasında az göstermiş (el-Enfâl 43), Hudeybiye öncesinde Müslümanlarla birlikte Mekke’ye gireceğine ilişkin gördüğü rüya bir yıl sonra gerçekleşmiş (el-Feth 27), Hz. Peygamber’den mucize göstermesini isteyenlere karşı Bedir Gazvesi veya Mekke’nin fethi öncesinde gördüğü rüyalardan söz edilmiştir.

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi