Anasayfa » Rahmetli Erbakan’a Sataşan HAYDAR BAŞ, KİMLERİN MAŞASIYDI?

Rahmetli Erbakan’a Sataşan HAYDAR BAŞ, KİMLERİN MAŞASIYDI?

Yazar: yonetici
0 Yorum 311 Görüntüleyen

Rahmetli Erbakan’a Sataşan HAYDAR BAŞ, KİMLERİN MAŞASIYDI?

 

Prof.luk yaftasının sahte olarak alınıp kullanıldığı, bizzat mahkeme talebiyle YÖK tarafından: “Profesörlüğüne dair herhangi bir kayda rastlanmamış, bu yönde resmi ve geçerli bir belge bulunmamıştır” şeklinde yalancılığı ve sahtekârlığı tespit edilen HAYDAR BAŞ, bu sefer haddini aşıp Rahmetli Erbakan Hoca hakkında, hiçbir hürmet ve hassasiyet ölçülerine sığmayan ve kesinlikle gerçekleri yansıtmayan iddialar ve hayali kurgular hazırlamış ve herhalde kendi aşağılık kompleksini ve psikolojik sefaletini bastırmaya çalışmıştı.

Haydar Baş’ın youtube’da 11 Şubat 2015’de yayınlanan diyalog programı videosunda Erbakan hocamızla ilgili kustukları şunlardı:

“Erbakan’a sen kimsin!” dedim

“Sayın Hocayla bir sohbet edelim, konuşalım, bu yapılan işlere mani olalım diye randevu aldık. Dedim ki biz sizinle beraber olduk sizi tanıdık. Artık seninle olmamız imkânsızdır. Neyse bize bir randevu verdi ve gittik. Rahmetli Baku Hoca, Ali Hoca, Celal Hoca… Girdik Selamın Aleyküm, Aleyküm Selam. O neyse ben bir sandalyeye oturdum bana dedi ki “dün senin yerinde işte filan yerin bilmem ne başkanı oturdu, Ona ben dedim ki “cihat etmek istiyorsan sen, işte filan (Saadet) partinin tekerlerini takacaksın!” oradan girdi; yani bir partinin tekerini takmak, arabasının tekerini takmak “cihat” dedi bana. Bir şey demedim. Daha başka şeyler konuştu konuştu, yarım saat bekletti kırk beş dakika konuştu. (alaycı bir şekilde gülerek) Dedim “ya Hocam senin konuşman bitti mi?”, “evet” dedi. Dedim “Allah aşkına sen kimsin?” dedim ya “söyle dedim” “sen nesin?”. Ya ne imamı dedim. İmamda olan ilk vasıf adalettir ve sende olmayan da maalesef budur dedim “Ben seni kabul etmiyorum, reddediyorum. Ne fıkıh bilirsin, ne akait bilirsin, ne hadis bilirsin, ne tefsir bilirsin, ne Kur’an bilirsin Sen Fatiha oku desem sana yedi yerde yanlışın çıkar” dedim. Ama öyle bir hiddetlenmişim ki, “lütfen bizi rahat bırak, nereye gidiyorsak yok önümüzü kesiyorsunuz” dedi. Yahu sen kimsin ki senin önünü keseceğim. Uzatmayalım bu şekilde bir çatışmamız oldu ve çıktık tabi. Allah’tan Hacca gidiyoruz benim bindiğim uçağa binmez mi? (alaycı bir şekilde gülerek). Bana darılmış bana bakmıyor. Öteki arkadaşa soruyor. (Ahmet’te Haydar Baş) Hocam bilir diyor. Yani bunlar onu orada temiz bir ıslattılar. Ama öyle bir ruhum ona cephe açtı ki Yarabbi dedim bu adam samimi değil. Ben her şeyimle (Kâbe’ye) buraya girdim, bunun yaptığı işe bak. Gittim Beytullahta Allah’tan bunun her şeyini istedim. Vallahilazim karanlıktadır o adam. Şimdi bu adamlar aynı zihniyet devam ediyor. Sen kimsin ya? Nesin sen? Ateş olsan bulunduğun yeri yakarsın başka bir şey yapamazsın. Ama öyle bir kitleyi kendi kafalarına dönüştürdüler ki, ne akaitten haberleri var, ne fıkıhtan haberleri var, ne İslam tarihinden haberleri var. “Camiide cemaat Allahu Ekber diyormuş ama namazın dışında en büyük Amerika’dır diyorsa ameli boşa çıkıyormuş!” Ya böyle büyük hata ve batıl iddia olabilir mi? Böyle müthiş ve mantıksız bir kitle oluşturdular.”

Önce sıradan bir İmam-Hatip talebesinin bile farkına vardığı bir “imani ve Kur’ani gerçeği” hatırlatalım: İslam şuur ve sorumluluk dinidir. Beş vakit namazda en az kırk defa “Allahu ekber=En büyük Allah’tır” diyen bir Mü’min okuduğu Fatiha’da da, Allah’tan gayrı hiçbir güç odağından asla korkmadığını ve makam-menfaat ummadığını tekrar etmiş ve manevi biatını tazelemiş olmaktadır. Şimdi Erbakancıların: “namazda Allahu ekber deyip, dışarıda Amerika ve Avrupa’yı en büyük tanımak imana ve insanlık onuruna aykırıdır” uyarılarının neresi yanlıştır ve Haydar Baş’a niye batmaktadır?

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi