“PROTESTAN İSLAM” VEYA “SİYONİST MÜSLÜMAN”!
AKP iktidarının bu millete yaptığı en büyük kötülük; ekonomik, sosyal ve siyasal tahribatlarından öte, korkunç bir imani ve ahlaki yozlaşma sürecini hızlandırmasıdır. Dünyaya ve olaylara Yahudi mantığıyla yaklaşan, Haçlı-Batı tarzıyla yaşayan, ama Müslümanların söylem ve geleneklerini öne çıkaran bir anlayışı yaygınlaştırmak; kısaca “Siyonist Müslüman” tipi oluşturmak, AKP’nin en derin ve tehlikeli tahribatıdır. Bu hıyanetin altyapısı “ılımlı İslam” kılıflı “Protestan Müslüman” anlayışını benimsemekle başlamaktadır.
Bu işin taşeronluğunu ise Fetullahçılar yapmaktadır. Gülen cemaatinin baş destekçilerinden CIA kurmayı ve Siyonist Yahudi Lobilerinin İslam coğrafyası Uzmanı Graham E. Fuller yazdığı “İslamsız Dünya” kitabında, “Müslümanların ılımlaştırılıp Protestanlaştırılması durumunda, tehlike olmaktan çıkarılacağı” tezini savunmaktadır.
Adnan Menderes ve Celal Bayar’la başlatılan, Süleyman Demirel’le tabana ve topluma benimsetilmeye çalışılan, Turgut Özal’la hız kazanan ve nihayet Recep T. Erdoğan AKP’siyle meşruiyet kılıfına sokulup yaygınlaştırılan “Ilımlı İslam-Protestan Müslüman” mantığı, Martin Luther’in Hıristiyanlıktaki reformlarının aynısıdır.
Asıl amaçları ve arzuları, dünyalık mal ve makam toplamak ve iktidar olma hırslarını tatmine çalışmak olan, ancak bütün bunlara İslami bir kılıf geçirip din istismarı yapan bu “Siyonist Müslümanlar”, Kur’an’ın sıklıkla vurgulayıp mü’minleri uyardığı MÜNAFIK kavramının çağdaş versiyonlarını oluşturmaktadır.
Protestanlığın ve Kapitalizmin Avrupa ve Amerika toplumlarına kimler tarafından nasıl ve niçin aşılandıklarını incelediğinizde karşımıza Judaizm (Yahudi Siyonizmi) çıkmaktadır.
Protestanlık, 16. yüzyılda Martin Luther ve Jean Calvin’in öncülüğünde Katolik Kilisesine ve Papa’nın otoritesine karşı girişilen Reform hareketinin sonucunda ortaya çıkmıştır. Martin Luther’in 1517 yılında Wittenberg Kilisesinin kapısına 95 maddelik o meşhur protesto yazısını asmasıyla, Hıristiyan dünyasındaki en büyük bölünmenin temelleri atılmıştır. Luther bu 95 maddelik tezde bütün reformist görüşlerinin özünü açıklamaktadır. İlk bakışta savunduğu düşünce; “Papalığın otoritesini reddetmek, onun yerine Kutsal Kitap’ın yani (Eski Ahit) Tevrat’ın tek dini otorite olduğunu göstermek” olduğu sanılmaktadır. Protestan Hıristiyanlar sadece İncil’i değil ayrıca Yahudiliğin Kutsal kitabı (Eski Ahit) Tevrat’ı da okumaktadırlar.[1] Ancak Luther’in asıl amacı, Kabalist Yahudi inancını Hıristiyanlar arasında yaymak; faize ve fuhşa meşruiyet kazandırmaktır. “Protestanlık ve reform sayesinde, Hıristiyanlığın şirkten uzaklaşıp tevhide yaklaştığı” iddiaları tam bir yanılgılıdır.
Martin Luther, reform hareketleri başlamadan önce Yahudilikle, Tevrat ve İbraniceyle içli dışlıydı. Bu ilgisini ilk olarak “Jesus Christ Was Born A Jew” (İsa Mesih bir Yahudi Olarak Doğdu) adlı kitabında zaten açıklamıştı. Luther’in Yahudilerle ilgili olarak söyledikleri onun bu ilgisinin ispatıdır: “Yahudiler bizim Tanrımızın akrabaları, kuzenleri ve kardeşleridir. Katoliklere sesleniyorum; bana kâfir demekten yorulduklarında Yahudi desinler.”[2]
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…