ORTA GELİR TUZAĞI VE YENİ DARBE TARTIŞMALARI
Bir ülkede kişi başına gelir düzeyinin belirli bir aşamadan öteye gidememesi “orta gelir tuzağı” olarak adlandırılır. Gelişmekte olan ülkelerin karşılaştıkları en büyük risklerden biri olan bu durum Türkiye için de geçerli bir kavramdır. Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında olduğu için, kişi başına düşen Milli Gelir seviyesindeki artış hızının nüfus artış hızının altında olması bazı önlemleri almasını gerekli kılmaktadır. Türkiye, kişi başına düşen Milli Gelir seviyesini nüfus artış oranına göre yükselterek bu tuzağa düşmemeye çalışmaktadır. Bu durum aşılamaz ise gelişmekte olan ülkelerin gelişim hızı azalacak veya tuzağa kapılıp hep aynı seviyede kalacaktır. Doğrudan ekonomik büyümeye etkili olan bu durum iyi analiz edilmez ise ülkenin orta gelir tuzağına düşmesi kaçınılmazdır. Orta gelir tuzağını kavramak için, önce ‘gelir tuzağı’ ifadesinin ne anlama geldiğini hatırlatmamız daha faydalı olacaktır. Gelir tuzakları orta gelir seviyesinde olabileceği gibi düşük gelirde de oluşmaktadır. Nadiren olmakla birlikte yüksek gelirli ülkelerde bile, yapısal sorunlar nedeniyle gelirlerinde düşüş yaşayıp bu tuzağın içine düşenlere rastlanır.
Ülkelerde kişi başı geliri veri alan ve kişi başı geliri Dolar cinsinden ölçen bu kavram, “ülkenin belirli bir gelir seviyesinde kısır döngüye girmesini” anlatmaktadır. Bu anlayışa göre gelir tuzağına düşen ülkeler, çok uzun süre bu gelir seviyesine takılmakta ve bir üst kademedeki gelir seviyesine ulaşamamaktadır. Gelir tuzaklarını belirleyen en iyi gösterge, belli bir gelir düzeyine ulaşmış ülkelerdeki sürdürülebilir büyüme oranlarıdır. Bu noktada, büyüme hızını uzun vadede belli bir oranda götüren ekonomiler, daha dayanıklı olup geleceğe umutla bakmaktadır. Çünkü düşük gelirli ancak istikrarlı büyüyen bir ekonomi bir süre sonra orta gelirli, orta gelirli ve istikrarlı büyüyen bir ekonomi ise bir süre sonra yüksek gelirli ülke kategorisine çıkacaktır. Bununla beraber Türkiye gibi ekonomisi alarm veren ülkeler, içinde bulundukları gelir seviyesinden çıkamama riskiyle karşı karşıyadırlar. Bu ekonomiler bir süre yüksek büyüme oranları yakalayıp bunu uzun vadeye yayamayan ülke ekonomileri olmaktadır. Türkiye faizsiz sisteme ve Adil Düzen’e geçmeden bu çember kırılamayacaktır.
Özetlersek “bir ekonominin belirli bir kişi başına milli gelir düzeyine ulaştıktan sonra orada sıkışıp kalması hali” orta gelir tuzağıdır. Yani hızlı büyüyen bir ekonomi, bir noktadan sonra durgunlaşmakta ve daha öteye varamamaktadır. Türkiye yıllık kişi başına milli gelir düzeyi 10 ile 15 bin Dolar bandında olan ülkeler arasında sayılmaktadır. Türkiye, yaklaşık 10 bin Dolarlık kişi başına milli gelir düzeyi ve nispeten yüksek satın alma gücü paritesine göre üst orta gelir grubu ülkeler arasında yer aldığı söylense de, gelir dağılımındaki aşırı dengesizlik ve üretim ekonomisinin terkedilmesi ve sanayileşmemesi sebebiyle oldukça kırılgan bir ekonomik yapıdadır.
Güney Kore, Tayvan, Çin gibi ülkeler orta gelir tuzağını aşmışlardır. Orta gelir tuzağından çıkan en başarılı örneklerden Güney Kore gibi ülkelerin gelirlerine kıyasla yatırımları çok yüksek düzeyde bulunmaktadır. Bunu “tasarruf oranları yüksek” diyerek yorumlamak da lazımdır. İkincisi, bu ülkelerdeki ortalama eğitim düzeyi yüksek orandadır. Üçüncüsü bu ülkelerdeki yüksek teknolojili ürünler, sanayi ihracatı içinde önemli bir ağırlığa sahip bulunmaktadır. Biz ise, Meksika, Polonya ve Macaristan ile birlikte şimdilik orta gelir tuzağına takılma riski taşımaktayız. Türkiye, ekonomisinde topyekün bir dönüşüm sağlayarak kesinlikle faizsiz sisteme ve yüksek teknoloji üretimine geçmek zorundadır. Ancak bu sayede, hiç olmazsa yıllık kişi başına milli gelirimizi 500-1000 dolar seviyesinde artırma imkânı doğacaktır.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…