NORVEÇ KATLİAMINDA MOSSAD PARMAĞI!
Mason Locası bağlantılı ve Tapınak Şövalyeleri militanı 32 yaşındaki radikal Hıristiyan ve ırkçı Anders Behring adlı katilin, Norveç İşçi Partisinin düzenlediği Gençlik Kampına, otomatik silahlarla saldırıp yüzden fazla masum genci vahşice öldürmesi üzerine; Türkiye’deki TV yayınlarına katılan bazı ahlaksız yorumcuların hemen ve peşinen: “İslamcı terör şüphesi”ni vurgulamaları, beş-on dakika sonra fos çıkmış ve katilin kimliği açıklanınca yüzleri bile kızarmamıştı.
“Kim bir kişiyi (haksız yere katlettiği başka) bir kişiye karşılık olmaksızın ve yeryüzünde (çıkardığı anarşi ve) fesatlığın (cezası dışında masum bir kimseyi durduk yerde ve uyduruk bahanelerle) öldürürse, sanki bütün insanları katletmiş gibi (suçlu ve günahkâr sayılır” (Maide: 32)
Kur’an ayetine inanan ve Allah’tan korkan Müslümanlara, rasgele terörist damgası vurmaya çalışan, hatta ülkeleri işgale uğrayan Müslümanların milli direniş ve diriliş gayretlerini anarşi sayan bu soysuzların, şimdi PKK’yla savaşan TSK’yı suçlama çabaları da yaygınlaşmıştı.
Tyrifiorden Gölünün ortasında Utoya adasındaki kampı basan Anders Behring Breivik adlı koyu İslam düşmanı ve yabancı karşıtı anarşistin, arkasında uluslararası güçlü ve etkin bir örgüt olmadan, bu büyük katliamı tek başına asla gerçekleştiremeyeceği kanaati yaygındı ve zaten Norveç polisi de bu ihtimal üzerine yoğunlaşmıştı.
Katilin internet sitesindeki yayınları ve İngiltere’deki Tapınak Şövalyeleriyle bağlantıları, Onun Masonik irtibatının en açık kanıtlarıydı. Norveç İstihbarat Ajansı PST’nin bu yılın Şubat ayında yaptığı: “Ülkede aşırı İslamcı radikal grupların, yakın bir tehdit oluşturduğu” yolundaki yanlış ve kışkırtıcı yayınlarının bu saldırılara zemin hazırladığı da hesaba katılmalıydı.
Daha da önemli bir ayrıntı: Bu saldırılardan beş gün önce Norveç hükümetinin Filistin’in temsilcilik düzeyini “diplomatik misyon” seviyesine çıkarması ve daha önce 8 Ocak 2011 tarihinde genellikle solcu dernek ve partilerin 40 bin kişilik katılımla Oslo’da “Filistin’e destek çıkma ve İsrail’i kınama” yürüyüşünün yapılmasıydı. Bu gelişmelerden Siyonist İsrail’in rahatsızlık duyması ve MOSSAD’ı devreye sokması doğaldı. Saldırganın Mason kıyafetli fotoğrafları ve tapınak şövalyeleri hayranlığı, Onun MOSSAD’ın maşası olduğu kanaatini haklı çıkarmaktaydı. Henüz 14–19 yaşlarında bulunan ve mazlum Filistin halkına sahip çıkan bu gençlerin hedef seçilmesi ve İsrail’i rahatsız eden girişimlere başlayan Norveç hükümetine gözdağı verilmesi, Anders Behring gibi faşist kafalı bir katilin tek başına tasarlayıp uygulayacağı bir plan olamazdı. Bu saldırganın “İslam düşmanı aşırı Hıristiyan” diye takdime çalışılması, olayın MOSSAD bağlantısını ve Siyonist İsrail parmağını saklamaya yönelik bir propagandaydı. Asıl amaç; İslam-Hıristiyan düşmanlığını kamçılamak, Müslümanlarla Avrupalıları kapıştırıp, Siyonizmin dünya hâkimiyetine kolaylık sağlamaktı. Hatırlayınız, Amerika’daki 11 Eylül saldırılarını da yine aynı Siyonist odaklar ve hizmetlerindeki CIA gibi kuruluşlar tezgâhlayıp, bütün suçu ve sorumluluğu Bin Ladin üzerine yıkarak Irak ve Afganistan işgallerine gerekçe hazırlamışlardı.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…