NİMETLERİN HAK EDİLMESİ
VE
GÖREVLERİN EHLİNE VERİLMESİ
Dünyevî ve uhrevî, maddî ve manevî, zahirî ve bâtınî bütün nimet ve faziletler, Allah’ın biz kullarına ikramı ve ihsanıdır. Ancak, bütün hidayet ve inayet, nusret ve muvaffakiyet O’nun elinde olmasına rağmen, hem adalet ve hakkaniyetini göstermek, hem de kullarını sevindirip şereflendirmek üzere Allah; başarıları ve hayırlı sonuçları da, acıları ve alçaltıcı durumları da, bunları hak edene ve liyakat gösterene verip takdir buyurmaktadır. Yani herkes netice olarak; hak kazandığına ve müstahak olduğuna ulaşmaktadır.
Yasin Suresi 54’üncü ve 70’inci ayetleri de bu gerçeği vurgulamaktadır.
“Artık o gün hiç kimseye (ve hiçbir şekilde) zerre kadar zulmedilmeyecektir, sadece yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz.” (Yasin: 54)
“(Ve bu gerçekler size tebliğ edildi) Ki (Kur’an’la kalpleri) diri olanları uyarsın (ve hidayet yolunu göstersin) ve inkâr edenlere de (azap) söz(ümüz) hak olsun ve gerçekleşsin (ve hiçbir bahaneleri kalmasın diye gelmiştir).” (Yasin: 70)
Yani ahirette ve sonsuzluk ülkesinde herkes hak ettiğine ulaşacak ve burada ektiklerini biçmiş olacaktır.
Şu ayet-i kerimeler de, farklı yönleriyle bu hakikati anlatmaktadır.
“(Hudeybiye’de Müslümanlarla barış imzalamaya mecbur kalan, ama bunun ezikliğini çok ağır şartlar koşarak gidermeye çalışan) Kâfirler, kalplerinde o (şeytani) hamiyet gururunu (kavmiyetçilik ve ataperestlik taassubunu) ve cahiliye damarını kabartıp kaynattıkları zaman, Allah (CC) Peygamberinin ve mü’minlerin üzerine sabır ve sükûnet indirip (onları rahatlattı). Ve onların takva kelimesi (Peygambere ve Hakk dava ve devlet liderine Allah için biat ve itaat sözleri) üzerinde kararlılıkla durmalarını sağladı. Zaten onlar (sadık sahabiler ve mü’minler) buna layık ve ehil insanlardı. (Yani sadakat ve liyakat ehli başarıya ulaşırlardı. Zaten) Allah (CC) her şeyi (ve herkesi) hakkıyla Bilendir.” (Fetih: 26)
“Kesinlikle Allah (CC) size; emanetleri (devlet yönetimi ve milletin idaresiyle ilgili görevleri), mutlaka ehil ve emin kimselere vermenizi ve insanlar arasında (karar verirken ve tercih yaparken) hükmettiğiniz zaman ise adalet ve hakkaniyetle hükmetmenizi emretmektedir. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, (her şeyi tüm ayrıntılarıyla) İşitendir, Görendir.” (Nisa: 58)
“Allah’a döneceğiniz günden sakının. (Faiz günahıyla huzura çıkmayın.) Sonra herkese kazandığı eksiksizce ödenecek ve onlara haksızlık yapılmayacaktır.” (Bakara: 281)
Rüyadaki Hikmetli Uyarı ve İmtihan Sırrı
Şu salih rüya; şeksiz ve şeriksiz imanın… Allah’ın rızasını her şeyin ve herkesin üstünde tutmanın… Sonsuz ve kusursuz cennet hayatını, dünyalık arzuların önüne almanın… Ve özellikle her nimet ve fazileti “hak ederek kazanmanın…” gereğini ve gerçeğini öğretip uyarmaktadır.
“Rüyamda: Türkiye genelinde Milli Çözüm’e gönül vermiş bütün kardeşlerimizle birlikte, uçsuz bucaksız bir okyanusun önünde oluyoruz. Toplanma sebebimiz bir kutlama veya tatil yapma vesaire değilmiş; hepimiz bir görev için oradaymışız. Az sonra havada küçük, tek kişinin binebileceği bir uçak görüyoruz. Uçak bir süre üzerimizde daireler çizerek uçuyor. Sonra havada, tam bizim üzerimizde sabit duruyor. Uçağı kullanan Zatın Aziz Erbakan Hocamız olduğunu anlıyoruz. Bir süre sonra küçük uçağın kapısı, uçak havada sabit vaziyette dururken açılıyor. Aziz Erbakan Hocamız kapıdan çıkıyorlar ve uçağın üzerinde ayakta duruyorlar. Mübarek ellerine bir megafon alıyorlar ve megafonu mübarek ağızlarına götürüp: “Biraz sonra bir silahla sizleri tek tek vuracağım. Vurulan herkes kendini okyanusa atacak. Kendinize geldiğinizde akıntı hepinizi buluşma yerine sürükleyip taşıyacak… Orada sonsuz ve kutlu bir beraberlik bizleri bekliyor olacak!” buyurdular.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…