NAZIM NİYAZIMDIR, YETİŞ ALLAH’IM!
İnayet buyur ki, nusret Senindir
Zalimin defterin, dürmeye geldim…
Bağrımı kavuran, hasret derindir
Adil Düzen devran, sürmeye geldim…
Elli yıl cehd ettim, kendi çapımda
Hurma yetişmezmiş, kabak sapında
Ey Dost Kıtmirinim, kutlu kapında
Münafık haine, ürmeye geldim…
Yolunda ezilmek, üzülmek gerek
Huzurunda mahcup, büzülmek gerek
Hakka tercüman dil, çözülmek gerek
Her belaya göğüs, germeye geldim…
Faiz fuhuş sarmış, yaşlı ve körpe
Çıplaklık azıtmış, hep sere serpe
“İktidar masum!” der, cübbeli züppe
Süfyan Deccal yere, sermeye geldim…
Hakikat çağrından, geri kalmadım
Makam çıkar için, davam salmadım
Malumun dünyada, murad almadım
Artık muradıma, ermeye geldim…
Kur’an’ın lafzına, âşık bir toplum
Manasına yüzü, asık bir toplum
Lütfet ki uyansın, fasık bir toplum
Alnım eşiğine, sürmeye geldim…
Lut kavminin güna-hını taşıyan
Ahlâksız düzenden, memnun yaşıyan
Din tahrip edenin, sırtın kaşıyan
Gafil der; cennete, girmeye geldim…
Uğrunda dolaştım, Edirne Tercan
Burda çakıl infak, ukbada mercan
Aşkınla tutuşup, yanmışım Ey Can
Göster cemalini, görmeye geldim…
Rasül rehberimdir, ölçüm Kur’an’dır
Erbakan liderim, Rabbim Rahman’dır
Ahmedin kapında, kulun kurbandır
Kabul et canımı, vermeye geldim…