“İnanıp şükreden azdır”1, buyurur Yüce Kur’an
Hasret kaldık has mü’mine, münafıktan usandık…
Hep Müslüman geçinir ya, Bâtıla kayar her an
Hainlerle zalimlerle, mutabıktan2 usandık…
Hele bak mel’anetine, ayet hadis uydurur
Rezil sonunu sezdikçe, biraz daha kudurur
Gemilerle mal gönderir, zahirde atıp durur
Gizlide şu İsrail’le, muvafıktan3 usandık…4
Haçlı AB kuyruğunda, kırk yıl sıra bekliyor
Riya yalan ve haramla, artık motor tekliyor
Arslan diye kükrüyor da, sırtlan bile gülüyor
Karısından ödü kopan, kılıbıktan usandık…
Her mezeye maydanozdur, sarayın her holünde
Payı var beyin millete, attığı her golünde
Her konuya burnun sokar, süper kadın rolünde
Şu kendini sultan sanan, halayıktan5 usandık…
HAMAS’ı savunmasında, İsrail’e pas vardı
Emekli köylü perişan, o hep baştan savardı
Hem dindarlık taslıyordu, hani “kesin nass vardı?”
Şu faizde şeytan ile, müsabıktan6 usandık…
“İslam Birlik, Adil Düzen”, asla dem vurmaz oldu
Siyonizm’in güdümünde, hak hayal kurmaz oldu
Her dediğin aksin yapar, va’dinde durmaz oldu
Verdiği her sözden cayan, yalabıktan7 usandık…
Erbakan’a cephe açmış, Siyona selam çakmış
Makam ve çıkar uğruna, din iman ne var yakmış
Dikenden beter ısırgan, soy adına gül takmış
Kokusu bile zehirli, şakayıktan8 usandık…
“Dış güç”ten ödü patlıyor, gafiller sanır keleş9
Davul gibi ses çıkarır, lakin içi boş beleş
Siyonist merkezler etti, başımıza tebelleş10
Millet yağ çıkar bekliyor, boş yayıktan usandık…
Bak ülkemde bir yangın var, soysuz benzin döküyor
Bizi bağlayan ne varsa, hepsin bir bir söküyor
Aile ahlâk yozlaştı, Milli dirlik çöküyor
Çocukları taciz eden, her sapıktan usandık…
- “(Ey Nebim ve davetçim!) Sen ne kadar üstüne düşsen (ve hırs göstersen de) insanların çoğu (gerçekten) iman edecek değillerdir.” (Yusuf Suresi: 103)
- Mutabık: Uyumlu.
- Muvafık: Uygun işbirlikçi.
- “(İşte bu) Firavun, kendi kavmini şaşırtıp saptırıyor ve onları doğruya (hidayet ve istikamet yoluna) yöneltmiyordu. (Bu yüzden belayı hak etmişti.)” (Taha: 79) Demek ki, her asırda ve her toplumda, halkı Hak nizamdan ve İslami hayattan uzaklaştırıp, Şeytani-zalim sistemlerle uzlaştıran her yönetici, FİRAVUN’un temsilcisi konumundadır!
- Halayık: Huysuz cariye.
- Müsabık: Yarışçı.
- Yalabık: Kaypak, dönek.
- Şakayık: Süs çiçeği.
- Keleş: Cesur, atılgan.
- Tebelleş: Başa bela olan.