Anasayfa » Mısır Gibi Sorunların Çaresi: NE DARBE DEVRİMCİLİĞİ; NE DEMOKRASİ DEREBEYLİĞİ!

Mısır Gibi Sorunların Çaresi: NE DARBE DEVRİMCİLİĞİ; NE DEMOKRASİ DEREBEYLİĞİ!

Yazar: yonetici
0 Yorum 268 Görüntüleyen

Mısır Gibi Sorunların Çaresi: NE DARBE DEVRİMCİLİĞİ; NE DEMOKRASİ DEREBEYLİĞİ!

 

Mısır’da Müslümanlara yönelik korkunç bir katliam yaşanmakta, zulmeden darbe rejimi de, İhvanı Müslimin’in temsil ettiği mazlum ve mağdur kesimler de, maalesef aynı Siyonist senaryolara alet edildiklerinin farkına varamamaktadır. Büyük İsrail hevesindeki tüm Siyonist merkezler, dış güçler ve onların işbirlikçileri, Mısır’ın parçalanması için mutlaka bir iç savaşın çıkarılmasını amaçlamıştır. Nasıl olsa; İhvan’ın ve karşıtlarının, ordu ve polis mensuplarının ve sivil halkın hepsi birbirini boğazlasa, bir tek Yahudi’nin burnu kanamayacak, hiçbir gâvurun canı acımayacaktır.

Bu nedenle, askeri cuntanın saldırganlaşması kadar, Mursi taraftarlarının inatlaşması da bizce ve özellikle bu süreçte sakıncalıdır. Bazen, sadece haklı olmak, çok vahim sonuçlar ve sorumluluklar doğuracak eylemleri meşru kılmaya yeterli olmamaktadır. “Yol hakkı bizimdir” diyerek, kırmızı ışıktan geçip son sürat üzerimize gelen tırın önüne, kalabalıklar halinde atlamaktaki “haklılık” bize hiçbir şey kazandırmayacak, doğacak facianın yaralarını saramayacaktır. Bunu: “Zulme teslim olmak ve haklarımızın gaspına tepkisiz kalmak” şeklinde de anlamamalıdır. Ancak kurulan büyük tezgâhın farkına varmak ve Siyonist senaryolara figüranlık yapmamak, kısaca öfkeyle kalkıp zararla oturmamak için elbette daha dikkatli, tedbirli ve temkinli davranmak, yani bulanık suların durulmasını kollamak daha akıllıcadır. Asla hatırımızdan çıkarmayalım ki; Siyonist odakların ve onların güdümündeki Haçlı Batı’nın, öyle insani kuralları ve vicdani duyarlılıkları bulunmamaktadır. Onların Siyonist hesapları ve emperyalist çıkarları dışında, hiçbir kutsal inancı yoktur. Bakınız, güya İslam’ın ılımlısına razı olan ve sadece radikalizme karşı olduğunu sıkça açıklayan Barbar batılılar (Amerika ve Avrupa), İşte Suriye’de, dünyanın dört bucağından topladıkları El-Kaide militanlarına, hem de AKP iktidarının yardımıyla, her türlü silah, teçhizat ve teknoloji desteği sağlamakta; ama her türlü baskı ve kışkırtmaya rağmen asla şiddete bulaşmayan İhvanı Müslümin’i ise, tüm meşru ve demokratik tavrına ve siyasi seçimleri kazanmasına rağmen; düşman ilan edip askeri darbelere davetiye çıkarmakta ve destek sağlamaktadır.

Aslında ta başından beri, Recep T. Erdoğan’ın Eşbaşkanı atandığı BOP gibi, ARAP BAHARI’nın da bir Amerikan planı olduğunu söylediğimizde, bize karşı çıkanlar, sahnelenen Siyonist senaryoları, daha yeni yeni anlamaya başlamışlardır. ABD, Mısır’da, katılım oranı sadece %42 olan bir seçimde, oyların %51’ini alarak Mursi’ye Cumhurbaşkanlığı yolunu açmış ve “İhvanı Müslimin’i iktidarda başarısız kılmak ve umut olmaktan çıkarmak” amacıyla bu fırsatı tanımıştır. Ve yeni anayasa halkın sadece %19’unun katılımıyla onaylanmıştır. Belki gerçek demokrasiye imkân verilse İhvan daha fazla oy alacaktı. Ama, böylesine sakat ve sakıncalı sonuçlarla İhvan’ı iktidara taşımaları, onları hazırlıksız yakalayıp yıpratmayı amaçlamıştı. Rahmetli Erbakan Hoca’nın da, aynı şeytani maksatlarla iktidar olmasına ve Refah-Yol’u kurmasına razı olduklarını, Hocamız Aytunç Altındal’a bizzat kendileri açıklamıştı. Ne var ki Rahmetli Hoca, bütün bu tuzaklara hazırlıklıydı, ekonomik ve sosyal alanda büyük başarılara imza attı, havuz sistemiyle faiz lobilerinin sömürü hortumlarını kıstı, tarihi D-8 atılımıyla yeni bir dünyanın temellerini attı. Dış güçlere ve işbirlikçi hainlere, klasik irtica yaygaraları dışında, hiçbir mazeret bırakmadı. İktidardan ayrılırken de ordu-sivil çatışmasına yol açacak hiçbir taşkınlığa ve kardeş kavgasına kapı aralamadı. Bugün, Mısır’da İhvanı Müslimin’in ve Mursi’nin izlemesi gereken bu akıllı ve hayırlı tavırdır. Hatta Erbakan’ın mağduriyetini istismar eden AKP ve Erdoğan’ın, bu derece yüksek oy oranıyla iktidara ulaşması, Erbakan’ın Refah-Yol dönemindeki icraatlarına halk nezdinde duyulan güvenin ve Ona sahiplenmenin bir yansımasıydı. Ve burada sıcak koltuğunda oturup kendilerini “Haydi direnin, hakkınızı yedirmeyin!” diye kışkırtıp ucuz kahramanlık taslayanların, Mısır’daki darbeyi tertip ve teşvik eden ve destek veren ABD ve AB’nin işbirlikçileri olduğunu unutmamaları lazımdı.

Bu arada Mısır Ordusu içinde de, bu korkunç katliamlardan ve iç savaş çıkarılıp ülkenin parçalanmasından ciddi rahatsızlık duyan ve kaos ortamından kurtulmak üzere hukuki ve ahlaki çıkış yolları üzerinde kafa yoran milli tavırlı komutanların varlığı ve huzur hazırlığı konusundaki duyumlarımız da inşallah doğrudur ve hayırlı sonuçlara vesile olacaktır. Güya antiemperyalist ve antisiyonist tavırlar takınan bizdeki Darwinist ulusalcıların, ABD ve AB destekli askeri darbeye hararetle alkış tutmaları, en demokratik seçimler sonucu iktidara gelen İhvan’ın indirilmesine ve binlerce masum insanın katledilmesine “oh be, dinciler devrildi, dinsizler iktidara geldi” diye şebekvari çığlık atmaları, aslında nasıl bir Amerikan uşakları ve haçlı Avrupa hayranları olduklarının ve ondan türediklerine inandıkları maymun soylarının açık bir ispatıydı. Onların derin kinleri sadece İslam’aydı ve işte Mısır’daki Kıpti Hıristiyanlar ve Amerikan-İsrail maşası paşalarla bunlar aynı saftaydı. Ve bu nedenledir ki, yüzde değil, anca binde birler seviyesini bir türlü aşamazlardı ve Müslüman halkımızdan rağbet ve kıymet bulamazlardı. Mısır Savunma Bakanı Abdulfettah El Sisi’nin düzenlediği basın toplantısında “Allah’ın razı olmadığının yanında olacağız, onlara destek çıkacağız” gafları Allah’ın bunları şaşırtıp içyüzlerini ortaya koymasıydı.

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi