MİLLİYETÇİLİK ANDI MI,
KAVMİYETÇİLİK İNADI MI?
Fertler için “nefis” ne ise, toplumlar için “kavmiyetçilik-ırkçılık” da odur. İnsanoğlu, kendi benliğini bilsin, en doğal ihtiyaçlarını ve çıkarlarını arayıp bulsun, kişisel onur ve özgürlüğünü başkalarının tecavüzünden korusun diye kendisine verilen nefis, nasıl ki başıboş bırakıldığında her türlü zulüm ve günaha sürükleyen en büyük düşman haline gelmektedir.
Bunun gibi, kavim ve toplumların nefsi sayılan “milliyetçilik” de, bir kavmin bağımsız yaşaması, din, düşünce ve düzen hürriyetini, mal, can ve namus emniyetini koruması, dış tesirlere ve tecavüzlere karşı ülke menfaatlerini savunması gibi hikmetlerle meşru ve mubah sayılmakla beraber, başıboş bırakıldığında ve İslami kayıt ve kurallardan uzaklaştığında ise faşizme, ırkçılığa ve ayrılıkçılığa dönüşmekte ve “milli münafıklık” haline gelmektedir.
İslam, esaslarını bizzat Cenab-ı Hakkın belirlediği ve son Peygamber Hazreti Muhammed (SAV) aracılığıyla insanlığa öğrettiği en son ve en mükemmel dindir. “Bugün size dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım. Ve size din olarak İslam'ı seçtim.”[1] mealindeki ayet-i kerimenin de açıkça belirttiği gibi insanlığı, dünya ve ahiret saadetine ulaştırmak için, bizzat Allah tarafından gönderilen İslam dininde hiçbir eksiklik bırakılmamış, insanlığın maddi ve manevi her ihtiyacı karşılanmış, imani, ahlâki, ilmi, ekonomik ve sosyal her konuda eskimez ve değişmez prensipler, adil ve kâmil ölçüler getirmek suretiyle Cenab-ı Hak en geniş manada dinini tamamlamıştır.
Artık, İslam girdiği kalplerde ve kafalarda, hayırlı değişimler yapacak, zulmet ve cehalet bulutlarını dağıtacak, kavim ve kabileleri zillet ve esaretten kurtaracak, herkese izzet ve saadetin yollarını açacaktır. İslam; toplum hayatının her kademesine girecek, modasından medeniyetine -istisnasız- her şeye kendi rengini verecektir. “Biz Allah'ın boyasına (dinine) girmişiz. Allahın boyasından (dininden) daha güzeli kimin olabilir? Biz yalnız Allah'a kulluk edenleriz.”[2] ayet-i kerimesinde ifade edildiği gibi her şey ve herkes Müslüman olduktan sonra haliyle Allah'ın rengine boyanacak ve Müslümanların hayatlarına baştan sona bu renk hâkim olacak ve İslam toplumunun, her yanında, yalnız ve sadece Allah'ın mührü ve Peygamberin imzası okunacaktır, işte İslam budur. Şimdi herkesin rahatlıkla anlayıp kabul edebileceği bu mutlak gerçek bütün çıplaklığı ile karşımızda dururken, bir kısım nâdanların “Türk-İslam Sentezi” veya “Kürt-İslâm Sentezi” gibi yanlış yakıştırmalardan bahsetmeleri gaflet ve cehalet alâmetidir.
Son devrin büyük âlimlerinden Seyyid Abdulhakim Arvasi Hazretlerinin şu tespitleri üzerinde dikkatle durmak lazımdı:
…
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ