Milli Görüş`ün İktidardaki Hizmetleri (1974-1978)
MİLLİ GÖRÜŞ’ÜN İKTİDARDAKİ HİZMETLERİ
(1974-1978)
İÇİNDEKİLER
A. MİLLİ GÖRÜŞ`ÜN HİZMETLERİ
B. MİLLİ GÖRÜŞ`ÜN (1974-1978) İKTİDARDAKİ HİZMETLERİ
I- KIBRIS ZAFERİ
II- MANEVİ KALKINMA
III- ŞAHSİYETLİ DIŞ POLİTİKA
IV- EKONOMİK KALKINMA, ÜRETİM SEFERBERLİĞİ VE MOTOR
HÜKÜMET
1. Tarım Üretimi Arttırılmıştır
2. Tarım Girdi Üretimleri Arttırılmıştır
3. Ağır Sanayi Hamlesi Başlatılmıştır
4. Ağır Sanayi Hamlesi Dış Borçlarla Değil Kendi Gücümüzle Yürütüldü
5. Bu İşler “Motor Hükümet” Anlayışı İçinde Sağlı
6. Yeni Vergiler Konmadı
7. Dış Borçlar Küçük Düzeyde Artış Gösterdi
8. Faizsiz Bankacılık Sistemi Başlatıldı
9. Sanayi, Tarım ve Hayvancılık için Faizsiz Krediler Verildi
10. Krediler Adil Kriterlere göre Dağıtıldı
11. Türk Lirası Dürt Yıl İçinde Hiçbir Develüasyona tabi tutulmadı
12. Kalkınma Hızının Yüksek, Enflasyonun Düşük Olması Sağlı
13. Milli Gelir Mukayesesi
V – İNSAN HAKLARI
1. İnananlara Zulmün Önlenmesi
2 . Başörtü Zulmüne Müsaade Edilmemesi
3. Her İsteyenin İstediği Yoldan Hacca Gitmesi
4. Kurban Derisi Zulmüne Müsaade Edilmemesi
5 . İlk Defa Dördüncü Kalkınma Planına Manevi Kalkınma Kondu
VI- MİLLİ GÖRÜŞ`ÜN AĞIR SANAYİ HAMLESİ
1. TABLO l Milli Görüş` ün 74-78 Ağır Sanayi Hamlesi
2. TABLO 2 Milli Görüş` ün 74-78 Ağır Sanayi Hamlesi
3. MİLLİ GÖRÜŞ`ÜN 1976 OTOYOL HAMLESİ
4. TABLO 3 Milli Görüş` ün 76 Otoyol Hamle Haritası
A- MİLÜ GÖRÜŞ’ÜN HİZMETLERİ
Milli Görüş zihniyeti, MSP olarak ilk defa 1974 yılında CHP ile koalisyon ortağı şeklinde hükümete girdi. Daha sonra AP ile ortaklığını devam ettiren MSP, 1978`e kadar geçen dört yıllık dönemde millete büyük hizmetler yaptı.
Aynı şekilde, 1989 yılında belediye seçimlerine giren “Milli Görüş” ün temsilcisi RP, kazığı belediyelerde büyük başarılar kaydetti. “Belediyeler için 1.Dönem” dediğimiz 1989-1994 yılları arasındaki bu dönemde yapılan başarılı çalışmalar ve Milli Görüş hizmetlerinin yakından tanınması, gerek ara belediye seçimlerinde ve gerekse 2. Dönem dediğimiz 27 Mart 1994 seçimlerinde Türkiye nüfusunun üçte ikisine tekabül eden yerleşim yerinde;
6 Büyük şehir
22 İl
98 İlçe ve
202 Belde Belediye Başkanlığı
kazanarak mahalli yönetimlerde iktidar oldu.
“Milli Görüş”ün bir nazariyat değil, gerçek hizmet ve hamle olduğunu açıkça görebilmek için:
I- “Milli Görüş”ün 1974 – 1978 İktidardaki Hizmetleri,
II- “Milli Görüş”ün 1989 – 1994 I. Dönem Belediye Hizmetleri,
III- “Milli Görüş”ün 1994 – 1995 H. Dönem Belediye Hizmetlerini dikkatle incelemekte ve tanımakta büyük yarar vardır.
Bu kitapta, Milli Görüş`ün 1974-1978 iktidardaki hizmetlerinden bazıları çok kısa bir özet olarak sunulmuştur.
B- MİLLİ GÖRÜŞ`ÜN (1974-1978)
İKTİDARDAKİ HİZMETLERİ
1- KIBRIS ZAFERİ
Senelerce Kıbrıs`ta Müslüman kardeşlerimize Rumlar tarafından hem ekonomik baskı hem de insanlık dışı saldırı ve katliamlar yapılmıştır.
Şöyle ki:
* Birçok köyde yaşayanlar topyekün şehit edilerek toplu mezarlara gömülmüşlerdir.
* Ahlak dışı tecavüzler, ardı arkası kesilmeden devam etmiştir.
* Müdafaa imkanı bulunmayan küçük çocuk ve bebekler küvetlere doldurularak sadistçe kurşunlanmıştır.
Daha nice zulümlerini pervasızca devam ettiren Rumlar; “Garantör” olmasına rağmen ABD ile Batının görüş ve talimatları dışına çıkamayacağını çok iyi bildikleri Türkiye`nin, nasıl olsa müdahalede bulunamayacağı kesin inancı içinde zulümlerine devam etmekteydiler.
Nitekim:
1974`ten önceki dönemde Türkiye`nin ne sol ne de sağ görüşlü iktidarları bu vahim gidişe “Dur” deme cesaretini gösterememişlerdir.
1963`teki katliamlar esnasında, o tarihte iktidarda bulunan sol zihniyetin temsilcisi Başbakan İnönü, “Ne yapayım Johnson mektup yazdı. Müdahale edemem” demiş, katliamlara seyirci kalmış, Kıbrıs üzerinde birkaç uçak uçurmaktan öteye bir şey yapamamıştır.
1967`deki katliamlar esnasında, o tarihte iktidarda bulunan liberal zihniyeti temsil eden Başbakan Demirel`de aynı şekilde katliamlara seyirci kalmıştı.
Yunanistan`da askeri Cuntanın hakim olduğu 1974 yılında Yunanlı ve Rumlar, nasıl olsa Türkiye`deki yönetim biz ne yapsak sesini çıkaramaz düşüncesi ile, Grivas`ın emri ile Sampson`u adaya göndererek adayı Yunanistan`a ilhak etmeye kalkıştılar.
Ancak:
1974 hükümetinin diğer hükümetlerden bir farkı vardı; o da bu hükümet içindeki “Milli Görüş”ün temsilcisi MSP idi. Elbette ki bu hükümet kardeşlerimize reva görülen bu zulme razı olmayacaktı. İşte Kıbrıs`ta zaferin kazanılması, Allah`ın yardımı ile MİLLİ GÖRÜŞ sayesinde oldu. 1974`te Rumlar tekrar katliam yapmaya başladıkları gün ufukta jetlerimizi gördüler. Kıbrıs Barış Harekatı ile Adaya barış gelmiştir. Bu harekatın üzerinden yirmi yıl geçmesine rağmen Ada da hiç kimseye hiç bir tecavüz ve hiç bir ciddi hadise olmadı.
Bu olumlu neticeden rahatsız olan ABD ve Batı, bugüne kadar Kıbrıs`ı karıştırma gayretlerinden biran bile geri kalmadı.
İşbaşındakilerin, ABD ve Batı paralelindeki yanlış politikaları, Rumların uzlaşmaz duruma girmesine sebep olmakta, batılıların niyetlerini tatbik etmelerine zemin, ümit ve imkan hazırlamaktadır.
Halbuki çözüm fiilen meydana gelmiştir. Hükümetlerimize düşen görev, Bağımsız Kıbrıs`ın tanınmasına gayret sarfetmektir. Bu gayretin bilhassa İslam Ülkeleri nezdinde sarfedilmesi, Kıbrıs Bağımsız Devleti`nin tanınması yönünde daha başarılı sonuçlar alınmasını mümkün kılacaktır.
“Milli Görüş” daha ilk günden itibaren Kuzey Kıbrıs`ta Bağımsız bir Devletin kurulmasını esas almıştır. Buna mukabil batı taklitçisi zihniyetli partilerin ilk günden itibaren ABD ve Batı`nın baskısına boyun eğerek, Federe Devlet, Federal Devlet` ten başka bir kelime bile kullanamamışlardır.
Aradan geçen 20 yıl Milli Görüş` ün ne kadar haki» olduğunu ortaya çıkarmıştır. Taklitçiler şimdi Balkanlar ve Kafkaslardaki son durumlar karşısında artık Federe Devletin mevcut şartlar içerisinde yürüyemeyeceğini yeni yeni anlayabilmiş ve “Biz de Kuzey Kıbrıs`ta Bağımsız Devletten yanayız” demeye mecbur kalmışlardır.
Böylece “Milli Görüş” sadece 1974 `te Kıbrıs`a barışı getirmekle kalmamış o günden bu güne kadar 20 yıldır Kıbrıs`taki kazanılmış hakların korunmasında da her zaman üzerine düsen tarihi görevi tek başına ifa etmiştir.
II- MANEVİ KALKINMA
Milli Görüş` ün en önde yürüyen bayrağı; “Önce Ahlak ve Maneviyat” bayrağıdır
Manevi ve maddi kalkınma beraber yürütülmedikçe başarılı olunmaz. Büyük hamleleri ancak inançlı kadrolar başarır.
Bu anlayışla, MSP`nin hükümet ortağı olduğu 1974-1978 yıllan arasında birçok manevi atılımlar yapılmıştır.
Bunlardan bazıları şöyledir.
1- 4 yılda 350 İmam-Hatip Okulu açıldı.
2-10 Yüksek İslam Enstitüsü açıldı.
3- Üç bin Kur`an Kursu açıldı.
Bu okullarda yarım milyon gencimiz okuyor. 15 yıldan beri bu okullardan birçok gencimiz mezun oldu. İmam-Hatip mezunu gençlerimizin sayısı 1.300.000 (bir milyon üç yüz bin)`i geçti.
Bunların bir çoğu değişik branşlarda yüksek tahsilini tamamladı. Bunların manevi bilgileri sadece kendilerinde kalmayıp etraflarındaki diğer gençlere de yaradı.
* Böylece yeni inançlı bir nesil yetişti.
* Bugüne kadar hazırlanan 6 planın hiçbirinde “Manevi Kalkınma”ya yer verilmemiştir. Buna mukabil, Milli Görüş Hükümet ortağı olduğu dönemde hazırlanan ve 30 Kasım 1974`de TBMM Başkanlığına sunulan 4. Beş Yıllık Plan`da ilk defa “MANEVİ KALKINMA” adı altında çok önemli ve geniş bir bölüme yer verildi.
Ne yazık ki 1978`de otel odalarında yapılan pazarlıklarla, AP`den 11 kişinin CHP`ye geçirilmesi ve 10 kişinin bakan yapılması suretiyle kurulan Ecevit Hükümeti, plan bu önemli “Manevi Kalkınma” bölümünü çıkartmıştır.
III- ŞAHSİYETLİ DIŞ POLİTİKA
Dört yıllık MSP Hükümet ortaklığı döneminde şahsiyetli dış politika uygulı.
1- Kıbrıs zaferi arkasından ABD`nin bize tatbik ettiği silah ambargosuna karşılık olarak, ABD`nin Türkiye`deki üsleri kapatıldı ve “Ağır Sanayi” hamlesi çerçevesinde “Savunma Sanayi”nin güçlü bir şekilde kurulması hamlesi başlatıldı.
2- Dört yıl esnasında Ortak Pazar`a tek yönlü hiçbir taviz verilmedi.
3- Müslüman Ülkelerle işbirliği geliştirildi.
Dış etkenlerle seneler boyu Müslüman ülkelerle hiçbir münasebet kurulmamış ve bu ülkelerle münasebet kurmaktan ısrarla kaçınılmıştır. 1974-1978 yılları arasındaki hükümet ortaklığı döneminde bu yanlış anlayış ortadan kaldırılarak münasebetlerin geliştirilmesine çalışılmıştır.
Şöyle ki
* Suudi Arabistan, Suriye, Irak, Mısır, Libya gibi Müslüman ülkelerle karşılıklı ziyaretler yapılarak ticari ve kültürel anlaşmalar imzalanmıştır.
* İlk defa bu devletlerle hem özel sektör, hem de devletler bazında ticari ve yatırım münasebetleri fiilen başlatılmıştır.
Birçok ithalat ve ihracat işlemleri yürüdüğü gibi, birçok müteahhidimiz bu ülkelerde büyük inşaat ihalelerini aldı. Hatta Devlet olarak Libya`da yol inşaatı yüklenildiği gibi ortak ticaret şirketi de kuruldu.
* 1976 yılına kadar T.C, İslam Konferansı`na tam üye değildi. Sadece müşahit sıfatıyla katılıyor ve oy kullanamıyordu. MSP, ağırlığını hissettirerek; hatta koalisyonun devamını gözden geçireceğini söyleyerek, T.C`nin İslam Konferansı`na tam üye olmasını sağlamıştır.
* Ve yine Milli Görüş hükümette iken Türkiye “İslam Kalkınma Bankası`na” “Kurucu Üye” olarak katılmıştır.
IV- EKONOMİK KALKINMA, ÜRETİM SEFERBERLİĞİ VE MOTOR HÜKÜMET
Memleketin geri bırakılmışlığını yenerek ileri ülkeler seviyesinin üstüne çıkarılması için ekonomik seferberliğin başlatılması zorunlu idi.
Bunun için MSP`nin hükümet ortağı olduğu dönemde:
1- Tarım Üretimi Arttırılmıştır.
* Buğday üretimi dört yılda, 10 milyon tondan 16.7 milyon tona;
* Et üretimi, 125 bin tondan 625 bin tona çıkarıldı.
* 30`dan fazla et kombinası inşa edildi.
* 1974`te 1.100.000 ton buğday ithal edilirken 1978`de 1.921.000 ton ihraç edildi.
Günümüze gelince, bu yıl yeniden buğday ithalatı yapılacağı ve ithalatın muhtemelen 5 milyon tonu bulacağı tahmin edilmektedir.
2- Tarım Girdi Üretimleri Arttırılmıştır.
* Yeni 8 gübre fabrikasının inşaatına karar verildi.
* 1974`te 23.624 adet olan yerli traktör imalatı, 1977`de 31.658 adede yükseltilmiştir. İthal traktörlerle birlikte l yılda köylümüze toplam 66.494 adet yeni traktör edinme imkanı sağlanmıştır.
Ancak, hemen MSP1 den sonraki ilk yılda traktör üretimi 18.184 adede gerilemiştir.
* Maalesef şimdi tatbik edilen yanlış politikalar neticesi tarım ve hayvancılığımız yok edilmiştir. Batılıların, ihracatçısına büyük iadeler sağlamak suretiyle, bizim rekabet edemeyeceğimiz fiyatlarla bize mal satmasını sağlaması bizim tarımımızı öldürmüştür.
Mesela, batılı devletler süttozunun tonunu 600 dolara Türkiye`ye satan üreticisine 500 dolara kadar destek vermek suretiyle o üreticinin malını hem ucuz hem de bol miktarda bize satmasını sağlıyor. Bu durum ise içerde üretim yapmamızı ekonomik olmaktan çıkarıyor ve tarım ürünü ile tarıma dayalı sanayi ürünü ithalatımızı arttırıyor.
1993 yılında:
Tarım ürünü ithalatımız: 1.333 Milyon Dolar
İçki ve Tütün ithalatımız: 4.37 Milyon Dolar
Gıda ithalatımız: 1.741 Milyon Dolar
Toplam 3.500 Milyon Dolar
Bu tabloda gösteriyor ki, tarım ürünü ve tarım sanayi ürününü ithal eder duruma geldik. Bu rakamlar her yıl artarak devam etmektedir.
3- Ağır Sanayi Hamlesi Başlatılmıştır.
Ağır Sanayi hamlesi 7 yıllık sanayileşme programıdır. (1975-1982)
Bu program eşi görülmemiş bir hızla uygulanmıştır.
2 yıl gibi kısa bir zama 200`den fazla milyarlık tesis başlatılmıştır. (O zamanın milyarı şimdinin trilyonundan fazladır).
Bu tesislere ait etütlerin bitirilmesi, programlara girişi, yer seçimi, yerlerin satın alma işlemlerinin neticelendirilmesi, temellerinin atılması, 70`inin bitirilip işletmeye açılması, 130`ununda tamamlanmayı beklemesi sadece 2 sene içerisinde olmuştur.
* Bugün, Edirne`den-Kars`a kadar büyük sanayi tesisi olarak ne varsa bu iki yılda yapılmıştır.
* Doğu ve Güneydoğu Anadolu`daki bütün önemli tesisler, yollar ve ayrıca buralardaki sulama ve enerji etütlerini hep “Milli Görüş” ruhu meydana getirmiştir.
* 15 yıl sadece bu tesisleri tekrar tekrar açmakla öğündüler.
Ağır Sanayi Hamlesi Nedir?
* 200`den fazla milyarlık ve trilyonluk tesisin süratle kurulması, ki bunlar 15 milyar dolarlık yatırımdır. (1976 değeri ile takriben 250 milyar TL. yatırım.)
Bu tesislerle:
* Uçağını, tankını yapan Türkiye,
* Fabrika kuran fabrikalara sahip, sanayileşmiş Türkiye,
* Harp Sanayi ve Ağır Sanayi yönünden dışarıya bağımlı olmayan bir Türkiye,
* Ürettikleri bir dolarlık sanayi ürününü 6-7 dolara bize satmak suretiyle iktisadi gücümüzü yok eden ve bizi büyük borç altına sokan batılıların tasallutundan kurtulmuş Türkiye.
Bunlara ilave olarak bu hamle ile:
* Bir milyon işsize iş imkanı sağlanması,
* Milli gelire yılda 15 milyar dolar katkı sağlanması, (Takriben 465 Trilyon/yıl)
* Sadece bu hamle ile yıllık 15 ilave kalkınma hızı meydana getirilmesi;
mümkün olmuştur.
4- Ağır Sanayi Hamlesi Dış Borçlarla Değil Kendi Gücümüzle Yürütüldü:
Mesela:
* 28 Sümerbank fabrikası, başka bir kaynağa ihtiyaç kalmadan Sümerbank`ın kendi kârları ile kuruldu. Şimdi ise,
Sümerbank`ın yeni fabrika yapması şöyle dursun, 13 trilyon borç batağına sürüklenmiştir.
* 1977 bütçesi takriben 250 milyar TL idi. Bunun 44 milyar TL`si ağır sanayi hamlesini desteklemek için ayrılmıştır.
5- Bu İşler “Motor Hükümet” Anlayışı İçinde Sağlı.
* Yapılanları takip ve tıkanıklıkları gidermek için her ay 44 üretici kuruluşun Genel Müdürü ile “Ağır Sanayi Koordinasyon Toplantıları” yapıldı.
* Şimdi de aynı anlayış ve aynı maksat için “Belediyeler Koordinasyon Toplantıları” yapılıyor. Böylelikle:
Uzakdoğu kaplanlarından önce Türkiye aslanı kükredi
Ekonominin diğer kesimlerinde de çok başarılı uygulamalar yapıldı. Bu uygulamaların bir kaç tanesi şöyledir:
6- Yeni vergiler konmadı. Her ne kadar mevcut vergi kanunları adaletsiz idiyse de bunları değiştirebilecek çoğunluğumuz yoktu.
Ancak, yeni vergi kanunları getirilmesine karşı çıkılarak bir tek kuruşluk yeni vergi kanunu çıkartılmadı.
7- Dış borçlar küçük düzeyde artış gösterdi. İç borçtaki artış 4 senede toplam sadece yüz milyon TL gibi küçük bir rakamdır. Halbuki bizden sonraki ilk senede, dış borç 1.7 milyar dolar, iç borç ise 430 milyar TL artış gösterdi.
8- Eylül 1977`de neşredilen “Milli Görüş” ağırlıklı kararname ile
* Faizsiz bankacılık sistemi başlatıldı.
9- Sanayi yatırımları, tarım üretimi ve hayvancılık için faizsiz krediler verildi. Böylece üretim artışı ve ucuzluğu sağlı.
10- Krediler adil kriterlere göre dağıtıldı.
11- Türk lirası dört yıl içinde hiç bir develüasyona tabi tutulmadı. Sadece bu dönemde 4 yıl boyunca l $ = Takriben 16.5 TL.de sabit tutuldu.
* Maliye Bakanlığının yetkisindeki Türk parasının değerini 2`lik değiştirme yetkisini dahi kullanmasına son zamanlarda izin verilmedi.
4 sene içinde Türk lirasının satın alma gücünün düşmesine rıza gösterilmedi.
12- Kalkınma hızının yüksek, enflasyonun düşük olması
4 yılda ortalama kalkınma hızı 7 olmuştur.
* Enflasyona gelince: 1974`te toptan eşya fiyat endeksi yıllık değişme oranı 28.40 iken 1975`te : 10.75`e düşürüldü. En son hükümetten ayrılırken enflasyon 26.40, yani teslim alındığından 2 puan aşağıda teslim edilmiştir.
13- Taklitçiler elinde, faizci sömürü düzenin tatbik edilmesi ile, Türkiye`nin bugün içine düşürüldüğü durum bir kaç cümle ile şöyle özetlenebilir.:
*Milli Gelir Mukayesesi:
Harbte tamamen yıkılan Almanya`nın GSMH`sı takriben 2.5 Trilyon $
Harbe girmiş 60 milyon nüfuslu İtalya`nın GSMH`sı takriben 1.5 Trilyon $
30 Milyon nüfuslu İspanya`nın GSMH`sı takriben 0.7 Trilyon $
Harbe girmemiş 60 milyon nüfuslu Türkiye`nin GSMH`sı takriben 100 Milyar $
* Fert Başına Milli Gelir:
Almanya`da İtalya`da İspanya`da Türkiye`de
24.939 Dolar
18.921 Dolar
12.609 Dolar
1.896 Dolar
Yani bizdeki bu çarpık tatbikat sonucu, harbe girmiş bir İtalya bizim on beş mislimiz zengin olmuştur.
* Enflasyon: Batıda enflasyon 3-5 mertebelerinde iken bizde 130`larda dolaşmaktadır.
* Kalkınma Hızları:
Bizde 3-5`lerde hatta bazen eksi değerlerde dolaşırken,
1988`de Singapur`da 11.1
Güney Kore`de 11.5`düzeylerindedir.
V- İNSAN HAKLARINA BASKILARIN KALDIRILMASI
1- İnananlara Zulmün Önlenmesi:
Dört yıl zarfında hiç kimse hakkında 163. maddeden dava açılmadı.
2- Başörtü Zulmüne Müsaade Edilmemesi:
Dört yıl zarfında hiç kimseye başını örttüğünden dolayı zulüm yapılmadı.
3- Her İsteyenin İstediği Yoldan Hacc`a Gitmesi:
Maalesef, “Milli Görüş” dışındaki zihniyetler, vataşın hacc ibadeti hürriyetini ve Anayasal hakkını kaldırmak için çeşitli senaryolar uydururlar. Karadan hacca gidilmemesi için “Kolera Var” bahanesi gibi. Sanki kolera uçaktakine bulaşmaz. Şimdikiler de hiçbir mazeret öne sürmeden karadan gitmeyi yasakladılar.
15İşte MSP ortaklığında bu haksız tehditler kaldırıldı. Böylece 1977`de 150.000 vataşımız hacc`a gitti.
4- “Kurban Derisi Zulmü”ne müsaade edilmemesi.
Taklitçi zihniyetler hukuk dışı yollara başvurarak vataşın bir ibadet olarak kestiği kurbanlarının derisini rızası olmadan belli yerlere,, (mesela THK`ya) vermesi için Anayasa ve İnsan Haklarına aykırı olarak baskı ve zor kullanmışlardır. 1974-1978 yılları arasında bu haksızlığa müsaade edilmemiştir.
5- İlk Defa Dördüncü Kalkınma Planına Manevi Kalkınma Kondu.
Manevi kalkınma olmadan maddi kalkınma olmaz. Anayasa` da “Devlet, Millet fertlerinin manevi varlıklarını geliştirir” hükmü açıkça yer aldığı halde daha önceki 1., 2., 3. planlarda Devletin bu hizmetleri hangi plâna göre yürüteceği, hangi hizmetleri nasıl yapacağı hakkında tek kelime dahi bulunmadığı halde, yukarıda da belirtildiği gibi, ilk defa 30 Kasım 1977`de TBMM`ne sunulan 4. Beş Yıllık Pla “Manevi Kalkınma” sahasında nelerin nasıl yapılacağını belirten takriben 30 sayfa tafsilatlı bir “Manevi Kalkınma Planı” hazırlanarak konuya önemli bir yer verilmiştir.
Ne yazık ki 1978`den sonra gelen taklitçi zihniyetli yöneticiler bu plânı değiştirmişler ve plânlardan bu önemli bölümü çıkartmışlardır.
MİLLİ GÖRÜŞ`ÜN 1974-1978 AĞIR SANAYİ HAMLESİ
– 7 yıllık Program (1975-1982)
– 15 Milyar Dolarlık Yatırım (1976 değeriyle takriben 250 milyar TL yatırım)
– 200`den Fazla Milyarlık Tesis
– Uçağını, Tankını Yapan Türkiye.
Fabrika Kuran Fabrikalara Sahip Sanayileşmiş Türkiye
– l Milyon Kişiye, İşyeri Hazırlanması
– Milli Gelire Yılda 15 Milyar $ Katkı
– Yalnız Bu Hamle İle Yıllık 15 İlave Kalkınma Hızı
– Uzakdoğu Kaplanlarından Önce, Türkiye Arslanı Kükredi (3 Adet Tablo)
MİLLİ GÖRÜŞ`ÜN 1976 OTOYOL HAMLESİ
1974 Kıbrıs zaferinin arkasından 1975`te Ağır Sanayi hamlesinin projeleri hazırlı.
1976-77 2 yılda 200 tane trilyonluk ağır sanayi tesisinin yurdun her tarafında temelleri atıldı ve bu tesislerden 70 tanesi tamamlı.
Bu büyük Ağır Sanayi hamlesine paralel olarak Türkiye`nin ulaşımında da en büyük hamleyi yapmak için büyük bir atılımı basardı.
Sanayileşmiş Türkiye`nin, Sanayi yoğun bölgelerinin hammadde ve mamul madde taşımalarının modern şartlara uygun olarak yürütülebilmesi için takriben 3000 km sanayi otoyolu sanayileşmiş Türkiye`nin diğer ihtiyaçlarını karşılamak için takriben 6000 km otoyolu yapılması için gayretli bir çalışma sürdürüldü.
Önemli olan bu büyük otoyol hamlesinin finansmanı idi. Bu hususta da gereken araştırmalar yapıldı.
O tarihte Başbakan Yardımcısı ve Ekonomik Kurul Başkanı olan Prof. Dr. Necmettin Erbakan 1976 yılı sonunda yapılan hazırlıkları intaç etmek üzere İtalya`ya bir seyahat yaptı.
Bu seyahatinde, bir yan ağır sanayi hamlesinin dışardan ithal edilecek makine ve teçhizat ihtiyacının finansmanını karşılamak üzere İtalya ile 1 milyar $`lık anlaşma imzaladı. Diğer yan İtalyan Otoyol uzmanı Profesörü Prof. Rinaldi tarafından otoyollar için hazırlanan projeler ve fizibilite etütleri ile ilgili çalışmaları müzakere ederek bu otoyollar için “Bir yap işlet devret” anlaşmasının prensip mutabakatını sağladı.
O tarihte İtalya kendi otoyollarını tamamlamış ve bütün otoyol inşaat firmaları ve makine parklarıyla yeni bir ülkenin otoyollarını yapmak istiyordu. Şartlar Türkiye için son derece müsaitti.
Otoyolları, İtalyan karayolları ve müteahhitlerinin teşkil ettiği bir konsorsiyumu Türk firmalarının katkılarıyla yapacak, otoyolun finansmanı için kullanılan kredileri, bu konsorsiyum biten otoyolların üzerindeki benzinlikler, moteller, lokantalar ve kantinlerin 15 yıl süreyle işletilmesinden yapacağı karla ödeyecek idi.
Bu anlaşmalar Ocak 77 başında hükümete takdim edildi. O zamanki koalisyon ortağı A.P. zaten Ağır sanayi hamlesinin Milli Görüş`e büyük puan kazırdığını, bir de otoyol hamlesinin daha da büyük puan kazıracağını düşünerek işi savsakladı.
Şubat 1977`de 1977 yılı bütçesi meclisten geçince ve bu 250 milyar lira tutarındaki bütçeden ağır sanayiye 44 milyar lira ayrılınca Mart ayı başında CIA Başkanı Clifort`un Türkiye`ye gelerek Demirel ve Ecevit`le yaptığı görüşmeyi takiben Demirel ve Ecevit, Milli “Görüş`ün ağır sanayi hamlelerinin daha fazla gelişmeden seçime gidilmesini uygun görerek aralarında anlaşmak suretiyle 1977 yılının Ekim ayında1 yapılacak seçimleri 5 Haziran 1977`ye aldı. Ve böylece Otoyol atılımının önce, seçimden sonra ele alırız diyerek tehir ettiler.
Bilahare de o zamanki Adalet Partisinden 11 kişiyi otel odalarında görüşmeler yaparak CHP`ye geçirmek suretiyle meclisteki hükümetin çoğunluğunu ortadan kaldırarak Milli Görüş`ün hükümetten uzaklaştırılmasını sağladılar.
Böylece bu büyük hamleler akamete uğratıldı.
Şayet bu oyunlar oynanmasa idi ve Milli Görüş iktidarda kalsaydı bugüne kadar 1. ve 2. Ağır Sanayi hamleleri gerçekleştirilmiş olacağı gibi, Türkiye 9000 km otoyola sahip olacaktı ve de bu otoyolların yap-işlet devret metodu ile karşılıkları da ödenmiş ve üzerindeki bütün işletmelerin devri de yapılmış olacaktı.
MİLLİ ÇÖZÜM MAKALELERİ İÇİN TIKLAYINIZ…