Anasayfa Genel Milli Gazete’den; MAHMUT TOPTAŞ HOCAYA BİR HATIRLATMA

Milli Gazete’den; MAHMUT TOPTAŞ HOCAYA BİR HATIRLATMA

Yazar: yonetici
0 Yorum 466 Görüntüleyen

Milli Gazete’den; MAHMUT TOPTAŞ HOCAYA BİR HATIRLATMA

 

İlminden ve istikametinden dolayı kendilerine değer verdiğimiz, Şifa Tefsirini, Mealini ve TV5’teki tefsir derslerini dikkatle ve istifade ederek takip ettiğimiz Muhterem Mahmut Toptaş Hoca, 11 Ağustos 2016 Tarihli Milli Gazete’deki “Küsmeyin, susun veya üç günlüğüne susun” başlıklı yazısında şunları aktarmıştı:

“… O günlerde Necip Fazıl Kısakürek merhum ile Necmettin Erbakan merhumun da arası açıktı. Necip Fazıl merhum sekiz kadar Rapor kitap yayınlamıştı. Necmettin Erbakan merhum (ise,) Ona karşı ağzını (bile) açmamıştı. (Bu nedenle benim sohbet yaptığım) asistanların (ve dava mensuplarının da) arası açılmıştı… (Ben) o zaman ayet ve hadisleri açıklarken, Erbakan merhumun sözlerinden, Necip Fazıl merhumun şiirlerinden örnekler vererek, “Barışın…” demeden barıştırmayı sağlamıştım (daha doğrusu çalışmıştım. Ve zaten) benim (daha) yukarılara gücüm yetmezdi…”

Önce, Mahmut Hoca’nın bu saptama ve aktarmalarındaki, önemli bir saptırma ve çarpıtmayı hatırlatarak başlayalım. “Necip Fazıl merhumla, Necmettin Erbakan merhumun arası açıktı” ifadesi yanlıştı ve yanıltıcıydı. Çünkü Rahmetli Erbakan Hoca bu husumet ve hakaretin bir tarafı asla olmamıştı, sadece açıkça ve haksızca bir isnat ve iftiraya maruz bırakılmıştı; ve kendi haysiyet ve hassasiyetine yakışır şekilde, Necip Fazıl’ın RAPOR’larındaki asılsız ve alakasız sataşmalarına sessiz ve tepkisiz kalmıştı. Evet Hocamız kendisine yakışanı yapmıştı ama, Mahmut Toptaş gibi nice yazar, yandaş ve Hoca takımı bu konuda maalesef sınıfta kalmışlardı. Bu haksız hatta ahlaksız isnat ve iftiraları karşısında, Mü’mince bir mesuliyet ve cesaretle, gayet net ve mert şekilde Necip Fazıl’ı uyaran çıkmamıştı. O süreçte bu talihsiz ve terbiyesiz sataşmaları kınadığımız, gerçeklere ve davamızın şahsı manevisine sahip çıktığımız için de, kendi teşkilatımız dâhil yine biz suçlanıp dışlanmıştık. Oysa böylesine haksız ve ahlaksız sataşmalar ve hele en haklı ve hayırlı bir davanın Lideri makamında bulunduğu, sadece iman ve iz’an ehlince değil tüm şeytani çevrelerin ortak hücum ve husumetleriyle de ispatlanmış olan Erbakan gibi bir Zata yönelik yapıldığında, bu tahripkâr tavır karşısında susanların ve güya arabuluculuk rolüyle kendisini ve çevresini avutanların, hadisi şeriflere göre nasıl bir sıfat kazanacaklarını en iyi Mahmut Toptaş Hoca takdir buyuracaktır.

Yoksa Mahmut Toptaş Hoca “Bugün AKP yöneticilerinin Dinimize, devletimize, milletimize ve İslam ümmetine yönelik hıyanet ve rezaletlerine de, keramet ve mazeret uyduralım” diye mi, bu fasit tavrını bir fazilet hatırası gibi aktarmışlardı?

Kur’anı Kerim’de NUR suresinin 11 ile 21. Ayetleri arasında haber ve emir buyrulan, masum mü’minlere yönelik iftira ve isnatlara sessiz ve tepkisiz kalanları şiddetle kınayan uyarıların, sadece Annemiz Hz. Aiyşe’yi hedef alan uydurma zina iddiasıyla sınırlı olmayıp, kıyamete kadar her türlü haksız itham ve iftirayı kapsadığını da en iyi Mahmut Toptaş Hocanın bilmesi lazımdı…

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi