Milli Çözüm’ü Tutuklama Operasyonu: BİR ERGENEKOMİK SENARYOSU VE CIA-FETULLAHÇI FİYASKOSU
Milli Çözüm Dergimizin, Cemaatin ve AKP Hükümetinin perde arkasını irdeleyen ve Milletimizi doğru bilgilendiren yayınlarından rahatsız olan çevrelerin ve özellikle İsrail-ABD Büyükelçiliğinin aylar ve yıllar süren telefon dinlemeleri, bütün dergi ve kitaplarımızı incelemeleri sonucu, “Ergenekon’un Dinci Kanadı” yaftasıyla ve sabahın karanlığında onlarca polis baskınıyla tutuklanıp Konya’ya götürülüyorduk. Emniyetteki Fetullahcı kadroların ve AKP iktidarının tüm baskılarına, yandaş ve Cemaat medyasının aleyhimize başlattığı linç kampanyasına rağmen, yıllar boyu bizi haksız yere hapishanelerde ve mahkemelerde süründürmeyi tasarlayanların bütün şeytani planları ve temelsiz iddiaları üç günde boşa çıkıyor ve yetkili Adana savcılığı bizleri suçsuz bularak serbest bırakıyordu! Konya’da tutuklu kaldığımız özel emniyet binasında uykusuz geceler buyunca ve yoğun psikolojik baskı altında bize yöneltilen soruları ve verdiğimiz yanıtların bir kısmını resmi tutanaklardan aynen aktarıp, Milli Çözüm’e yönelik kumpasları okurlarımıza hatırlatmak istiyorum.
ABD ve AB’nin emperyalist planlarını, işbirlikçi AKP’nin perde arkasını, Fetullah Gülen’in kirli ve tehlikeli bağlantılarını, Ergenekon yapılanmasının dış patronlarını deşifre etmesi, Siyonist İsrail’in ülkemiz ve bölgemiz üzerindeki sinsi planlarını sıkça gündeme getirmesi, malum ve mel’un güçleri tedirgin etmiş ve masonik merkezleri harekete geçirmişti. Konjonktürün de müsait olmasını fırsat bilen fesatçıların (Fetullahçılar, AKP yandaşları, Milli Görüş’ün marazlıları) kışkırtmasıyla, bütün yazar ekibimizle birlikte “Ergenekon Davası çerçevesinde ve gizli örgüt kurma iddiasıyla” hakkımızda tutuklanma emri verilmişti. Ama üç gün içerisinde, bütün iddia ve isnatların temelsiz ve yetersiz olduğu anlaşılıp, arkadaşlarımızın hepsi salıverilmiş, bir iki ay sonra da savcılıktan takipsizlik kararı gelmişti.
Öncelikle Polislerimizin; görevleri ve bize isnat edilen saçma sapan suçların mahiyeti gereği, gösterdikleri titizlik ve abartılı tedbirler dışında, hem yakalama ve tutuklama esnasında, hem yüzlerce kilometrelik taşıma ve gözaltında tutma sırasında, müdürlerinden ekip amirlerine, memurlarından diğer görevlilerine kadar hepsinin, olumlu ve olgun yaklaşımlarını, polisliğe yakışır ağırbaşlı ama saygılı davranışlarını takdir ve tebrik ediyor ve ülkem adına gurur duyuyordum. Sadece, CIA bağlantılı Fetullahçı takımı ve gladyo uzantısı oldukları her türlü tavırlarından, tafralarından ve aylardır hazırladıkları anlaşılan tuzak ve tutarsız sorularından ve kin kusan bakışlarından anlaşılan, bazı “şef”leri bunun dışında tutuyordum. Bu arada Fetullah Gülen gibi, bizzat Zaman Gazetesinin haberleriyle Yahudi Mafya Kuruluşu ADL ve JINSA’dan destekli ve CIA hizmetlisi olduğu kesinleşen kişilerin ve bazı bilinçli ve hain çömezlerinin dışında, diğer talebe ve tabilerinin büyük kısmının; dinini, devletini, ülkesini ve milletini seven iyi niyetli ve istikametli insanlarımız olduklarını zaten biliyordum. Ama hem Yüce Dinimizi yozlaştırıp, Müslümanları emperyalizme uşaklaştırmaya, hem de devletimizi yıpratıp yıkmaya yönelik, “gaflet, dalalet, hatta hıyanet” kokan girişimleri ve işbirlikçileri deşifre etmeyi, Milli birlik ve dirliğimizi tehdit eden kirli girişimlere karşı gelmeyi inancımızın ve insanlığımızın bir gereği ve görevi olarak görüyordum. Bu Fetullahcı tezgâhın, dini ve insani hizmet sevdalısı değil, CIA-MOSSAD destekli bir paralel yapı olduğunu, Erdoğan’dan tam 12 sene önce fark edip halkımızı uyardığı içinde Milli Çözüm Dergisini kutluyorum.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…