Anasayfa Gündem MİLLİ ÇÖZÜM DERGİSİ’NİN GAYESİ VE TARİHİ HİZMETLERİ

MİLLİ ÇÖZÜM DERGİSİ’NİN GAYESİ VE TARİHİ HİZMETLERİ

Yazar: yonetici
0 Yorum 299 Görüntüleyen
MİLLİ ÇÖZÜM DERGİSİ’NİN GAYESİ VE TARİHİ HİZMETLERİ
Yakında, dünyanın yeni Medeniyet Merkezi olacak başkent ANKARA’mızda, Milli Çözüm Dergimizin bu hizmet karargâhını hazırlayan İl Başkanımız Van 100. Yıl Üniversitesi E. Öğretim Üyesi Kâzım Candan Bey’e, çok değerli ve Devlet belgeli Şairimiz Şerif Çöpürgensli Bey’e… Abdullah İsen kardeşime, İç Anadolu Bölge Başkanımız Necmettin Bişkin kardeşime… Ve tüm emek verenlere, buraya teşrif eden başta Genel Sekreterimiz Nevzat Gündüz, Marmara, İstanbul ve Doğu Anadolu Karadeniz Bölge Başkanlarımıza, çok kıymetli yazarlarımıza ve saygıdeğer konuklarımıza tebrik ve teşekkürlerimi arz ederek başlıyorum…
Ülkemizde yeni bir Kuvay-ı Milliye İttifakı’na ve yeni bir Milli Mutabakat iktidarına, acilen ve kesinlikle ihtiyaç olduğu kanaatini taşımaktayız. Bu amaçla; Milli Çözüm olarak, aslında gerekli ve önemli olduğu halde, maalesef çarpıtılan ve dışlama, zulüm yapma aracı olarak kullanılan LAİKLİK gibi evrensel kavramların… Ve ATATÜRK gibi ortak kahramanların, birleştirici ve barıştırıcı hedefler ve bilimsel gerçekler doğrultusunda yeniden yorumlanması için yola çıktık. Dostlar; her birimizin, partilerimizin, görüşlerimizin farklı olması doğaldır ve bu çeşitlilik aslında bir zenginlik kaynağıdır. Ancak PARTİ’ler birer siyasi hizmet aracıdır; ülkemizin geleceği, Milli birlik ve dirliğimiz ise AMAÇ’tır. Şu süreçte, ülkemiz ve milletimiz; ekonomik, siyasi, ahlâki ve ailevi… Her yönden büyük bir tehdit altında iken, bizlerin parti inadıyla davranmamız, bizlere çok pahalıya mal olacaktır.
Bakın, biz Milli Görüşçüyüz. Elbette bütün Milletimizin, Ülkemizin, Bölgemizin ve tüm İslam ve insanlık âleminin, barış, huzur ve refahını amaçlarız.
Bu barış ve hayırda yarış hareketinin başarısı için ilk defa Milli Çözüm’ün Hazırladığı Kitap ve Projeler şunlardır:
1- Tarihte ilk defa Cihad İlmihalini yazdık. (Cihadın anlamı, amacı… Farzları, vacipleri, sünnetleri, müfsitleri, mekruhları…) Böylece CİHAD’ın istismar aracı yapılmasının, hatta anarşiye bulaştırılmasının önünü aldık. Türkiye’de ancak fikri ve siyasi cihad yapılacağını açıkladık…
2- Adil Anayasanın temel kurallarını saptadık. Evrensel doğrulara, toplum ihtiyacımıza, inanç ve ahlâk esaslarımıza uygun bir Anayasa taslağı hazırlayıp yayınladık ve devlet kurumlarına yolladık.
3- Kur’an ve Sünnetten çıkarılan yeni Genel Prensipler (Kaide-i Külliye) çıkardık.
4- Orijinal ve çağdaş (Asrın idrakine uygun) Meal-i Kerim hazırladık. Elli yıllık gözlemlerimize göre, Dine uzak duranların çoğu, İslam’dan ve Kur’an’dan değil, Din istismarından, katı ve kötü İslam anlayışından kaçıyorlardı. Bu nedenle Kur’an’ın doğru ve doyurucu mealine ihtiyaç vardı.
5- Milli birlik ve dirlik amaçlı, Bizim Atatürk kitabını kaleme aldık.
6- İlkokul 4’ten Üniversite son sınıfına kadar, Bilimsel Din Dersleri hazırladık.
7- Bir hizmet ve gayretin ibadet sayılması için beş şey gerektiğini vurguladık:
1- Emredildiği için yani Allah’ın rızası ve insanların yararı için yapılacak,
2- Emredildiği ve Hz. Peygamberin öğrettiği şekilde yapılacak,
3- Emredildiği kadar yapılacak, miktar ve orana uyulacak,
4- Emredilen zaman ve mekânda yapılacak,
5- Önem ve öncelik sırasına göre yapılacak. (Farz, vacip, sünnet) (Bak: Nahl: 50. ayet)
8- İçtihada kıyasla içtihad yapılamayacağını; Kıyasın: Sarih ayetlere ve sahih hadislere bakılarak yapılacağını açıkladık.
9- Kur’ani kıssalardan da hükümler çıkarılacağını hatırlattık. (İşçi-işveren hukuku – Bak: Kasas: 23-28 ayetleri)
“(Kızlarından) İkisinden biri: ‘Babacığım onu ücretli olarak tut. Çünkü gerçekten ücretle tutulacakların en iyisi ise, elbette böyle güçlü kuvvetli ve güvenilir (olan) kişidir’ diye (hatırlatıverdi).”
“(Hz. Şuayb, Hz. Musa’ya) Dedi ki: ‘Doğrusu ben, sekiz yıl bana ücretli işçilik yapıp hizmet etmene karşılık olmak üzere, şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum; şayet on (yıl)a tamamlayacak olursan, artık o da senden (bir ikram olacaktır. Ama iyi düşün.) Ben sana zorluk çıkarmak (ve kızımı almana mecbur bırakmak) istemem; beni de inşaallah salih olanlardan (ve sözünü tutanlardan) bulacaksın.’”
Kanun ve kural koyarken önce “Kaide-i Külliye” = genel kaidelerin belirlenmesi lazımdır. İşte bu nedenle, ilk defa Milli Çözüm olarak çıkardığımız orijinal genel prensipler şunlardır:
a) Ya dünyanın tamamına hâkim olacaksınız (Fiilen değil; ekonomik, teknolojik ve stratejik olarak) veya bir köyde bile Adil Düzen’i uygulayamazsınız! Enfâl: 39 ayeti bu gerçeği vurgulamaktadır.
“(Ülkenizde ve yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya, (temel insan haklarına aykırı tüm fesat odakları kurutuluncaya ve böylece) Dinin (adalet düzeninin) hepsi Allah’ın (rızasına ve temel insan haklarına uygun) oluncaya kadar (zalim ve kâfirlerle) çarpışın (ve mücadeleyi bırakmayın). Şayet (zulüm ve fitneden) vazgeçecek olurlarsa, şüphesiz Allah, yaptıklarını Görendir (siz de onları kendi hallerine bırakın).” (Enfâl Suresi: 39)
b) Takibi ve tespiti mümkün ve münasip olmayan suçlara ceza tatbik edilemez! (Namaz kılmıyor, oruç tutmuyor diye fiili ceza uygulanamaz… Sadece; telkin, tavsiye, talim ve terbiye, tergip ve terhip yapılır. Hz. Peygamberimiz ve Hulefa-i Raşidin döneminde namaz kılmayana, oruç tutmayana ceza uygulandığına rastlanmamıştır.)
c) İslam’ın Adil Düzeni tüm insanlık için gerekli ve geçerli sayılır.
Ahireti ve cenneti isteyen, inanıp hazırlık yapacaktır. Ama bu dünyada temel insan haklarına bağlı ve saygın yaşamak ve İslam’ın Adil Düzeninden yararlanmak için İNSAN olmak kâfidir.
d) “Doğru”ları ve “yanlış”ları tespit için 6 ölçü kullanılmalıdır:
1- Aklıselim, 2- Müspet ilim, 3- Tarihi tecrübe ve birikim, 4- Vicdani kanaat ve tatmin, 5- Evrensel ortak hukuk ve ahlâk kaideleri, 6- İlahi dinin kutsal metinleri (Müslümanlar için Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler, Hristiyanlar ve Yahudiler için Kitab-ı Mukaddes, Çin ve Hint halkı için Budist ve Konfüçyüs metinleri). Bu 6 ölçünün ittifakla; güzel, gerekli ve yararlı buldukları DOĞRU… Ve yine bu 6 ölçünün ittifakla; çirkin, kötü ve zararlı buldukları ise YANLIŞ sayılır.
e) Bir Müslüman toplumun DİN’i ile DÜZEN’i uyuşmazsa, orada inanan insanlar:
1- Ya Dinin gereklerine uyacak, ama sistemle çatışacak ve birçok devlet imkânlarından mahrum kalacaktır. Örneğin; faizli kredi ile ev ve araba sahibi olamayacak, mevcut banka ve kefalet kurumu nedeniyle ticaret ve şirket kuramayacaktır.
2- Veya Düzen’e uyum sağlayacak, Dini duyarlılıkları ve vicdani ayarları laçkalaşıp bozulacak ve giderek yozlaşacaktır.
3- Ya da; bazen Dinine, bazen Düzenine uyacak, uydurma fetvalarla haramlara bulaşacak, her iki tarafı da idare ettiğini sanacak ve giderek münafıklaşacaktır.

 

 

MAKALEYİ OKUMAK/DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ..

 

 

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi