Peşinen vurgulayalım ki “millet devlet için değil, devlet millet için lazımdır.”
Yani millet (ve fert) asıldır, devlet hizmetkârdır; millet amaç, devlet araçtır. Bizim için “kutsal devlet” yerine “sosyal devlet” esastır. Bizim tercihimiz “gardiyan devlet” değil “garson devlet” anlayışıdır. Ancak, milletin ve onu oluşturan fertlerin huzur ve refahını sağlamak, her türlü hürriyet ve haklarını korumak için de; kuvvetli, adil ve güvenilir bir devlet düzenine ve disiplinine ihtiyaç vardır.
Bu konuyu: “Yumurta mı tavuk yapmak için lazım, yoksa tavuk mu yumurta yapmak için lazım?” mecrasına sokmak yanlıştır ve yararsızdır.
Devlet vücudumuz, millet ise ruhumuz konumundadır ve her ikisi de birbirleri için kaçınılmaz ihtiyaçtır.
Bugün AKP iktidarıyla ve tabi Haçlı Batının (ABD ve AB’nin) kararı ve kışkırtmasıyla ve güya toplumu oluşturan fertlerin ve etnisitenin demokratik talepleri ve bireylerin özgürlükleri adına, devletin gücü daraltılmaya ve millet dağıtılmaya, böylece milli birlik ve dirlik parçalanmaya çalışılmaktadır.
Türkiye’de devlet (daha doğrusu devlete hâkim olan rejim ve ideoloji) uzun yıllar, Kürt kardeşlerimizi horlayan, yok sayan ve dış güçlerce kışkırtılmaya yol açan yanlışlık ve haksızlıkları maalesef yapmıştır. Ama bu talihsiz tavır Rahmetli Erbakan Hocamızın siyaset sahnesine çıkışıyla birlikte, törpülenmeye ve giderek terk edilmeye mecbur kalınmıştır. Ve hele son 20 yıldır, Kürtlere yönelik yasaklama ve yok sayma gibi yaralayıcı yaklaşımlar tamamen bırakılmıştır.
Buna rağmen PKK-BDP ve diğer sözde sivil Kürt dernekleri ve dış destekleyicileri, hak ve özgürlük talebi diye, ülkemizin ve milletimizin resmen ve ismen olmasa da, fikren ve fiilen parçalanmasını sağlayacak “demokratik dalavereler” peşinde koşmakta, daha doğrusu malum güçlerce kışkırtılmaktadır.
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…