Anasayfa » MEHMET BELEN DENEN ZAVALLI ZIRTOYA

MEHMET BELEN DENEN ZAVALLI ZIRTOYA

Yazar: yonetici
0 Yorum 382 Görüntüleyen

Ey haksız ve ahlaksız bir tavırla Muhterem Ahmet Akgül Hocamıza hakaret ve küfürler savuran ve iftiralar atan emekli Koruma Polisi Mehmet Belen!…

12 Eylül 1980 Darbesi sonrası, gerçek ve cesaretli bir vefa ve fedakârlık örneği olarak, haksız ve dayanaksız iddialarla tutuklanan Aziz Erbakan Hocamızın, Ankara Mamak Askeri kışlasında görülen, hemen bütün mahkemelerine katılan… Bu uğurda yaz-kış demeden türlü sıkıntılara katlanıp, 4-5 yıl boyunca her hafta, ta Elazığ’dan Ankara’ya gidip duran… Ve her seferinde Rahmetli Hocamızı bir kere görmek ve elini öpmek için Aşağı Ayrancı’daki evine uğrayan…. Ve çoğu kez Mamak’tan Ayrancı’ya, en az değiştireceği iki dolmuş parası bulamadığından onca yolu, defalarca yaya dolaşan… Hoca’nın MSP’den Milletvekili, Bakan, Belediye Başkanı ve yüksek bürokrat yaptığı insanların, hatta sözde kurmay sanılanların bile korkup saklandıkları ve bir sefer olsun mahkemelere gelip Hocanın hatırını sormadıkları bir süreçte…. Öyle devlet tarafından resmen atanmış, maaşlı (ve yan gelirleri iştahlı) koruma polisi olarak değil; mesleğini, memuriyetini, hatta aile geçimini ve geleceğini riske atarak, 4-5 yıl boyunca, her ayın her haftasında Hocasını yalnız bırakmamak ve zoru görünce kaçıp kaytaranlardan olmamak için, yüzlerce kez 800 Km.lik yolu aşıp, aç susuz ve hasta vaziyette Ankara’ya koşturan ve Hocasını görüp elini öpmek ve duasına erişmek üzere Aşağı Ayrancı’daki konutuna uğrayıp, hemen dönmek dışında oralarda bir gün dahi kalmamış olan… Ömrü boyunca hep Hakka aşık ve Aziz Hocasına sadık kalmış bir şahsa bu denli bir hırsla ve hınçla saldırmanız nasıl bir arsızlık ve ayarsızlıktır?

Üstelik kendilerinden sorduk; sizi hiç hatırlamayan, iyi veya kötü hiçbir irtibatı ve anısı bulunmayan… 12 Eylül Darbesini; en azından Ülkemizi o günkü korkunç anarşi ortamından uzaklaşmasına yaradığı ve sonuçta inşaallah huzur ve güvenlik fırsatı sağlayacağı umuduyla hayra yoran… Ama “Kenan Evren’e Mehdilik yakıştırdığı…” gibi iddiaların tamamı açık bir iftira ve asılsız bir safsata olan… Üstelik nice kuru sıkı kahramanların bile sinip saklandığı o dönemde “Erbakan gibi kuşatıcı ve kurtarıcı bir devlet adamını ve ülke sevdalısını hapsetmek ve askeri mahkemede süründürmek suretiyle bu millete en büyük zulüm ve kötülüğü yaptıklarını” hatırlatan bir telgrafı imzalayarak, Ankara – Kızılay PTT şubesinden Kenan Evren Paşa’ya yollamaktan sakınmayacak kadar cesur ve onurlu davranan ve bu yüzden haklarında soruşturma açılan… Ve 50 yıldır, Kur’an’a tercümanlık yaptığına inandığı Aziz Hocasına ve kutlu davasına sadakatten bir milim sapmayan… Farklı görüş ve kesimlerden olsun, parti içerisinden olsun Erbakan’a yönelik her türlü sataşma ve saldırıya hak ettikleri yanıtları, kanıtlarıyla yapıştıran ve bu uğurda nice sıkıntı ve sarsıntılarla boğuşan… Hayat ve huzur kurallarımız ve imtihan programımız Kur’an-ı Kerim’in Yüce Meali başta olmak üzere tam yetmiş (70) kitap yazan… En yetkin, en hain ve zalim iktidarlar karşısında bile susup dilsiz Şeytan olmayan ve bu yüzden başı dertten, beladan, mahkeme ve zindanlardan kurtulmayan Ahmet Akgül gibi bir ilim, irfan ve dava adamına, bu ağza alınmayacak küfür, hakaret ve iftiraları yapan şahıs, bırakın dava adamlığını, Müslümanlığını, acaba nasıl bir insandır?

Zerre kadar iman, iz’an ve vicdan taşıyan bir kişi, bu asılsız ve aşağılayıcı itham ve iftiralara nasıl kalkışır? Bu nasıl bir Milli Görüş ahlakıdır? Bu şahıs aynaya ve aile efradına hangi yüzle bakacaktır? Yoksa Milli Çözüm camiasını kışkırtıp Milli Görüş’çü kardeşleriyle kapıştırmak suretiyle bir kaos ve kavga ortamı oluşturmak üzere özel kiralanmış ve kurgulanmış bir provokatör ajan mıdır?

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi