Anasayfa Siyaset ve StratejiSİYASET VE STRATEJİ-MAKALELER Meclis Darbe Komisyonu AMERİKA’YI AKLAMA VE ERBAKAN’I KARALAMA PLATFORMU MU?

Meclis Darbe Komisyonu AMERİKA’YI AKLAMA VE ERBAKAN’I KARALAMA PLATFORMU MU?

Yazar: yonetici
0 Yorum 447 Görüntüleyen

Meclis Darbe Komisyonu AMERİKA’YI AKLAMA VE ERBAKAN’I KARALAMA PLATFORMU MU?

 

Hasan Hüseyin Ceylan, görünüşte 28 Şubatı eleştirirken, gerçekte Erbakan Hoca’yı rencide edecek ve Recep T.Erdoğan’ın gözüne girecek açıklamalar yapmış ve tüm yalaka ve yandaş medya bunları manşete taşımıştı. Rahmetli Hocamızın ısrarla vurgulamasına ve ispatlayıcı belgeler sunmasına rağmen, 28 Şubatı tezgâhlayan ABD ve Yahudi Lobileri gibi dış odakları nedense atlayıp, Mason Süleyman Demirel ve Askerler gibi kuklaları asıl suçlu ve sorumlu gösteren Hasan Hüseyin Ceylan’ın Erbakan’a ve Refah-Yol iktidarına yönelik planların gerçek nedenlerini ve Hocanın tarihi ve talihli girişimlerini unutması da dikkatlerden kaçmamıştı. H.Hüseyin Ceylan 28 Şubat süreciyle ilgili TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma (ve saptırma) Komisyonuna verdiği ifadede, ayarını ve ahlakını ortaya koymaktaydı. Ve zaten Erbakan’ın büyüklüğü; çevresindeki, milletvekili olmuş kişilerin bile işte bu karakter ve kabiliyette olduğu insanlarla, Hak davasını başlatması, Türkiye çapında teşkilatlandırması ve sonunda başarıya ulaştırıp, dünya çapında atılımlar yapmasıydı. Üstelik Nurcusundan Süleymancısına, İslamcı yazarından tarikatçısına sözde dindar gurupların hep karşı safta yer almalarına ve Hocanın elinden tutup adam sıfatına kattıklarının, milletvekili, bakan ve belediye başkanı ve bürokrat yaptıklarının defalarca hıyanet ve nankörlük edip kaytarmalarına rağmen, bu kutlu kervanı hedefine taşımıştı.

Şimdi Hasan Hüseyin Ceylan’a sormak lazımdı:

1-Osman Özbek tam bir soysuzluk ve sorumsuzluk sergileyerek Hocaya hakaret ederken, 160 milletvekilinden birisi olarak niye gıkınız çıkmamıştı? Haydi dava haysiyetiniz ve velinimetiniz olan Hoca hamiyetiniz sizi coşturmamıştı, insani onurunuza ve gururunuza da mı hiç dokunmamıştı?

2-Milli Güvenlik Sekreterliği binasının açılışında bir askerin hışımla gelip Erbakan’a omuz attığını gördünüz de, niye bu duruma sessiz ve tepkisiz kaldınız? Böylesine alçakça bir saldırıya karşılık vermediğinize göre, yahu siz neye yarardınız?

3-Marazlı ve münafık medyaya malzeme olacak şekilde, sözde 28 Şubatçıları tenkit ederken, özde Erbakan Hoca’yı “çaresiz, yetersiz, beceriksiz” göstermek niyetiyle “Askerler onu dövüp iki seksen uzatacaklardı” gibi edepsiz ve erdemsiz bir ifade kullanmakla kimlere yaranmaya çalışmaktaydınız?

4-Yoksa “Erbakan askere karşı böylesine ürkek ve gevşek birisi iken, bakınız Erdoğan nasıl da cesaretli ve dirayetli yaklaşıyor?” demek için mi böyle davranmaktasınız? Erbakan şuurlu ve onurlu bir lider olarak, kukla paşalar ve kiralık maşalarla değil, onların talimat aldığı Siyonist odaklarla uğraşırken ve basit siyasi çıkarlar ve şahsi hesaplar için ülkeyi ve milleti tehlikeye atmaktan sakınırken; Erdoğan’ın boynuna cesaret (esaret) madalyası takan Yahudi patronlara selam durup, onların piyonlarına horozlandığını ve topyekün TSK’yı yıpratmaya çalıştığını anlamayacak kadar saf ve zavallı mısınız?

5-Sen nasıl bir dava adamısın, nasıl bir Müslümansın ve nasıl bir insansın ki; liderin olan Zat, partinin ve hükümetin selameti hatırına senin istifanı gerekli görüp teklif ediyor, ama sen şahsi kaprislerin için bunu reddediyor ve karşı geliyorsun! Ancak sonunda mecburen ve kerhen kabul ediyorsun?

Erbakan Hoca senin gibi birisini Milletvekili yapıp şereflendirdiği halde, bu kadar yağcılık ve yalakalığına rağmen Recep Erdoğan’ın seni hiçbir dönem listeye bile sokmadığını niye unutuyorsun ve bu tavrını neye bağlıyorsun? Erbakan’dan daha iyi adam tanıdığına ve başını ağrıtacak şarlatanlarla uğraşmaya yanaşmadığına mı; yoksa vefa ve vicdan noksanlığına mı?

Erbakan’ı farklı kılan meziyet ve faziletleri:

. Erbakan, Kur’an nizamının tebliğcisi ve takipçisi olarak, Hakkın ve halkın düşmanlarının, tehdit ve tehlike sıralamasını çok iyi yapar; siyonizmin beyin takımını hedef alır ve Büyük şeytanla uğraşırdı. Bazı ucuz kahramanlar gibi, şer odaklarının kuyruğu olan kuklalarla boğuşup; zaman, eleman ve imkân israfına yol açmazdı.

. Erbakan; ülkesi, Milleti ve İslam ümmeti zarar görmesin diye, gerektiğinde stratejik geri adım atmasını bilir, kınayıcıların dedikodularına aldırmazdı.

. Sağlığında, Siyonist odaklara yaranma hatırına, Erbakan’a atmadıkları tekme, takmadıkları çelme kalmayan Abdurrahman Dilipak, H.Hüseyin Ceylan, H. Celal Güzel, Hüseyin Gülerce ve Nazlı Ilıcak gibi yazarçizer takımının, şimdi “savunuyor görüntüsüyle Hocaya dolaylı çamur savurma” yarışına girmeleri, Erbakan’ın hatırasına hakaretin bile Siyonist Deccalin katında ne kadar kıymetli olduğunun alameti sayılmalıydı. Bir şairimizin ifadesiyle “Zamanı kokutan” Amerikancı-Fetullahcı zaman yazarlarından Akit ve Yeni Şafak pazarlayıcılarına kadar bütün Bel’amcıkların, gizli tanrıları ABD Yahudi Lobilerini aklamak ve unutturmak üzere, 28 Şubatın bütün suçunu ve sorumluluğunu sadece figüran konumundaki Süleyman Demirel’le, üç beş askere ve medya sekreterine yükleme çabası bile, Erbakan’ın adeta; “tek kişilik ordu” gibi, şeytanları ve münafık yandaşlarını nasıl korkuttuğunun kanıtıydı.

 

..

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi