Türkiye’mizi güneyden, yani Suriye ve Irak cephesinden kuşatıp karıştırmanın ve ülkemizi parçalamanın kiralık maşaları olan PKK-PYD’nin arkasında İsrail’in ve Amerika’nın bulunduğunu; hem ABD yetkilileri hem AKP yöneticileri defalarca açıklamışlardı. Yani bu bir sır değil, resmiyet ve aleniyet kazanmış bir hakikatti. Ayrıca hem AB görevlileri hem de tüm Haçlı Avrupa Devletleri de, resmen ve fiilen PKK-PYD’ye arka çıkmakta ve kendi ülkelerinde bunların Türkiye aleyhindeki faaliyetlerine fırsat sağlamaktalardı. En son İSVEÇ’in ve DANİMARKA’nın, PKK’nın küstahça gösteriler yapmalarına ve hatta kendi siyasi soytarılarının KUR’AN-I KERİM yakmalarına göz yummaları da bunların Türkiye niyetini ve bozuk tıynetini ortaya koymaktaydı.
Siyonist güdümlü Haçlı Avrupa ve Amerika’nın bu düşmanca tavırlarına rağmen; hâlâ AB’ye katılmak sevdasıyla her türlü hakaretlerine katlanan, ABD’yi ise “vazgeçilmez müttefik” diye kutsayan… Ve hele her canı istediğinde mazlum ve mağdur Filistin sokaklarına saldırıp onlarca masum Müslümanı katleden Siyonist kuduz İsrail’le, normalleşme girişimlerini hızlandıran şu AKP iktidarının ve yönetici takımının, “HDP’ye yanaşıyor!” diye Millet İttifakı’na sataşmaları, tam bir sahtekârlıktı. Oysa, malum ve mel’un odakların talimatlarıyla HDP’yi kapatmayarak, hatta birçok konuda irtibata geçip desteklerini arayarak, onlara fiilen resmiyet ve meşruiyet kazandıran kendileri olmaktaydı. Hatırlayınız, PKK ile meşhur OSLO görüşmelerine hem de MİT Müsteşarını gönderip onlarla uzlaşma ve kirli amaçlarını kolaylaştırma zemini hazırlayan da bunlardı.
Bölgemizdeki ABD üslerinin ve güçlerinin 1. amacı İsrail’in güvenliğini sağlamak, 2. amacı ise Türkiye’yi karıştırmaktı.
Siyonist ABD’nin dünya genelinde 800 üssü vardı: Bu bir dolaylı işgal planıydı!
Ocak 2023 itibariyle ABD’nin dünya genelinde 800 üssü vardı. Bu ABD üslerinin 2018 yılındaki mali değeri, ABD Savunma Bakanlığı verilerine göre 749 milyar dolardı. ABD üsleri, düşman gözetleme noktalarından deniz kuvvetleri ikmal noktalarına, eğitim üslerinden radar üslerine kadar birçok askeri yapılanmayı barındırmaktaydı. Bu üslerde bulunan askeri personel sayısı ise 70-80 bini Ortadoğu’da olmak üzere, 200 bin civarındaydı. Ortadoğu’daki ABD üslerinin sayısının bu kadar yüksek olmasının temel sebebi ise; ABD’nin bir ülkede kurduğu üssü ebedi mülkü saymasıydı. Örneğin, İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’da kurulan Ramstein Üssü, halen ABD Hava Kuvvetleri’ne hizmet sunmakta ve 53 bin personel ile bu ülkenin kendi toprakları dışındaki en büyük üssü olma özelliğini taşımaktaydı. ABD’nin Ramstein dışında Almanya’da 87 üssü daha bulunmaktaydı. Peki böyle bir ülke ne kadar bağımsız sayılırdı? Almanya’yı 86 üs ile Japonya, 64 üs ile Güney Kore, 29 üs ile İtalya ve 16 üs ile İngiltere takip ediyordu. Türkiye ise en çok ABD üssü olan ülkeler arasında 9 askeri yapılanma ile 9’uncu sırada yer alıyordu. Türkiye’de bulunan en büyük askeri yapılanma ise İncirlik Hava Üssü oluyordu. 1950’lerde Türkiye’nin NATO üyeliğinden sonra kurulan üs içerisinde, ABD Hava Kuvvetleri’nin 2 bin 500 personeli görev yapıyordu.
…
MAKALENİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ