Liderler Erbakan’ı anlatıyor

Hükümet kurulur kurulmaz, ekonomi iyi değildi, giden hükümet ‘temmuz ayı maaş zammını yüzde 20 verecektik’ diye ilan etti. Bizi zor durumda bırakmak için. Erbakan, bana ‘hesap yapın her ilave yüzde bir zammın maliyetini çıkarın’ dedi. İlk ekonomik kurul toplantısında onlar yüzde 20 dedi, biz yüzde 50 verdik.

Bir dönem Milli Görüş Lideri Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan ile yol arkadaşlığı yapan ve 54’üncü Erbakan Hükümeti döneminde Maliye Bakanlığı görevinde bulunan şimdi Türkiye Partisi Genel Başkanı olan Doç. Dr. Abdullatif Şener, Lider Erbakan’ı Millî Gazete’ye anlattı.

Erbakan’ı 1970 yılında Sivas’a bir konferans vermek için geldiğinde ilk kez tanıdığını anlatan Şener, “Esen Sineması’nda konuşuyordu. 3,5 saat kadar Siyonizm’i anlatmıştı. Ben lise öğrencisiydim. Anlattığı şeyler bizleri etkilemişti. MSP’nin iktidar, muhalefet yıllarında ise Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğrenciydim. O dönemlerde de parti toplantılarına katılırdık. MSP’nin ilk gençlik kurultayı Selim Sırrı Tarcan’da yapılmıştı. Bana Arif Nihat Asya’nın ‘Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın’ şiirini okuma görevi verilmişti. Sonrasında ESAM Genel Başkan Yardımcılığını yaptım. 1991 yılı seçimlerinde Sivas’tan meclise girdim. Önce muhalefette Grup Başkan Vekili görevi yaptım. 54 Hükümette de Maliye Bakanı olarak görev aldım. Sonrasında ise değişik vesilelerle görüştük” dedi.

Kızarken de kırmazdı

“Son birkaç ayda 4-5 kez görüştük. İki kez hastanede görüştüm, öncesinde de birkaç kez görüştüm. Lise yıllarımdan itibaren bu güne kadarki hayatımda özelikle siyasi hayatımda en önemli kişi Erbakan Hocamızdır” diyen Şener, Erbakan’ın kişiliği ile ilgili de açıklamalarda bulundu. Şener, Erbakan’ın son derece kibar bir insan olduğunun altını çizerek, “Etrafındakileri kırmazdı. Arada bir kızdığı olurdu ama kızarken de kırmazdı. Herkesin halini, hatırını sorardı. İstisnasız herkes tüm milletvekilleri şuna inanırlardı. ‘Hocam beni çok sever’ derlerdi. Herkes hocanın kendisini diğerlerinden daha fazla sevdiğini düşünürdü. Bizim toplantılarımız partide çok uzun sürerdi. Hatta gece yarılarına kadar çalışırdık. Çalışma sonrasında partiden beraber ayrılırdık, ayrılırken bütün personel Hoca ayrılıyor diye merdivene dizilirlerdi, ellerini öperdi. Böyle bir şeyi Hocanın talimatı olduğunu düşünmüyorum. Sadece gönüllü olarak, şahsi sevgileri yüzünden yakınlaşabilmek için hemen dizilirlerdi. Ben yüz hatlarından his ederdim. Böyle çok neşelenirlerdi. Yüzlerinde güller açardı” dedi.

Konularının uzmanı biriydi

Maliye Bakanlığı sırasında aralarında geçen bir konuşmayı da aktaran Şener, “Ben Maliye Bakanıyım. Bir takım ekonomi politikalara ile ilgili şeyler konuşuyoruz. O arada ben ‘maliyenin çok katı bir mevzuatı vardır. Mevzuatın dışına çıkmaz’ dedim.’Bilmem mi maliyecileri’ dedi. ‘Ben üniversitede hoca iken, arkadaşın biri bir kamu arazisinin üzerine arabasını park etmiş. Maliyeciler geldi, arabasına el koydular. Açmışlar bir maddeyi, ‘kamu arazisi üzerinde ve altında bulunan ne var ise kamu malıdır’ yazdığı için ‘bu araba kamu malı oldu’ diye el koymuşlardır. Baktım benim maliye ile ilgili anlatmaya çalıştığımı daha iyi biliyor” dedi.

İlk emri memur zamları oldu

Babasının kendilerine kimsenin elini öpmeyin ama annenizin eline karışmıyorum diye vasiyette bulunduğunu da aktaran Şener, “Babam kendi elini de öptürmedi. Hocamdan ayrıldıktan sonra bakanlık döneminde 2002-2007 yılları arasında nerde görsem elini öperdim. Daha sonra da hava alanlarında karşılaşırdık, elini öperdim. Başbakan Erdoğan’ın kulağına gitmiş, bir gün üçlü oturuyoruz. Gül, Erdoğan ve ben. Erdoğan, ‘aramızda hala Erbakan’ın elini öpenler varmış biliyor musun’ diye konuştu. Ben de dedim ki, siz yanında iken öpüp duruyordunuz, şimdi bir büyük olarak öpüyorum niye yadırgıyorsunuz” dediğini de aktardı.

“Hocanın tezgahından geçenleri topladığınız zaman milyonlara ulaşır zaten. Cenazedeki o kalabalık hayatını ülkesi için harcadığını gösterir. Sevenlerinin çokluğunu gösterir, ülkeye katkısını gösterir” diyen Şener, Erbakan’ın bu ülkeye hizmet etme aşkıyla sevdasıyla dolu bir insan olduğunu söyledi. Şener, “Ülkenin sanayileşmesi, kalkınması için çaba harcamıştır. Kurumlar arasında kavga dövüş olmasını hiç arzu etmemiştir. En tehlikeli süreçleri ülkeye en az zarar verecek şekilde yönetmeye çaba harcamıştır. Milli bir insandır. Bu çizgiyi sivillerde askerlerde görüyor” dedi.

Refahyol Hükümeti’nde Maliye Bakanı olduğu gün Erbakan’ın kendisini çağırdığını da aktaran Şener, memurlara verilen tarihi zammın perde arkasını da şöyle aktardı: “Hükümet kurulur kurulmaz, ekonomi iyi değildi, giden hükümet ‘temmuz ayı maaş zammını yüzde 20 verecektik’ diye ilan etti. Bizi zor durumda bırakmak için. Erbakan, bana ‘hesap yapın her ilave yüzde bir zammın maliyetini çıkarın’ dedi. İlk ekonomik kurul toplantısında onlar yüzde 20 dedi, biz yüzde 50 verdik. Her hafta en az iki kez bakanlar kurulu dışında ekonomik kurul toplantısı yapardı. Ekonominin daha iyi olması için ne yapılabilir diye tartışma yapardı. Hatta kendi evinde bile bu toplantıları sürdürürdü. Emeklilere yüzde 120, memurlar da yüzde 140’a varan zamlar yapıldı. Sendikalar ise davullu zurnalı iş sözleşmesi yapmıştır”

MİLLİ ÇÖZÜM MAKALELERİ İÇİN TIKLAYINIZ…