Kur’an’ın Asıl Sakındırdığı YAHUDİ VE HRİSTİYANLARIN SİYONİST TAKIMIDIR!
En az 40 yıllık ciddi ve mesuliyetli bir araştırmanın ve kelime kelime üzerinde kafa yormanın sonunda, Cenabı Hakkın lütfuyla “Rabbani Yaklaşım ve Anlayışımızla YÜCE KUR’AN’IN MANASI VE MESAJI” isimli Türkçe Mealimiz, oğlum Ezher-Tefsir mezunu Abdullah Akgül tarafından yayına hazırlandı. İlk baskısından sonra en az 10 defa baştan sona tekrar dikkatle okunup yeni düzeltme ve eklemeler yapıldı. Bu mealimizde Yahudi ve Hristiyanların (Ehli Kitabın) bozuk tabiatlı ve tahribatcı kısmını tanıtan ve tehlikelerinden sakındıran ayetlerde belirtilen Yahudilerin ve Hristiyan kesimlerin tamamını töhmet altından kurtarmak üzere parantez içinde: “(Siyonist) Yahudiler ve Hristiyan (emperyalistler)” diye ayırdık. Ve özellikle Maide 51 ve 52. ayetlerinde gerekli ilmi ve insani izahları yazdık.
“Ey iman edenler (fitne çıkarmamak, anarşi ve ahlaksızlığı kışkırtmamak ve karşılıklı hak ve hürriyetlere saygılı bulunmak şartıyla; onlarla birlikte yaşayın, komşuluk yapın, ülke ve bölge nimetlerini paylaşın, ilmi ve iktisadi konularda yardımlaşın, ama gerçekten iman ediyor ve gereğini yapmaya razı ve hazır bulunuyorsanız, sakın) Yahudilerin (ırkçı emperyalist kesimlerini ve yine haksızlık ve ahlaksızlık hedefleyen bazı) Hıristiyan (merkezlerini) veliler (yöneticiler) edinmeyin. (Onları dost ve dürüst zannedip, kendinize idareci, karar verici olarak kabullenmeyin. Zulüm ve hıyanet örgütlerine ve girişimlerine destek vermeyin) Onlar, (sizin değil) birbirlerinin dostları ve destekleyicileridir. (Artık) Sizden her kim onları dost ve rehber edinip (peşlerine giderse), kesinlikle o da onlardandır. Şüphesiz Allah (Siyonist Yahudilere ve emperyalist Hıristiyanlara değer ve destek veren ve Müslümanlara hıyanet eden) zalimler topluluğuna hidayet etmez (onların iman nurunu karartır). (Not: Bu ayet Yahudi ve Hıristiyan kimselerle iyi ve insani ilişkileri, ticari ve bilimsel işbirliğini değil; zulüm sistemlerinin ve oluşumlarının güdümüne girmeyi yasaklamaktadır.)
(Bu ilahi ikazlarımıza rağmen) Kalbinde maraz bulunan (şuursuz Müslümanları) görürsün ki, halâ (Yahudi ve Hıristiyanlarla ve onlara ait batıl kural ve kurumlarla dostluk hususunda) yarışırlar (kâfirlere yaranmaya çalışırlar, ve bu münafıklıklarına bahane olarak da;) aleyhimize gelişen ve değişen zaman içinde, Müslümanların mağlup olmasından korkuyoruz. (Bari hiç değilse, Yahudi ve Hıristiyanların yardımını kaçırmayalım, diye düşünüyoruz) derler. Fakat pek yakında Allah Müslümanlara umulmadık bir zaferi veya kendi katından mutlu bir emri ve haberi gönderecek de, (o sahtekârlar) kendi içlerinde gizledikleri (şeytani heves ve hesaplarına) bin pişman (ve perişan) olacaklardır.” (Maide: 51-52)
Bu hassasiyet ve hüsnü niyetimize rağmen, tebrik ve takdir edilmemiz gerekirken “Siyonist ve emperyalist” tanımlarından rahatsızlık duyanlar aslında kendi tıynet ve zihniyetlerini açığa vurmuşlardı. Anlaşılan Fetullahçı zihniyetin bertaraf edildiğini sananlar aldanmaktaydı. Çünkü bir ara Vatikan’a gidip Papa’nın hürmetle ellerini öpen Fetullah Gülen “Papalık misyonunun aciz bir takipçisi ve samimi hizmetçisi olduğu” yolunda nifakını ve ajanlığını açığa vuran beyanlarda bulunmuşlardı. Bugün Haçlı AB’nin dayatmaları ve masonik mahfillerin talimatları doğrultusunda, Kur’an’ı Kerim’in özellikle ve yüzlerce kez ikaz ettiği, Yahudi ve Hristiyanların Siyonist ve emperyalist tabakasına dikkat çekmemizden rahatsızlık duyanlar, halâ bazı yüksek kurumlarda ve makamlarda oturuyorlarsa, bu kiralık kafalardan henüz kurtulamadığımızı ortaya koymaktaydı.
Artık bu konuyu ilmi ve İslami bir tahlile tabi tutmamız lazımdı:
Kur’an’ı Kerim’de “Beni İsrail=İsrail oğulları” kavramı ile “Yahudi” kavramları ayrı ayrı kullanılmıştır ve kanaatimizce anlamları da farklıdır. Beni İsrail; Yakup Aleyhisselamın soyundan gelen bir kavmiyeti hatırlatır. “Yahudi” ise: dünya için dinlerini bozan ve satan; servet, şöhret ve şehvet uğruna kutsalını istismar edip pazarlayan şeytani bir zihniyeti tanıtır. Böylesine bir aşağılık ahlakına; yani riyakârlık ve münafıklığa kayan herkes, hangi din ve kökenden olursa olsun, o aslında Yahudi Kafalıdır. Oysa Kur’an’ın lanetlediği, Beni İsrail’in hepsi değil, onların sadece Yahudi kafalı-Siyonist takımıdır.
“Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehlinden (Yahudi ve Hıristiyan kesimlerden) gece vakti kıyama durup, Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapananlar vardır. Bunlar, Allah’a ve ahiret hayatına inanır, marufu (iyi, güzel ve doğru olanı) emredip (uygulanmasına çalışır), münkerden (kötü, zararlı ve haksız olandan) sakındırır ve hayırda yarışırlar. İşte bunlar salih (yararlı ve barışçı) olanlardır.” (Al-i İmran: 113-114)
“Musa’nın kavminden, Hakk ile hidayete eren (insanları) Hakk’a yönlendiren ve onunla (Allah’ın kitabıyla) adalet eden (Halkı hidayet ve adaletle yöneten) bir topluluk ve teşkilat da vardı.” (Araf:159)
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…