KUDÜS NASIL SATILMIŞTI VE NASIL SAHİP ÇIKILIRDI?
İstanbul’daki İslam İşbirliği Teşkilatı Kudüs zirvesine Suudi Arabistan’dan, Birleşik Arap Emirliklerinden devlet başkanı düzeyinde katılım olmamış ama Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro, misafir olarak toplantıya katılmıştı.
İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi katılımcı listesinde yer alan liderler ise şöyle sıralanmıştı: Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Yemen Cumhurbaşkanı Abdrabuh Mansour Hadi, Kuveyt Emiri Şeyh Sabah, Umman Kralı’nın özel temsilcisi Seyit Assad bin Tarıq Al Said, Katar Emiri Şeyh Tamim, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Brunei Kralı Hasan El-Bolkiah, Cibuti Başbakanı Abdulkader Kamil Mohamed, Kazakistan Meclis Başkanı Kassım Jomart Tokayev, Pakistan Başbakanı Şahid Hakan Abbasi, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Faiez Serrag, Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo, Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani, Ürdün Kralı Abdullah, Özbekistan Senato Başkanı Nigmatulla Yuldaşev, Malezya Başbakanı Najib Razzak, Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir, Gine Cumhurbaşkanı Alpha Conde, Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Aoun, Komorlar Devlet Başkanı Azali Assoumani.
Oysa İİT’nin 57 üyesi bulunmaktaydı. Ama bunların sadece 22’si (yani üçte biri kadarı) toplantıya katılmıştı.
İsrail merkezli Haaretz gazetesi, İsrail ulaştırma ve istihbarat bakanlıklarını yürüten Yisrael Katz’in Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’ı İsrail’e davet ettiğini açıklamıştı. Suudi Arabistan İstanbul’daki zirve için üst düzeyde katılmamıştı. Katz, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs kararının ardından sekteye uğrayan İsrail-Filistin barış sürecinin sponsoru olarak Suudi Arabistan’ı görmek istediklerini vurgulamıştı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla İstanbul’da olağanüstü toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvesinden “Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti olduğunu ilan ediyoruz…” kararı çıkmıştı. Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan’ın zirvedeki konuşmasında dile getirdiği, “Tüm dünyayı Kudüs’ü Filistin’in işgal altındaki başkenti olarak tanımaya çağırma” önerisi benimsenip açıklanmıştı.
İslam İşbirliği Teşkilatının Doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti ilan etme kararına Rusya’dan gelen ilk tepki herkesi şaşırtmış; Rus lider Putin’in sözcüsü Dmitriy Peskov Türkiye’yle bu konuda hemfikir olmadıklarını açıklamıştı. Putin’in Sözcüsü Dmitriy Peskov’un; “Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tutumunu biliyoruz, ancak şimdiki durumda bu tutum Rusya’nın tutumuyla örtüşmüyor. Bizim hem Kudüs, hem İsrail-Filistin ihtilafının nasıl çözüme kavuşturulmasını istediğimizi herkes gayet iyi biliyor” sözleri, Rusya’ya umut bağlayanları hayal kırıklığına uğratmıştı.
Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in Kudüs’ü sattığını yazmıştı. Oysa geçen seneler, Erdoğan’ın bunlarla birlikte kurdukları İSLAM NATO’sunu hararetle alkışlamışlardı.
Şimdi de Tayyip Bey, zafer kazanmış edasıyla “Lozan güncellenmeli” havaları atmaktaydı. Öyle diyeceğine Yunanistan’ın Lozan’a uygun davranmasını sağlaması daha akılcı ve tutarlı olacaktı. Çünkü Lozan’ı güncellemek, Türkiye’nin mevcut sınırlarını tartışmaya açmaktı! ABD ve AB, Türkiye’nin Güneydoğu sınırlarını ve Hatay’ı zaten tartışmalı saymaktaydı. Hatırlayınız, koordinatör ülke emretmiş, bizimkiler Oslo’da PKK ile masaya oturmuşlardı. Bu sayede PKK, Güneydoğu kentlerinde hendekler kazmış, egemenlik kurmaya başlamışlardı! Devlet, kendi kentlerini geri almak için şehitler vermek pahasına operasyonlara mecbur kalmıştı. İşte o yüzden soruyoruz, bu kafalarla nereye varılacaktı!
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…