KORONA VİRÜSÜ, İLAHİ İNTİKAM VE
TARİHİ İNKILAP VESİLESİ MİYDİ?
Bozulan ve yozlaşan toplumları, şımaran ve yolunu şaşıran insanları, tarih boyunca genellikle şu iki şey uyarıp uyandırmış, mevcut bâtıl ve zalim gidişatın değişip düzelmesine vesile olmuşlardır. Bunlar: 1- Büyük ve yaygın felaketler. 2- Büyük ve saygın liderlerdir.
Dünyayı kasıp kavuran bu Korona vebası da inşaallah kutlu ve mutlu sonuçlara kapı açacaktır. Zaten bu virüsün çıkmasından sonraki 3 ay içerisinde hem Türkiye’mizde hem bütün ülkelerde, maalesef yasallaşmış ve oldukça yaygınlaşmış olan, zina, eşcinsellik ve lezbiyenlik gibi fuhuş ve ahlâksızlıkların… Loto, toto, piyango, kazı-kazan, at yarışı, it yarışı ve diğer resmiyet kılıflı her çeşit kumarın ve şans oyunlarının… Gasp, hilekârlık, çalma gibi hırsızlık ve yolsuzlukların… Sokak kavgalarının, mafya çatışmalarının, katliamların, devletlerarası işgal, saldırı ve savaşların… Her türlü alkollü içki, uyuşturucu ve sigara gibi kötü alışkanlıkların… Ve daha nice hayâsızlık ve haksızlıkların yüzde 90 oranında mecburen kesilmiş ve terk edilmiş olması bile; İlahi bir uyarı cezası olan Korona virüs belâsının hem sebeplerini hem de hikmet ve hedeflerini ortaya koyan sonuçlar olarak okunmalıdır. Bu Korana kamçısı yüzünden; taharet ve temizlikten uzaklaşmış, tuvaletten sonra bile el yıkamayı bırakıp sidiğini sümüğüne bulaştırmış ellerini ağzına gözüne sürmeyi medeniyet sanmış Batılılar, Çin ve Japonya gibi doğulular, artık el yıkamaya ve hijyen kurallarına uymaya mecbur kalmışlardı. Batı taklitçisi yozlaşmış Müslümanlar bile taharet ve temizliği yeniden hatırlamışlardı. Müslüman hanımların başörtüsü takmalarına ve bazılarının ağzını burnunu kapatmasına şiddetle karşı çıkan imansız ve insafsız takımı bile, saçlarına virüs ve mikrop bulaşmasın diye eşarp ve maske kullanmak zorunda kalmış, böylece türbanın hikmetini kavramaya başlamışlardı. Hatta; daha önce ezan sesini, ve dahi minare gölgesini yasaklayan Almanya, Fransa ve İspanya gibi ülkeler, Korona’nın kerameti ile ezanı ve “Allahü-Ekber” (En Büyük Allah’tır) nidalarını serbest bırakmışlar, bir nevi İslam’ın felahına-kurtuluş çağrısına sığınmışlardı. Umarız ki bunun ardından şekillenecek yeni dünya düzeni; akla, vicdana, inanca ve ahlâka uygun şekillendirilmek zorunda kalınacaktır.
“Bir musibet bin nasihatten evlâdır” atasözü Korona ile bir kere daha gerçekleşmiştir. Tutulan yanlış yol ve davranışları doğru yola çekmek için verilen öğütler çoğunlukla kulak ardı edilir. Tutulan yolda başa gelen bir sorun veya belâ aklı başa getirir, kişiler yanlış düşünce ve eylemlerinden mecburen vazgeçiverir.
Faizci Kapitalist sistem ve Liberal piyasa ekonomisi artık çökmüş vaziyettedir. Pek çok kişi beklenen devrimin geçmişte olduğu gibi sosyal hareketlerle, yoksulların ayaklanması ile gerçekleşeceğini zannetmişlerdi. Güya yoksul John, işçi Hatice, evsiz Michael, ayda 1 dolara çalışan Sue “artık yeter, biraz da bize” diyecekler, sandıkta Liberalleri yenecekler, yoksul taraftarı politikacıları başa getireceklerdi… Ya da kendilerini sokağa vuracak, üretimi durduracak, sistemi değişime zorlayacak diye beklemişlerdi. Oysa medyanın ağır beyin yıkaması ve akıl tutulması sonucu, bu kitleler tam da kendi çıkarlarının karşısında olan siyasi partileri desteklemişlerdi. Ağır liberaller Donald Trump ve Boris Johnson sosyal demokrat rakiplerini yenmişler, kitleler kurbanlık koyunlar gibi salhanelere akın etmişlerdi. Oysa, tarihi devrim zamanı gelmişse, Allah bir sebep gönderecekti. Yeni Liberal düzen neredeyse on iki yıldır, 2008’den beri öksüre aksaya yürümekteydi. Darbe, kimsenin tahmin etmediği yerden geldi: Korona inşaallah, Yeni Liberalizmin tabutuna son çiviyi çakacak olan baş musibetti…
..
MAKALENİN TAMAMI TIKLAYINIZ…