KORONA VE SİYONİST KURGULARLA İLGİLİ
ERBAKAN HOCA’NIN UYARICI RÜYALARI!
FATMA BETÜL ERİŞKİN’İN RÜYASI / KONYA / 03.07.2020
Rüyamda: Aziz Erbakan Hocamızın Makam-ı Şeriflerinde oluyoruz. Sabah namazı sonrası hava henüz aydınlanmamış. Kuşların ötüşündeki zikirleri ile ağaçların hışırtı halindeki tesbihleri birbirine karışıyor. Aziz Erbakan Hocamız çeşmede yavaş yavaş abdest alıyorlar, ben de uzun uzun izliyorum. Bitirmelerine yakın kalkıp kağıt havlu koparıp uzatıyorum, alıyorlar. Erbakan Hocamız: “Yola ne zaman çıkacağınızı konuşup planladınız mı?” buyurdular. Ben: “Evet, akşam konuştuk Aziz Hocam, eşim en son ’20:00 gibi en geç çıkabilirsek iyi olur’ demişti” diyorum. Erbakan Hocamız: “Gelecek olmanız Bizi de heyecanlandırdı, mutlu etti. Fakat Ahmet de uygun görürse, senin ve çocukların gelişinizi bayramdan sonraki bir tarihe mi alsak? Çünkü çocukların da senin de kronik rahatsızlıklarınız var. Tarık, onlarca kez lavabo kullanacak… Uykulu uykusuz dikkat edemeyebilir. Dikkat etmeye çalışsanız da riskli olur. Uçak, otobüs yolculuğunu kesinlikle tasvip etmiyoruz zaten, erken gidip camide veya bir otelde dinlenmeyi de uygun bulmuyoruz. Biz hepinizi kaşımızdan-gözümüzden sakınırken, sizi böylesi planların kucağına atmayalım. Beylerden birkaç kişi, tedbirlere uyarak, mesafeyi koruyarak, Musab’ın arabasıyla gelsin. Onun arka koltuk yatıyordu. Sırayla dinlensinler ki (gülümseyerek) yanımızda uyumasınlar, hepiniz adına ziyaretlerini yapsınlar. Ahmet’in sohbet çekiminde de dinleyici olsunlar. Kardeşlerimizin bu gelişi, sonraki toplu gelişinize maya olsun inşallah!” buyurdular. Ben: “Aziz Hocam, bu, bilinçaltı bir rüya olabilir mi? Bugünlerde rahatsızım biraz. O yüzden yol gözümde büyümüştü, ama yemin ederim uyumak için yattığımda daha rahattım. Aklımdan, yanıma alacağım eşyaları, yolda dinleyeceğimiz şiir ve ezgileri bile netleştirmiştim” dedim. Erbakan Hocamız: “Şayet bilinçaltındaki düşüncelere göre rüyalarınızda konuşacak olsak, birçoğunuzun yüzünüze bakan olmaz!.. İki gündür ortalığa baktık, bu sonucun daha uygun olacağını düşündük. Neden bu kadar kılı kırk yarıyoruz? Bakınız, dünya genelinde Korona salgınında birçok ülkede ikinci dalga başladı. Aslında Türkiye’de de öyle. Fakat birçok tatil beldesinde bulunan ağababalarının oteli, büyük firmalar, hatta büyük, 100-150 firmayı içinde barındıran AVM’ler, ismi lazım değil; (zaten gerekmez ve değmez o) hanımefendinin vakfına yaptıkları yüzer bin liralık bağış karşılığı açıldılar. Birçok firmaya yine bu bağışlar sonrasında ihaleler bağlandı. Şimdi onları yeniden kapatamazlar, yasakları yeniden gündeme getiremezler. Şeytani oyun bu kadarla da sınırlı değil. (Malum ve mel’un odaklar ve işbirlikçi iktidarlar) Virüsü, kendi hedefleri için kullanmaya başladılar. Elbette bunda Allah’ın dilediği kadar başarılı olabilirler. Ancak planları başlarına dönecek, kendi kazdıkları kuyuda boğulacaklar. Fakat bunların sinsi hedefleri, dünya nüfusunu yarıya indirmektir. Kalan yüzdenin yarısı için planları da, aile yapısını bozarak, evlilik kavramını ve kurumunu yozlaştırarak yok etmektir. Bunu da şimdilerde iyice çığırtkanlığını yaptıkları ve güya kadına şiddeti önleme kılıfı sardıkları (LGBTİ) gibi çarpık ilişkilerle yapmayı hedefliyorlar. Fakat Allah, bu planlarını da boşa çıkaracak. Tüm bu sapkınlıkları, kanunla onlara arka çıkanları, bu kanunlara sessiz kalarak destek olanları kahredecek inşallah. Yeniden söylüyoruz ve uyarıyoruz; bunlara sessiz kalmamak, sadece sosyal medya hesaplarınızdan fotoğraflarını, haberlerini paylaşmak değildir. Bu, ancak onların reklamlarını yapmak olur. Bu konuda asıl yapılması gereken, Milli Çözüm Dergisinde yayınlanan makaleleri, yorumları ve yine Ahmet’in konu ile ilgili yaptığı konuşmaları paylaşmaktır. Unutmayın; Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır! Yeniden büyük buluşmalar ve kavuşmalar için biraz daha sabır. Şimdilik 4’lü hatta 5’li gruplar halinde, mümkünse halka çok açık olmayan, kalabalık olmayan açık alanlarda, mümkün değilse evlerinizin geniş olan odalarında, kural ve mesafelere uyarak bir araya gelebilir, sohbet edip hasret giderebilirsiniz. Fakat yeniden söylüyoruz; tedbir ve kurallara uymak şart. Kendinizin de, eşlerinizin de, çocuklarınızın da, dava kardeşlerimizin de canı ve sağlığı size emanettir! Birbirinize sahip çıkın!” buyurdular.
…
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ