KARDEŞLİK VE SORUMLULUKLARI
Kardeşlik Bağları ve Sorumlulukları
Birlik ve Beraberlik Şartları
Sadakat ve ihlâs kadar önemli bir diğer mü’min vasfı da, tesanüttür (kardeşlik, dayanışma, birliktelik). Kur’an’da bildirilen hükme göre, tüm mü’minler birbirlerinin kardeşidirler. Onlar; aynı yola uymuş, aynı kitaba tâbi olmuş, aynı hedefe sahip, aynı duyguları taşıyan insanlardır. Dolayısıyla aralarında büyük bir sevgi ve dayanışma bulunur. Allah, bu durumu şöyle tarif etmektedir:
“Doğrusu Allah, Kendi yolunda (tuğlaları ve bütün parçaları) sanki birbirine (kurşunla) kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak (irtibatlı, intizamlı ve itaatli bir teşkilat şuuruna ve ordu disiplini sorumluluğuna sahip olarak cihad edip) çarpışanları seven (ve destekleyen)dir. (Ferdi ve fevri hareket edenleri değil.)” (Saff: 4)
Üstteki ayette tarif edildiği gibi bir tesanüt içinde, Allah yolunda cehdetmek (çaba harcamak) kesin bir emirdir. Âl-i İmrân Suresi’nde Allah şöyle hükmetmektedir:
“(Eğer gerçekten iman ediyorsanız) Allah’ın ipine (Kur’an hükümlerine) hepiniz birden (el birliği içinde) sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani bir vakit sizler birbirinize düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O’nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, (Kur’an ve Resulüllah sayesinde) oradan sizi kurtarmıştı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah size ayetlerini böyle açıklamaktadır.” (Âl-i İmrân: 103)
Mü’minler; güzel ahlâklıdırlar, mütevazıdırlar, sevgi ve saygı doludurlar. Bu yüzden de tesanüt, mü’minler arasında doğal bir şekilde oluşur. Ancak bu konuda yine de dikkat edilmesi gereken yönler vardır. Çünkü mü’minlerin yapabileceği çeşitli yanlışlar, bu tesanütün zedelenmesine ve mü’minler arasında soğukluk yaşanmasına neden olabilir. Bu yanlış hareketlerin nedeni, mü’minlerin davranışlarını gaflet anlarında etkileyen nefstir. Mü’min; fedakâr, hoşgörülü ve sıcaktır ama herkeste nefs bulunur ve insan dikkat etmezse bazen nefsine uyabilir. Kıskanç, bencil ve hırslı olan nefsine uyması ise; bu kötü hislerin mü’mine etki etmesi demektir. İşte bu yüzden Kur’an’da, mü’minler tesanüt konusunda son derece dikkatli olmaları için uyarılmaktadırlar. Madem şeytanın insandaki tezahürü olan nefs, insanı yanıltabilmektedir; öyleyse mü’min kişi, karşısındaki mü’min kişinin nefsini harekete geçirecek bir üslup kesinlikle kullanılmamalıdır. Bu yönde, ayette şöyle buyrulmaktadır:
“Kullarıma, (herkese karşı) sözün en güzel olanını konuşmalarını söyle. Çünkü şeytan (katı ve kötü sözlerle) aralarını açıp bozmak ister. Şüphesiz şeytan insanın açıkça bir düşmanıdır. (Onun kışkırtmalarına dikkat etmelidir.)” (İsrâ: 53)
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…