KARANLIK ÇOK KOYULAŞMIŞTI VE ARTIK SABAH YAKINDI
Prof. Gürhan Çağlayan’ın Vicdan Ayarı ve Vatani Duyarlılığı!
“Cumhuriyet Tarihinde Üretim ve Hizmet Düşmanlığı. 1923-2003” başlıklı bir kitap hazırlayan (yazan demiyorum, çünkü sağdan soldan alıntıları rastgele alt alta dizmekle oluşturmuşlardı) Prof. Gürhan Çağlayan (Bak: Palme Yayınları 2011 İST.) birkaç konuda önemli bilgiler de aktarmışlardı. Ama aslında 100 sayfada özetlenip anlatılacak bilgiler; ilgisiz ve gereksiz çoğu yanlı ve kasıtlı binlerce gazete haber manşetleri, internet siteleri girdileri, hatta çeşitli ansiklopedi verileri alt alta dizilip şişirilerek 875 sayfalık kof ve kalitesiz bir kitap ortaya çıkarılmıştı ve şahsen ben ismine aldanıp, bu merakla satın alarak hayal kırıklığına uğramış, yani kandırılmıştım. Böylesine iddialı ve cafcaflı bir isim altında bu denli kof ve kabarık, ön yargılı ve saplantılı gazete haberlerinin doldurulması ve bu ithamlara verilen yanıtların hiç yer almaması karşısında “Bu denli basit ve fasit bir yaklaşım, bilim adamına yakışır mı?” diye bir araştırmacı yazar olarak şaşırıp kalmış ve utanmıştım.
Avrupa’nın hemen her ülkesini defalarca dolaşmış, bazı önemli merkezlerde aylarca kalmıştım. Çeşitli vesilelerle tanıştığımız ve tartıştığımız Alman, Fransız, İtalyan ve İngiliz bilim adamları, yazar ve aydınları, devlet erkânı ve yüksek bürokratları; Türkiye’yle ilgili kanaatleri ve özellikle ülkemizin sanayileşme serüveni söz konusu olduğunda Rahmetli Erbakan Hoca’yı anmayan ve saygı duymayan hiç çıkmamıştı, hatta O’nu Batı’ya rakip ve tehlikeli bulanlar bile vardı. Peki, bu insaflı gavurlar kadar olsun vefa ve vicdan tavrı takınmayan bizim sözde yerli aydınlarımız ve üniversite hocalarımız hangi karanlıkların girdabına kapılmışlardı? Bu Erbakan rahatsızlığının altında; acaba çok gizli ve kirli bir İslam düşmanlığı mı, yoksa her yönden bağımsızlığını kazanmış, Atatürk’ün hedef gösterdiği milli ve yerli kalkınmasını başarmış Erbakan’ın deyimiyle: Lider Ülke Türkiye gıcıklığı mı yatmaktaydı? Hayatını Türkiye’nin sanayileşmesi davasına, milli savunma ve yerli kalkınma sevdasına adamış, Şanlı Kıbrıs Zaferi’nin asıl mimarı olduğu resmi belgelerle ve hatta muhalif şahitlerce kanıtlanmış ve işte bu yüzden tüm Siyonist odakların ve Haçlı gavurların saldırısına uğramış, ilk % 100 yerli ve milli Gümüş Motor fabrikasını açmış ve harıl harıl üretime başlamış; katıldığı koalisyon hükümetlerinde ülke genelinde 200 büyük fabrikanın arsalarını almış, fizibilite raporlarını hazırlamış, çoğunun binalarını yapmış, hatta bazılarının makinalarını yerlerine taşımış; ama iç ve dış hıyanet mihraklarınca engel çıkarılmasına ve ortağı bulunduğu hükümetler yıktırılmasına rağmen tam 67 fabrikayı bitirip hizmete sokmayı başarmış bir dahi ve tarihi şahsiyeti hepten unutmak ve yokmuş gibi davranmak için herhalde Gürhan Çağlayan olmak lazımdı. Çünkü “Bu kadar gaflet ve cehalet, ancak tahsil ile kazanılırdı..!” Maalesef 875 sayfalık kof ve kabarık kitapta sadece 4 yerde, o da Erbakan’ı kötüleme kasıtlı yazılmış yalan gazete kupürlerine birer satır ayrılmıştı. İşte bu bozuk niyetlerini ve zihniyetlerini çok iyi sezen halkımız bu sahte Kemalist ve sünepe sosyalist takımına asla güvenmemiş, yüz vermemiş ve peşlerine takılıp iktidara taşımamıştı. Din istismarcısı ve BOP kahyası AKP gibi partilere de işte bunların yüzünden sahip çıkılmaktaydı.. Üstelik Süleyman Demirel, Turgut Özal, Tansu Çiller, Abdullah Gül ve Recep T. Erdoğan’ın fotoğrafları Kitap’ın sonuna özenle basılıp, övgülü özgeçmişleri yazılmıştı.. Yani Bay yazar her şeyin farkındaydı..
..
MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ…