Anasayfa » İsrail’in Ricasıyla; UYUŞTURUCU KAÇAKÇISI SERBEST BIRAKILIR MIYDI?

İsrail’in Ricasıyla; UYUŞTURUCU KAÇAKÇISI SERBEST BIRAKILIR MIYDI?

Yazar: yonetici
0 Yorum 282 Görüntüleyen

İsrail’in Ricasıyla;

UYUŞTURUCU KAÇAKÇISI SERBEST BIRAKILIR MIYDI?

    

Türkiye, Yahudi uyuşturucu kaçakçısını serbest bıraktığı için; İsrail, Erdoğan ve Fidan’a teşekkür mesajı yayınlamıştı!

İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, Türkiye’de uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla 10 yıl hapis cezasına çarptırılan bir İsrail vatandaşının serbest bırakılacağını duyurarak Erdoğan ve Hakan Fidan’a teşekkür ettiğini vurgulamıştı. İsrail basını, Türkiye’de yasaklı gat maddesini kaçırmaktan ceza alan Danny Awka’nın serbest kalması için İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un, Erdoğan üzerinde diplomatik baskı kurduğunu açıklamıştı. Siyonist Bakan Eli Cohen, sosyal medya platformu X üzerinden açıklamada bulunarak, “Ne mutlu ki Başkan Herzog’un, benim ve diğer yetkililerin araya girmesinden sonra 10 yıl hapis cezasına çarptırılan Danny Awka 19 Ağustos 2023’te ailesinin yanına döndü. ailesinin yanına dönecek. Bu, İsrail Devleti ve Dışişleri Bakanlığı’nın İsrail vatandaşları için yaptığı birçok çabanın bir parçası ve İsrail ile Türkiye arasındaki yakınlaşmanın kanıtıdır. Sorunun çözümüne katkı sağlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Fidan’a teşekkür ediyorum” ifadelerini kullanmıştı. İsrail Dışişleri Bakanı, bu mesajı Erdoğan’la çekilen fotoğrafıyla birlikte paylaşmıştı.

İsrail’in önde gelen gazetelerinden Jerusalem Post’un haberine göre, 35 yaşındaki Danny Awka, 2019’da yasa dışı olarak “gat” bulundurduğu ve kaçırma girişiminde bulunduğu için 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Türkiye’de uyuşturucu kaçakçılığından en ağır cezayı alan Awka, gat maddesini taşıması için kandırıldığını, Almanya’daki kaçakçıların, maddenin Türkiye’de yasal olduğunu söyleyerek kendisine yanlış bilgi verdiğini tekrarlamıştı. Haberde, Awka’nın serbest bırakılacağı ve sınır dışı edilmesinin planlandığı yer almıştı. Doğu Afrika ve Arap Yarımadası’na özgü çiçekli bir bitki olan “gat”, uyarıcı bir madde olarak birçok ülkede yasaklıydı. Çiğnenerek tüketilen ve Yemen Otu olarak da bilinen uyarıcı gat maddesinin kullanımı Türkiye, ABD ve birçok Avrupa ülkesinde yasaklı olsa da gat doğal halinde İsrail’de kullanılmaktaydı.

Bu “GAT” otu maddesi, çok tehlikeli, aklı ve sağlığı tehdit edici uyuşturucu zehirlerin katkı aparatı olarak kullanılmaktaydı. Bu uyuşturucu madde, masum gösterilerek, çok etkin ve tahripçi uyuşturucu zehirler aklanmaya ve kolay satılmaya çalışılmaktaydı. Zaten Türkiye Cumhuriyeti yargıçları da bu gerçekleri bildikleri için Yahudi Danny Awka’yı 10 yıl gibi ağır bir cezaya çarptırmışlardı. Şimdi maalesef, yargı kararları, İsrail’in ricası ve Erdoğan’ın talimatıyla askıya alınmıştı!?

İsrail basınına göre Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Erdoğan üzerinde diplomatik baskı kurarken, Dışişleri Bakanı Cohen de Hakan Fidan’a Awka’ya verilen cezanın gözden geçirilmesi çağrısı yapmıştı. Knesset üyesi Pnina Tamano-Shata’nın da dahil olduğu çabalar sonucu 4 yıldır hapis yatan Awka’nın İsrail’e dönüşü için Türkiye ile anlaşma sağlanmıştı. Ailesi de bir açıklama yayınlayarak, Danny Awka’nın serbest bırakılması için 4 yıldır büyük çaba harcadıklarını hatırlatmıştı. İsrailli adam, 2019’da yanında 100 dolar para ve 34 kilo gatla yakalanmış ve tutuklanmıştı. Awka’nın hapishanede İranlı ve Suriyeli mahkûmlar tarafından taciz edildiği yönündeki iddiaları nedeniyle, İsrail Dışişleri Bakanlığı Awka’nın başka bir cezaevine nakledilmesini de sağlamıştı.[1]

İyi de bir kez daha soralım; bunların İsrail aşkı nereden kaynaklıydı?

Almanya’da Kabine, Eğlence Amaçlı Esrar Kullanımını ve Ekimini Yasallaştıran Yasa Tasarısını Onaylamıştı!

Tasarıya göre, yetişkinlere belirli sınırlar dahilinde esrar bulundurma, kenevir bitkisi yetiştirme ve esrar kulüplerinden satın alma izni tanınacaktı. Hükümet, bu yasanın uyuşturucu madde karaborsasını azaltacağını, halkı koruyacağını ve suçları azaltacağını vurgulamıştı. Ancak muhafazakâr politikacılar, yasa tasarısına tepki göstererek esrar kullanımını teşvik edeceğini savunmaktaydı. Yasa tasarısına göre, yetişkinlerin 25 grama kadar esrar bulundurması, en fazla üç kenevir bitkisi yetiştirmesi ve kâr amacı gütmeyen esrar kulüplerinden esrar satın alması serbest bırakılacaktı. Kabine tarafından onaylanan yasa tasarısı, parlamentoda onaylanması halinde yürürlüğe konulacaktı. Başbakan Olaf Scholz liderliğindeki hükümet, yasa tasarısının uyuşturucu madde karaborsasını büyük ölçüde azaltacağını, halkı kontamine esrara karşı koruyacağını ve uyuşturucuya bağlı suçları azaltacağını açıklamıştı.

Almanya Sağlık Bakanı Karl Lauterbach, yasa tasarısının uyuşturucu maddelerin riskleri hakkında farkındalığı artırmaya yönelik bir kampanya olduğunu ve bunun da tüketimini önünde sonunda azaltılması gerektiğini söyleyerek: “Kanunda bir değişiklik yapılmadan böyle bir kampanya başlatılsa, bu kadar ilgi görmez. Mevcut prosedürlerle çocukları ve gençleri ciddi şekilde koruyamadık, konu bir tabu haline getirildi. Artan, sorunlu bir tüketimimiz var, bunun böyle devam etmesine izin veremezdik. Dolayısıyla bu, uyuşturucu politikamızda önemli bir dönüm noktasıdır” itirafında bulunmuşlardı. Almanya Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Almanya’da en az bir kez esrar tüketen 18 ila 25 yaş arası yetişkinlerin sayısı 2021’de önceki on yıla göre neredeyse iki katına çıkarak yüzde 25’e ulaşmıştı.

Muhafazakâr politikacılar, yasa tasarısının esrar kullanımını teşvik edeceğini belirterek karşı çıkmışlardı. Saksonya Eyaleti İçişleri Bakanı Armin Schuster yaptığı açıklamada: “Bu yasa, kontrolün tamamen kaybedilmesiyle bağlantılı olacak” diye uyarmıştı.[2]

Yani, Amerika ve bütün Avrupa gibi, Almanya da Siyonist Yahudilerin kontrolü altındaydı.

Bu İsrail Ordusunun Katılımıyla Türkiye Sınırında Batı Trakya’da Tatbikat Yapılmıştı!

21.02.2023 tarihinde Yunanistan’ın işgali altındaki Batı Trakya bölgesinde Yunanistan ve Amerika Birleşik Devletleri ordusunun katılımıyla Trakya İş Birliği Tatbikatı’nın başladığı açıklanmıştı. İlk başta tatbikata 20 kişilik İsrail askerinin katıldığı da ifade edilirken, daha sonrasında bu sayının 161 olduğu anlaşılmıştı. Askeri kaynaklara göre İsrail Kara Kuvvetleri Yunanistan’daki tatbikata katılırken, Türkiye sınırında; Yunanistan, Amerika ve İsrail aynı anda tatbikat yapmışlardı. Bu arada; İsrail ordusunun tüm birimlerinin tatbikat için Mega Ada’ya nakledildiği, yani daha önce Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde yapılan tatbikata eş değer olduğu belirtilirken, aynı zamanda ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın bu tarihte; 4. Yunanistan-Amerika Stratejik Diyaloğunun açılışına katıldığını ve burada gerek Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis gerek Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’la görüştüğünü hatırlatalım. Amerika Türkiye’ye her ne kadar ek olarak 100 milyon dolarlık mali yardım yapacağı yalanını yaysa da, bilindiği gibi ülkemizin F-35 için verdiği parasını gasp etmiş durumda olduğunu da hatırlatalım… Türkiye’nin 1,4 milyar dolar ödediği F-35 programındaki parasını geri vermeyen ve daha sonrasında 100 milyon dolar yardım edeceğini açıklayan Amerika, her zamanki gibi kandırmaca oynamaktaydı. Bize verdiği borçlara aldığı faizler uygulansa, 1,4 milyar dolarımız şu anda 10 milyar doları aşmıştı.[3]

Siyonist Sömürü Sistemine “Türk Birliği!” Kılıfı!..

Siyonist Rothschildler’i, Türk asıllı(!) Hazar Yahudilerinin devamı sayan… Müslüman Türklerin, Musevi Türklerin ve Hristiyan Türklerin bir araya gelip “Supreme Order of Turkic World = Türk Dünyasının Yüce Düzeni” kurduklarını savunan… Tüm insanları “Türkler ve diğerleri!..” diye ayıran… Rus çetesi Wagner’i “Kutsal Türk Birliği’nin hizmetinde!?” sanan… “İnsanlığı, Nemrutçu görünen bu Türk Birliği’nin kurtaracağı” safsatasını yayan… “İngiltere’yi, İsrail’i, Sovyetleri ve Çin’i finanse eden Hazar Yahudilerinin aslında Oğuz nesli olduğunu”, Recep Tayyip Erdoğan’ın da, Türklerin Yüce Dünya Düzenini kuracağına inanan[4] Kâzım Yurdakul’un[5] aslında Siyonizm’in Gizli Dünya Hâkimiyeti’ne hizmet eden AKP iktidarını ve Türk ırkçılığını istismar ettiğini anlamamak için ahmak olmak lazımdı…

BM Barış Gücünün Küstahlığı!

Kıbrıs’ta BM Barış Gücü, Kıbrıs Türklerinin Pile’deki arazilerine ulaşımı kolaylaştırmak için yapılan Pile-Yiğitler Yolu çalışmalarını Rumlar lehine zorlaştırmaya ve kendi topraklarında Türkleri sıkıştırmaya çalışmaktadır. Bu taraflı ve kasıtlı tavır BM’nin ve sözde Barış Gücü’nün art niyetini ortaya koymaktadır. Zaten aynı günlerde ABD, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne yönelik silah ambargosunu da kaldırmıştır.

Bu yolun açılması çabalarını durdurmak hatta gözdağı verip uyarmak niyetiyle Fransa Dış Bakanı Bayan Catherine Colonna’nın, Hakan Fidan’ı arayıp, üst perdeden konuyu sorma küstahlığı bile bunların kuyruk acısını ve Türkiye’ye bakış açısını ortaya koymaktaydı.

Biz bu Batılı gâvurları, tarih boyunca Haçlı saldırılarından, Bosna Hersek’te 250 bin Müslümanın katline göz yummalarından ve Rahmetli Erbakan’ın Milli dirayet ve cesaretiyle başlattığımız 1974 Şanlı Kıbrıs Harekâtımızdaki kahpe tavırlarından tanımaktayız. Hâlâ AB’ye girmek için yalvarıp yakaran omurgasızlar utanmalıdır.

Çok uzun bir aradan ve kırgınlıktan sonra, Ağustos 2023 ortasında İran Dış Bakanı Suud Dış Bakanıyla görüşmek üzere Arabistan’a resmi bir ziyarette bulunmuşlardı. Bundan bir hafta önce ise, Suud Dış Bakanı: “İsrail ile normalleşmek lazımdır ve artık zamanıdır!” açıklamasını yapmıştı. Anlaşılan Sn. Erdoğan’ın Körfez ziyaretlerinin gizli amacı da böylece ortaya çıkmıştı.

KKTC Toprakları Yahudilerin Kıskacındaydı!

Millî Çözüm Dergisi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) üzerinde oynanmak istenen karanlık oyunları, büyük tuzakları ve kökü dışarıda gizli odakları gündeme taşımıştı. KKTC Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, “Satılan yerler açıklanmalı” şeklindeki manşet haberini, KKTC Ada TV’de yorumlamıştı.

Kudret Özersay, şunları hatırlatmıştı;

* “KKTC’de ne kadar arazi satın alındığı, hangi ülkenin bu arazileri satın aldığı açıklanmalı. Bu istihbaratla ilgili bir şeydir. Devletin elinde bu kayıtlar vardır.”

* “Bu arazileri satın alan şirketin arkasında başka şirketler var mıdır? Bakmak lazım! Mesela bazı yabancı şirketlerin Kıbrıslı Rumlarla anlaşıp kuzeyde daha önce bıraktıkları taşınmaz mallarını bu yolla satın aldıkları iddiaları dolaşmaktadır!”

* “Bir süre önce Güney Kıbrıs’ta Rum hükümetinin kontrolü altındaki bölgede yatırım yapan bir İsrail şirketi gidip kuzeyde de inşaat işine girer ve yatırım yapar. Bu konu bir ara tartışıldı, sonra kapandı. Şimdi şu soru akla geliyor; acaba bu İsrail şirketi aynı zamanda bazı Rum şirketlerle birlikte Kuzey’de de yatırım yaptı mı?”

* “Mevzuatın değişmesi, şirketlerin büyük arazileri sınırsız, kontrolsüz şekilde satın alımının önüne geçilmesi gerekir. Yarın çok geç olacaktır!”

* “KKTC’deki yabancı finans şirketlerinin çoğu yasal değil. Tarihsel ve stratejik olarak yanı başımızda Filistin örneği dururken, yanı başımızda Kıbrıslı Rumlarla, geçmişte böyle bir sorun yaşamış bir toplum olduğumuza göre, yabancıların arazi satın alması konusuna iki defa bakmamız lazımdır!” Şimdi soruyoruz; katil ve işgalci İsrail terör başı Herzog’un ricasıyla, Türk yargısının 10 yıl cezaya çarptırdığı Yahudi Danny Awka’yı serbest bırakan Sn. Erdoğan, KKTC topraklarının İsrail’e satışına engel olacak mıydı?

 

 

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..

 

 

 

 

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi