Anasayfa » İSRAİL VAHŞETİ VE MESCİD-İ AKSA

İSRAİL VAHŞETİ VE MESCİD-İ AKSA

Yazar: yonetici
0 Yorum 475 Görüntüleyen

İSRAİL VAHŞETİ VE MESCİD-İ AKSA

 

Siyonistler Mescid-i Aksa’yı ibadete kapatmışlardı!

Kudüs’te ırkçı bir hahama saldırılmasını bahane eden Siyonist İsrail, önüne gelen Filistinliyi öldürmeye başlamış ve Mescid-i Aksa’ya girişleri tamamıyla kapatmıştı. İslami Vakıflar Dairesi Müdürü Azzam el-Hatib“Mescid-i Aksa  hiçbir zaman bu şekilde kuşatılmamıştı” diye haykırmaktaydı.

Filistin’i Koruma Cemiyeti Başkanlığı 60 yıl önce uyarmıştı: Mescid-i Aksa tehlike altındaydı!

Mescid-i Aksa’ya yönelik İsrail tehdidi ve tahribi bundan tam 60 yıl önce Filistin’i Koruma Cemiyeti Başkanlığı tarafından uyarılmıştı. 1954 yılının Mayıs ayında merkezi İstanbul’da bulunan Sebilürreşad gazetesi“Yahudi Tehlikesi” başlığıyla duyurduğu haberinde bugün Mescid-i Aksa’ya Müslümanların girişinin engellendiğini öngörmüştü. Haberde yer alan açıklamada, Filistin’deki mukaddes yerlerin ve özellikle Mescid-i Aksa ve Mescid-i Ömer’in İsrail tehdidi altında olduğu vurgulanmıştı. Gazete, Filistin’i Koruma Cemiyeti Başkanlığı’nın Kudüs’teki Müslüman ve İslam varlığıyla ilgili açıklamasını aynen yayınlamıştı. İşte o açıklama: “Yahudiler şimdiye kadar elde ettikleri Müslüman memleketleriyle iktifa etmeyerek Filistin’de bulunan sair Müslümanlara ait araziyi, hususan mukaddes mahalleri tehdit etmektedirler. Mescid-i Aksa, Mescid-i Ömer Müslümanların gözbebeği bu iki mukaddes mabet her an için tehlike içerisinde bulunmaktadır. Yahudilerin tamahkâr saldırışlarına ve Müslüman halkın emlakini yağma edişlerine, insan haklarını koruma kanununa rağmen Hıristiyan âlemi tarafından müsamaha ve müsaade edilmektedir. Hür dünyanın takip ettiği ideolojiye hiçbir zaman uyulmaması ve medeni esaslarla telifi mümkün olmayan bu saygısızca saldırmalar neticesindedir ki bugün 900 bin Filistinli Müslüman yersiz ve sığınaksız durumdadır. Kendi öz vatanlarından mahrum edilmeleriyle kalmayıp üstelik ülkelerini de terk etmek zorunda kalan, İsrail’in ele geçiremediği hudut halkının bu yürekler acısı manzarası, bütün Müslüman kalplerini şefkat ve merhamete davet etmektedir. Aynı duygu ile 3 Aralık 1953 tarihinde Kudüs’te bir İslam kongresi yapılmış, durum incelenip görüşüldükten sonra İslam âlemine heyetler göndererek hamiyetli Müslümanlardan bu bedbaht ülkedeki dindaşlarına maddi, manevi yardım talebinde bulunmak kararına varılmıştır.”

İbrahim Camii gibi Mescid-i Aksa’yı da bölmeyi amaçlamışlardı!

İsrail’in 1967 yılından bu yana ilk kez Mescid-i Aksa’ya girişleri gün boyu kapatması, “Aksa’nın İbrahim Camisi gibi Müslümanlar ile Yahudiler arasında bölünmesi için kamuoyunun hazırlanması” şeklinde yorumlanmıştı. İsrail yönetiminin şu sıralarda Mescid-i Aksa’nın bölünmesi için parlamentoda çalışmalar yaptığı, bu tür uygulamalarla Müslümanların nabzını ölçtüğü vurgulanmıştı. Eski Kudüs Müftüsü ve Mescid-i Aksa İmamı İkrime Sabri, İsrail yönetiminin 1994’te El Halil’deki İbrahim Camisi’ni Yahudilerle Müslümanlar arasında paylaştırdığını hatırlatarak, “İsrail Parlamentosu Knesset’te Mescid-i Aksa’nın bölünmesine ilişkin çalışmalar yapılıyor. Bu yönde çıkacak bir kararı tanımayacağız ve İbrahim Camisi’nde yaşanan trajedinin Aksa’da tekrarlanmasına müsaade etmeyeceğiz” diye haykırmıştı.

Erbakan Hoca’nın dediği gibi: “Bütün bu vahşet, cinayet, işgal ve zulümler, Siyonistlerin batıl inancıydı; lafla hoşgörü edebiyatıyla onları bu şeytanlıktan vazgeçirmek imkânsızdı!”

İsrail, Filistin’de Temmuz 2014’ten bu güne kadar çok planlı bir operasyon başlatmıştır. Siyonistler, Eylül ayından bu yana Doğu Kudüs’te 2000’den fazla yeni konut kurma kararı alıp yerleşim yerlerinin genişletilmesini hedefleyerek nüfus dağılımını kendi lehine değiştirmeye çalışmakta ve Kudüs’ü Müslümanlardan arındırmaya uğraşmaktadır. Nablus’taki Yahudi yerleşimciler, devlet desteğinde, Ebu Bekir es-Sıddık Camii’ni kundaklamışlar; Camideki Kur’an’ları ve halıları yakmışlar ve cami duvarlarına “Araplara ölüm” sloganı yazmışlardır. Yahudi yerleşimciler, devlet desteğinde sürekli Filistinlilere saldırmakta, katliam yapmakta, mal varlıklarına el koymakta, camilerine ve kiliselerine yönelik tacizde bulunmakta ve kutsallarına saygısızca davranmaktadır. İsrail, bu zulüm sistemi ile 1967–2013 arasında 14 bin 309 kişinin Kudüs’teki ikametini yasaklamıştır. İsrail hapishanelerinde hala 7 bin Filistinli bulunmaktadır.

İsrail, 14 Ağustos’tan bu yana, Mescid-i Aksa’ya ibadet etmek için gelen Müslümanlar üzerindeki baskısını artırmıştır. Mescid-i Aksa’da cami cemaati sürekli tacize uğramaktadır. İsrail yönetimi, 1994’te El Halil’deki İbrahim Camii’ni Yahudilerle Müslümanlar arasında paylaştırdığı gibi şimdi de, İsrail Parlamentosu Knesset’te Mescid-i Aksa’nın bölünmesine ilişkin çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca İsrail, Mescid-i Aksa’nın altında kazılar yaparak, tüneller açarak camiyi yıkmaya çalışmaktadır. Böylece Siyonist katil Moşe Dayan’ın “İsrail kudurmuş bir köpek gibi olmalı, kimsenin dokunamayacağı kadar tehlikeli saldırmalıdır” talimatları fiilen uygulanmaktadır.

Siyonist Nahum Goldmann’e göreYahudilerin Tanrı’sı ile diğer insanların `Tanrı’sı’ farklıdır.” Bu Şeytani anlayışın doğal sonucu, kendilerinin seçilmiş, üstün bir halk; Yahudilerin dışındakileri de, onların köleleri saymaktadır. Nitekim Siyonist önderlerden Haham Cohen’in Talmud adlı eserinde bu ayırım, açık bir şekilde ortaya konulmaktadır: Dünya insanları, İsrail ve diğer milletlerin hepsi olarak ikiye ayrılır. İsrail seçkin ırktır, bu temel dogmadır.”

 

 

..

 

 

makalenin tamamı için tıklayınız…

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi