Anasayfa Gündem İsrail Sorunu Kapsamında: ERBAKAN’IN PROJELERİNDE BULUŞMAK; ATATÜRK’ÜN İZİNDE OLMAKTIR!

İsrail Sorunu Kapsamında: ERBAKAN’IN PROJELERİNDE BULUŞMAK; ATATÜRK’ÜN İZİNDE OLMAKTIR!

Yazar: yonetici
0 Yorum 464 Görüntüleyen

İsrail Sorunu Kapsamında: ERBAKAN’IN PROJELERİNDE BULUŞMAK; ATATÜRK’ÜN İZİNDE OLMAKTIR!

Bu ilginç başlık, sadece orijinal ve dikkat çekici tespitler yapmak, dışı hoş içi boş benzetmelerde bulunmak için atılmamıştır. Tam aksine, çarpıtılıp unutturulan, doğru diye topluma yutturulan yalanların ve palavraların esir aldığı akılları ve vicdanları, yeniden gerçeklere uyandırmak için yapılmıştır. Çünkü bilim ve fikir adamlarına yakışan, kalıcı ve kucaklayıcı eserler bırakmak isteyen araştırmacı yazarlara yaraşan; sloganik vurgularla hamasi duyguları coşturmak değil, toplum kesimlerine, en azından düşünen ve gerçeklerin peşine düşen kimselere, ufuk açıcı ve umut aşılayıcı doğrular ve bunları destekleyen bulgular sunmaktır.

E.General ve Akademisyen Naim Babüroğlu, 22 Ekim 2023’te FOX TV’deki bir söyleşide şunları aktarmıştı:

“İkiz kulelere yönelik meşhur 11 Eylül hadisesi sırasında NATO’da görevli olarak Amerika’daydım. Aldığım özel bir duyuma göre, dönemin ABD Genelkurmay Başkanı çok gizli bir talimat olarak şu itirafta bulunmuşlardı: “Milli Savunma Bakanlığından, Irak, Sudan, Somali, Suriye’yi parçalayacak ve en sonunda İRAN’a saldırıp bölünmesine yol açacak bir emir aldık!..” Bakınız, maalesef Irak sebepsiz yere açılan savaşla yıkılmış ve parçalanmış, Sudan ve Somali dağıtılmış ve şimdi Suriye perperişan bırakılmış durumdadır. Artık son hedef İran’dır ve ABD ile İngiltere uçak gemilerini bunun için Doğu Akdeniz’e konuşlandırmıştır.”

Sn. General’in dile getirmekten sakındığı asıl sinsi ve Siyonist amaç ise TÜRKİYE’nin parçalanmasıdır. Çünkü BOP’un ve Arz-ı Mev’ud’un önemli bir hedefi de bizim Güneydoğu topraklarımızdır. Unutmayalım, Şanlı Kurtuluş Savaşı’mızla boşa çıkardığımız SEVR Anlaşması’yla, sonradan ortaya çıkarılan BOP haritaları hemen hemen aynıdır… Bu nedenle Erbakan Hocamızın D-8’ler ve İslam Savunma Paktı projesini mutlaka hayata geçirmekten başka çaremiz kalmamıştır. Bunun için Milli Çözüm’e acilen ihtiyaç vardır!.. Çünkü 7 Ekim 2023’ten sonra 3 hafta boyunca, Siyonist ve terörist İsrail’in, acımasız hava saldırıları ve yasaklı fosfor bombaları sonucu; 2500’ü çocuk 6500 Filistinli masum sivil katledilmiş durumdaydı. Çoğu ağır, yaklaşık 20 bin kişi de yaralanmıştı. Filistin’de, bölgede ve yeryüzünde barış ve huzurun sağlanması adına, bu İsrail çıbanının deşilmesi kaçınılmazdı…

Bu arada Atatürk’ü, Milli Mücadele Kahramanlarını ve Cumhuriyet’i kuranları da rahmetle ve minnetle anmalıyız!

Evet, bir kısım devrimleri ve girişimleri, onun ardından kasıtlı olarak değişikliğe ve dejenerasyona uğramıştı… Bazıları Atatürk’ü, kendi İslam düşmanlıklarına ve Batı uşaklıklarına alet etmeye kalkışmışlardı. Atatürkçülük kılıfı altında bu millete olmaz hakaretler ve hıyanetler yapmışlardı… Hatta; ilericilik ve yenilik adına atılan birçok adımın yıkıcı sonuçlarını ve istismarını önleyici tedbirler yeterince alınmamıştı… Ve zaten Atatürk’ün zamanı, imkânları, kadroları ve sağlığı da buna fırsat tanımamıştı… “Ancak, her şeye rağmen; Atatürk’ün gerekli değişimlerini, gerçekçi dönüşümlerini ve Cumhuriyet değerlerini çıkarın… Türkiye’den geriye sadece bir Suriye, bir Irak, bir Afganistan ve bir Yemen kalacaktır!..” tespitleri de elbette haklıdır… Mustafa Kemal, içten içe çürümüş, zahiren var görünse de fiilen çökmüş bazı koflaşmış kurum ve kuralları feshetmiş, ancak sarih ayetler ve sahih hadisler ölçüsünde, akıl ve bilim çizgisinde ve özellikle aklı ve mantığı önemseyen ve önceleyen MATURİDİ düşüncesiyle, çağın şartlarına ve ihtiyaçlarına uygun ve uygar çözümler üretecek saf ve sade bir İSLAM anlayışına zemin hazırlama gayretine girişmiştir. Ne kadar acıdır ve oldukça açıktır ki, bu konuda kendisine destek verecek ilmi yetenek ve cesarette bir âlim de bulabilmiş değildir. Atatürk, başta İmam-ı Azam olmak üzere hemen bütün müçtehitlerin ve yüksek ilim ehlinin üzerinde ittifak ettikleri:

“Kur’an’ın bazı kapalı hüküm ve haberleriyle, AKLIN çeliştiği yerde, aklın icabı o zahiri manaya tercih edilir!..” prensibine uygun olarak; beyni ve bilimi esas alan bazı Batılı kurum ve kuralları alıvermiştir. Çünkü o, maalesef; Kur’an’a, akla ve çağdaş ihtiyaçlara uygun bir anayasa ve ona bağlı kurum ve kurallar oluşturabilen ilim adamları bulamamış, buldukları da onu anlamamış ve destek verememişlerdir. Üstelik bugün bile her lafın başında; “İslam, Kur’an, Ahlâk, Maneviyat!..” diye ucuz kahramanlık gösteren medrese mollalarından tarikat hocalarına, Diyanet prof.larından İslamcı yazarlara, hâlâ Kur’an’a, Sünnet esaslarına, bilimsel doğrulara, temel insan haklarına ve çağdaş standartlara uygun bir ANAYASA hazırlanması hususundaki çağrılarımıza yanıt veren birilerinin çıkmaması, bu iddialarımızı doğrulayan gerçeklerdir. Bu konuda tek ve örnek Anayasa’yı ve Hukuki kurum ve kuralları hazırlama şerefi de Milli Çözüm’e aittir.

Atatürk’ün; Akılcı, İnsancıl, ama Cesur ve Kararlı Barış ve Uzlaşı Tavrı!

Hz. Ali’nin “Susulacak yerde konuşmak ahmaklık, ama konuşulacak yerde susmak ise korkaklıktır!” sözlerini en güzel uygulayan, sadece askeri değil siyasi ve diplomasi sahasında da bir dâhi olduğunu ortaya koyan Atatürk;

  • HATAY’ı, tek kurşun atılmadan vatan topraklarımıza katmıştır…

  • Azerbaycan’la aramızda bir irtibat yolu açılması lüzumuna inandığı ve öngördüğü için NAHCİVAN’la Aras Nehri arasındaki toprakları kavgasız nizasız, İran Şahı’yla anlaşıp sınırlarımızın içine almayı başarmıştır. Ve şimdi de Ermenistan topraklarından açılacak ZENGEZUR koridoru, Atatürk’ün bu kutlu hayalinin bir sonucu olmaktadır.

  • Türkiye Cumhuriyeti topraklarının tapusu sayılan LOZAN Antlaşması, dıştan ve içten pek çok hain ve beyinsiz takımının aleyhte konuşmasına rağmen, hâlâ ayaktadır. Oysa son 100 yıl içerisinde, nice büyük devletler ve şahsiyetlerce yapılan onlarca tarihi anlaşma laçkalaşmış ve çöpe atılmıştır.

  • Ve yine Boğazların anahtarını bizim elimize verilmesini sağlayan Montrö Anlaşması da Atatürk’ün akılcı ve dengeleri kollayıcı dehasının bir eseri olarak yürürlükte bulunmaktadır.

Atatürk’ten sonra; akılcı, barışçı, bunun yanında inançlı ve insancıl hedeflere odaklı ve Yeniden Büyük Türkiye ve Adil Bir Dünya sevdalısı tek lider, Prof. Dr. Necmettin Erbakan’dır!

“İsrail Sorunu” gibi, bütün bölgeyi, tüm İslam ülkelerini ve bütün insanlık âlemini yakından ilgilendiren ve doğrudan etkileyen bir konuda; öyle dışarıdan gazel okumak, halkın havasını alıcı nutuklar atmak ve kendi aklınca ve ayarınca garantörlük safsataları ile terörist İsrail’i meşrulaştırmakçabaları, mevcut çıbanı derinleştirip kangrenleştirmekten başka sonuç vermeyecektir. Bu talihsiz tavır, kendi ülkesinin ve milletinin geleceğini de tehlikeye atmak anlamını içerir. Bu nedenle Erbakan Hoca’nın tarihi projelerine sahip çıkmak, sadece ülkemizin ve bölgemizin değil, tüm İslam ve insanlık âleminin de tek kurtuluş çaresidir. Bu kutlu gaye ve gayretlerin peşine düşmek, aynı zamanda Atatürk’ün de izinden gitmek ve hedeflerini gerçekleştirmektir.

 

 

MAKALENİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ..

 

 

 

BENZER İÇERİKLER

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. KABUL ET Detaylı Bilgi