İLKER BAŞBUĞ’UN ÇIKIŞLARI,
KİMLERİN UYKUSUNU KAÇIRMIŞTI?
“FETÖ’nün siyasi ayağı” tartışması, AKP’yi karıştırmış, Erdoğan’ı telaşlandırmıştı. Erdoğan ne çağrı yapmıştı, Başbuğ nasıl yanıtlamıştı?..
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un yaklaşık 11 yıl sonra bir televizyon programında, “26 Haziran 2009’da askeri şahısların, askeri mahalde işlediği suçlar da dâhil, özel yetkili mahkemelerde yargılanmasının önünü açan yasa teklifi Meclis’e taşındı. Bunu kim hazırladı? Tamamen FETÖ ile ilgilidir ve onların önünü açmıştır; bu konu araştırılsın.” açıklamaları üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partili milletvekillerine Başbuğ hakkında dava açılması talimatı vermesiyle başlayan tartışma artmıştı. AKP Sözcüsü Ömer Çelik, partili milletvekillerinin Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıklamış ve bu yapılmıştı. Şimdi, İlker Başbuğ’a ve Dursun Çiçek’e “iftira ve hakaret” iddiasıyla mahkeme açan AKP’li milletvekillerinin, bunun yerine “o kanun teklifini kimlerin, hangi mahfillerin hazırlayıp ellerine tutuşturduğunu veya şu şu gerekçe ve gereksinimlerle kendilerince gece yarısı birden düşünüp-tasarlayıp Meclis’e sunulduğunu” açıklamaları gerekmiyor muydu? Eğer çiğ yememişlerse niye karınları ağrıyordu?
Erdoğan’ın suç duyurusu yapılması çağrısı yaptığı Başbuğ ise, hakkındaki iddiaları yazılı olarak yanıtlamıştı.
Yaptığı açıklamalardan TBMM’yi ve bazı üyeleri ismen itham eden bir sonuç çıkartılmasının doğru olmayacağını belirten Başbuğ, “Televizyon programındaki konuşmamızın kapsamı Hükümet tasarısı dışında iki önerge ile yapılan düzenlemeler olup esasen bunların üzerine FETÖ gölgesi düşürmek değil, gece yarısı yapılan bu düzenlemelerden FETÖ’nün istifade ettiğinin ortaya konulmasıdır” iddiasında bulunmuşlardı.
Bilindiği gibi; İlker Başbuğ, Ergenekon davasından 26 ay tutuklu kaldıktan sonra 2 Mart 2014’te cezaevinden çıktı. Ergenekon davası da “FETÖ kumpası” olduğu gerekçesiyle çökmüş durumdaydı. Başbuğ’u iktidarın hedefi haline getiren iddiaları ise 28 Ocak’ta Haber Global televizyonunda yaptığı açıklamalarla başlamıştı.
Başbuğ, 2009’da 25 Haziran’ı 26’sına bağlayan gece, askeri mahalde işlediği suçlar da dahil, askeri şahısların sivil mahkemelerde yargılanmalarının yolunu açan düzenlemelere işaret ederek, arkasında Gülen hareketinin olabileceği yorumunu yapmıştı.
“26 Haziran 2009’da bu iki konuyu içeren kanun teklifini kim hazırladı? Ben bilmiyorum, sadece ‘Araştırsınlar’ diyorum ve bir ipucu veriyorum. Bu kanun teklifinin FETÖ’nün emriyle, direktifiyle hazırlandığını düşünüyorum. Çünkü ikisinde de FETÖ komplolarıyla bağlantılı bir olayla karşı karşıyayız. Çok merak ediyorum bu kanun teklifini kim, neden, nasıl, 25’ini 26’sına bağlayan gece yarısı Meclis’te gündeme taşıyordu? Ayrıca mevcut anayasaya da aykırı bulunuyordu. Mevcut anayasada ‘askeri mahallerde askerlerin işlediği suçlar askeri mahkemelerin konusudur’ diyordu. Yasa, anayasaya aykırı olamazdı. İyi niyet olduğunu düşünmüyorum. Bayağı art niyet olduğunu düşünüyorum. 26 Haziran 2009 tarihindeki kanun teklifi üzerinde durulmasını, bir düşünce olarak burada söylüyorum. Sonuç ne olur bilmem.”
AKP nasıl bir karar almıştı?
Başbuğ’un bu açıklamalarından yaklaşık bir hafta sonra Erdoğan başkanlığında toplanan AKP MYK’da Başbuğ’un açıklamaları gündeme alındı. AKP MYK’da Başbuğ’un sözleriyle doğrudan partilerini ve parlamentoyu hedef aldığı değerlendirmesi yapıldı ve toplantı sonrasında parti sözcüsü Ömer Çelik, Başbuğ hakkında partili milletvekillerinin suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Ancak tartışma burada bitmediği gibi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, (05.02.2020) Çarşamba günü partisinin grup toplantısında, Başbuğ’un eleştirdiği 2009’da askerlerin ağır ceza mahkemelerinde yargılanmalarının yolunu açan düzenlemeyi, “Darbelere zemin hazırlayan, hukukun işlemesine engel olan, ülkemizi uluslararası platformlarda sürekli eleştiri konusu yapan yanlış bir uygulamanın düzeltilmesidir” diyerek savunmaktan sakınmamıştı.
Başbuğ stratejik hamle mi yapmıştı?
“Eski Genelkurmay Başkanı bir dönem FETÖ kumpası nedeniyle hapse atılmış, yargılanmış ve müebbede mahkûm kılınmıştı. FETÖ askeriyeden sonra siyaseti de topyekûn ele geçirmeye kalkışmasaydı, Başbuğ ve meslektaşları muhtemelen hâlâ içeride olacaktı. Başbuğ, silah arkadaşlarınca; “Ergenekon davasının başında tavır almamakla, silahlı kuvvetler mensuplarına sahip çıkmamakla” suçlanmaktaydı.
..
makalenin tamamı için tıklayınız…