İKTİDARIN KOF İSVEÇ ÇIKIŞLARI
VE
İSRAİL’İN SON ÇIRPINIŞLARI!
Riyad’dan Kınama Mesajı veya Kafaları Uyuşturma Masalı!
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da, Gazze’deki katliamların 35. gününde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı’nın 8’inci olağanüstü toplantısında, Gazze’de yaşananlardan İsrail sorumlu tutulurken, herhangi bir askeri ve etkili seçenek sunulmadığı gibi sadece ateşkes çağrısı ve uluslararası topluma yardım uyarısı yapılmış ve İsrail’in katliamları kınanmıştı!.. Riyad’da düzenlenen 8’inci Olağanüstü İslam Zirvesi’nde, uzun yıllar sonra önemli ilkler de yaşanmıştı. 2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı’yla Beşşar Esad ile tüm ilişkileri kesen Cumhurbaşkanı Erdoğan 12 yıl sonra ilk defa Suriye Devlet Başkanı Esad ile aynı karede yer almıştı. Erdoğan, ayrıca yıllarca hakaretler yağdırdığı Sisi ile tokalaşarak verdiği samimi pozlarla şaşırtmıştı.
Oysa Bebek Katili Siyonist Netanyahu, bu tür zirvelerde ve bildirilerde kullanılan kelimelere dikkat etmeleri hususunda İslam ülkeleri yöneticilerini uyarmıştı: “Sizlerin o makamlara taşınması ve birtakım imkân ve imtiyazlara kavuşması, bizim (Dünya Siyonizm’inin) sayesinde olmaktadır!..” anlamında bir mesaj yayınlamıştı.
Sn. Erdoğan’ın ve diğer Arap Krallarının sıkça gündeme taşıdıkları:
“İki devletli çözüme rıza gösterilmesi ve İsrail’in 1967 sınırlarına çekilmesi” ise;
• Hem Yahudi Dini ve Siyonist ideolojisi açısından…
• Hem de, BM, NATO, AB ve ABD’nin… Hatta Hindistan ve Çin’in, yani dünyanın mevcut yönetim zihniyeti bakımından imkânsız bir çağrıdır ve mazlum Filistin halkını boşuna avutup oyalamaktır. Öyle ise yeni bir dünya kurulmalıdır ve Milli Çözüm’e acilen ihtiyaç vardır!
Bir kişinin; kendisinin de asla inanmadığı ve gerçekleşeceğine ihtimal tanımadığı bir şeyi, çözüm önerisi ve barış teklifi olarak sunması ve savunması ise tek kelime ile, sahte bir tavırdır, münafıklıktır. Daha doğrusu, İsrail’in işini kolaylaştırmak ve Siyonist vahşetini meşrulaştırmaktır.
Tekrar hatırlatalım; Netanyahu, iyice şımarıp küstahlaşmış ve Riyad Zirvesi sonucu İsrail’e kurusıkı atan İslam liderlerini şöyle uyarmıştı:
“Çıkarlarınızı ve makamlarınızı-iktidarlarınızı korumak istiyorsanız, İsrail hakkında konuşmalarınıza dikkat etmeniz lazımdır!”
Bu arsız ifadeler, İslam ülkeleri yöneticilerinin Siyonist ve emperyalist odakların onayı ile işbaşına taşındıklarını açığa vurmaktaydı.
Artık son ve tek çare, azgın İsrail’in durdurulması ve yaptığı zulümlerin kusturulmasıdır. Bu da ancak Milli Çözüm inancı ve Erbakan icraatıyla mümkün olacaktır. Ve ümitvar olunuz, ki o kutlu günler yakındır!.. İşte bakın ve heyecanlanıp hazırlanın; artık her gün onlarca İsrail tankı ve yüzlerce terörist militanı etkisiz bırakılmaktadır. İsrail yırtıcı domuz gibi Gazze kapanına yakalanmıştır!
İslam Ülkeleri Zirvesi’nden “yaptırım” değil, zırvalık çıkmıştı.
Riyad’da gerçekleştirilen İslam Zirvesi tamamlanmış ve yine fos çıkmıştı. Zirvede, Filistin’deki katliamın son bulması ve İsrail’in saldırılarının savaş suçu sayılması konusunda mutabık kalınmıştı.
İsrail’in Gazze’ye saldırısının “misilleme” veya “meşru müdafaa” gibi bahanelere sığınılarak tanımlanmasının reddedildiği bildiride, bunun derhal durdurulmasının talep edildiği vurgulanmıştı.
Bildiride, “Tüm devletleri, işgal yetkililerinin, ordusunun ve terörist yerleşimcilerin, Filistin halkını öldürmek, evleri, okulları, cami ve kiliseleri ile tüm mallarını yok etmek için kullandığı silah ve mühimmat ihracatını derhal durdurmaya çağırıyoruz.” ifadeleri yer almıştı.
BMGK’den, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki hastaneleri barbarca yok etmesini, bölgeye ilaç, gıda ve yakıt girişini engellemesini, elektrik, su, internet dahil tüm temel hizmetleri kesmesini kınaması ve bunların savaş suçu olarak betimlenmesi yönünde karar alması için çağrı yapılması tam bir gevezelik hatta zırvalıktı. Çünkü bu tür teklif ve temenniler aciz ve çaresiz halka yaraşırdı; ama iktidarlara icraat lazımdı.
Aynı zirvede Filistinli gruplara da çağrı yapılmıştı!
Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ), Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğuna vurgu yapılan bildiride, “Tüm Filistinli grup ve güçlere FKÖ çatısı altında toplanma ve FKÖ’nün liderliğindeki ulusal ortaklık çerçevesindeki sorumluluklarını yerine getirme” çağrısı yapılmıştı. Bunun anlamı; Hamas’ın gayrimeşru sayılması, ve tüm Filistinlilerin İsrail egemenliğine razı olunmasıydı.
Bildiride, “Gazze’nin Doğu Kudüs dahil olmak üzere Batı Şeria’dan ayrılmasını içeren tüm önerileri reddediyoruz ve Gazze’nin geleceğine yönelik tüm yaklaşımların, Gazze ve Batı Şeria’nın özgür, bağımsız, egemen, Doğu Kudüs başkentli ve 4 Haziran 1967 sınırları çerçevesinde kurulmuş Filistin Devleti içindeki birliğini garanti altına alacak kapsayıcı bir çözüm içinde yer alması konusunda ısrarımızı belirtiyoruz.” ifadeleri ise ayıp savma ve hıyanete hizmet kılıfı sarma çabasıydı!
Doğu Akdeniz’de ABD’ye ait askeri uçakların ve helikopterlerin düşmesinin sırrı!
ABD Avrupa Komutanlığı, 10 Kasım 2023 Cuma günü Doğu Akdeniz’de ABD’ye ait bir askeri uçağın düştüğünü açıklamıştı. Açıklamaya göre uçak, eğitim görevi icra ediyordu ve kaza(!) sonucu düşmüştü. Olayla ilgili soruşturma başlatılmıştı.
Düşen uçakta bulunan mürettebatın sağlık durumu hakkında bilgi verilmezken, ABD Avrupa Komutanlığı tarafından yapılan, “Olaydan etkilenen ailelerden ötürü şu anda olaya karışan personel hakkında daha fazla bilgi veremeyeceğiz.” açıklaması kafaları karıştırmıştı. Yoksa ABD’nin şaşkınlığa uğradığı ve açıklamaktan sakındığı çok özel ve etkili teknolojilerle mi bu uçaklar düşürülüp devre dışı bırakılmıştı?
Uçağın tamamen eğitim amaçlı sorti gerçekleştirdiğini açıklayan Komutanlığın, “Herhangi bir düşman faaliyeti belirtisinin bulunmadığını kesin olarak söyleyebiliriz.” ifadeleri bu kuşkuyu yansıtmaktaydı.
…
MAKALEYİ OKUMAK veya DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ..